SÜREKLİ AYNI ŞEYLERİ YAZMAK İSTEMİYORUM AMA SANIRIM HİKAYELERİN BAŞINDAKİ YAZILARIM FAZLA SIRADAN NEYSE :) BU BÖLÜMDE ARTIK OLAYA GİRİYORUZ. KEMERLERİNİZE SIKI TUTUNUN ÇÜNKÜ SİZİ ÇEKİŞMELİ BİR METE VE NİSAN BÖLÜMLERİ BEKLİYOR:D KOCAMAN ÖPÜLDÜNÜZ.
(Şarkı: John Newman - Losing Sleep)
Nisan~
Bugün nasıl bir gündü böyle?! Düşünmek bile işkence ediyordu insana fazlaca... Mete'nin yanından Halil Bey'in yanına gidip teklifi kabul etmediğini söylediğimde yüzünü buruşturmuş ve bana bayağı kızmıştı. Hakaretlerini saymıyordum bile... Sırf ona kabul ettiremedim diye bu kadar öfkelenmesine gerek yoktu. Gerçi kızıp hakaret edeceğini başından beri biliyordum ama duymak biraz onur kırıcıydı. Sonucunda ise ikimizde birbirimize hakaret etmiş, öfke kusmuştuk.
" Beceriksiz! Seni güvenerek müdür yaptım. Daha basit bir teklif işini bile halledemezken restaurantı nasıl idare ediyorsun sen?! Adam etkilemek için hiç mi güç sarf etmedin? Biraz güler yüzle bu işi halledebilirdin! Ama sen... Bir boku beceremiyorsun. Gözüm görmesin seni!" dediğinde sabrım taşmıştı. Uzun süredir susuyordum.
" Bana bak patron bozuntusu! Hak ederek müdür oldum ben! O lanet olasıca restaurantın da benim sayemde gayet iyi kar ediyor! Ben olmasam o ilk şubendeki dingil garsonlarına kim söz geçirecekti? Tek amaçları gelen müşterileri incelemekti; tıpkı senin gibi! Bana orospu muamelesi yapma! Eskiden bir ilişki yaşadık diye onu ikna edemem ya! İşte senin gibi beyinsizler bunu anlamıyor! Patronum olabilirsin ama bu beni başka amaçların için kullanacağım anlamına gelmiyor!" dedikten sonra sakinleşip yine o Müdür Nisan havama bürünüp, " İyi günler efendim, yarın şubeye dönüyorum. " diyerek Halil Bey'in yanından gitmiştim.
Ona bağırırken ki yüzü gözümün önünden gitmiyordu. Korkmuştu ve kesinlikle benden böyle bir öfke krizi beklemiyordu. Ona ve herkese karşı Müdür Nisan'dım. Çalışanlara bağırırdım onlar bu sinirli ve çirkef halime alışıktı ama o... O ilk defa çirkef Nisan'la tanışıyordu. Bu onu şaşırttığı kadar beni de şaşırtmıştı. Genelde, beni ne kadar sinir etse de, patronuma saygılı davranırdım. Bugünkü bir istisnaydı.
Eve gelip kendimi yatağa attığımda başım zonkluyordu. Aytaç yol boyunca konuşup durmuştu ama benim başka sorunlarım vardı. Mete gibi...
Cehennemin dibi! 3 senede kendimi onsuzluğa zor alıştırmıştım ve adamı bir kaç dakika görmem onu yine düşünmeme neden olmuştu. Bugün onu gördüğümde bu hale geleceğimi biliyordum. Beni yine etkisine almıştı ama eski Nisan yoktu; tıpkı eski Mete'nin olmadığı gibi...
O konuşkanlığı, nazikliği gitmişti. Benim kendimi kaybettiğim gibi o da kendini kaybetmişti. Zaten o parti gecesinden sonra kim eskisi gibi kalmıştı ki?
Bütün gece gözümü her kapayışımda onunla geçirdiğimiz zamanları hatırlamıştım. Hatırlamak istemediklerimi bile... Böyle yumuşamamalıydım; gerçi onu bundan sonra görmeyecektim. Teklifi kabul etmeyerek beni büyük bir zorluktan kurtarmıştı. Müdür Nisan'ı daha da sert yapmam gerekecekti ve... Bu en zoruydu.
Her şeye rağmen buna gerek yoktu. Mete hayatıma ani girişi gibi aniden kaybolmuştu. Ve ben çooook rahatlamıştım. Yarın gönül rahatlığıyla işe gidebilirdim.
**********************************
Restaurantı açan ve en erken gelen bendim. Normalde yedide iş başı yapardık ama ben altıda gider, eksik var mı diye depodaki erzakları kontrol eder sonra da odamda bugün yapılacak olan dosyaları hazırlardım. Böyle söyleyince çok kısa sürecek bir şey gibi görünse de beni çalışanlar gelene kadar oyalıyordu. Sonrası rutindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse Bana ❃ 2
Storie d'amoreGülümse Bana hikayesinin devamı olan bu hikayede bu sefer Nisan'ı daha olgun görüyoruz. O artık büyüdü. Evlilik hayalleri kuran saf kalpli bir kız değil artık. Kendisine mükemmel bir düzen kurdu. Her şeyi rayına oturttu. Bu mükemmel düzen ona göre a...