BUGÜN BÖLÜMÜ VERMEYİ PLANLIYORUM BU OLDUKÇA UZUN BİR BÖLÜM VE UMARIM BEĞENİRSİNİZ:) EN SEVDİĞİM BÖLÜMMMM:D:D:D BENCE METE... NEYSE OKUYUN VE GÖRÜN :D İYİ OKUMALAR:) BU ARADA YORUM İSTİYORUM CİDDEN YORUM OKUMAK HOŞUMA GİDİYOR FİKİRLERİNİZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ ÖZELLİKLE DE BU BÖLÜM İÇİN:)
Nisan~
Geçmiş bazen kara bir perde, bazense küflenmeye yüz tutmuş binlerce hatıradan başka neydi ki? O zayıf zihnimizde zamanın önemli hatıraları birer birer kaybolurken... Geçmiş neydi ki? Neydi ve ne için bir an olsun peşimizi bırakmıyordu? Doğrular, yanlışlar, sevinçler, özlemler... Hepsi inanın unutup gittiği bir adresten başka neydi? NEYDİ?! Acı zamanla sevince, sevinç ise zamanla acıya dönüşmüyor muydu? Hangi insan her zaman mutluydu ki? Kim istediği gibi sıkıntı çekmeden kolay bir hayat yaşıyordu? KİM?!
Her insanın kendine göre sıkıntıları vardı. Büyük ya da küçük sıkıntılar... Sonucunda rahatladığımız sıkıntılar... Mete'yi unuturum sanmıştım ama o ilk günkü gibi taze ve eskisi gibi canlıydı. Onu sevdiğimi idrak etmem uzun sürmüştü. Tamam hatanın çoğu bendeydi. Onu yıldırmak için, benden vazgeçirmek için elimden geleni yapmıştım ve o da gitmişti. Deniz'in dediği gibi, Mete'nin de bir sınırı vardı ve ben bu sınırı çoktan aşmıştım.
Onu sevdiğimi nasıl itiraf edecektim bilemiyorum. Onu yeniden kazanmak için ya da benden yine hoşlanmasını ağlamak için ne yapmam gerekliydi bilemiyordum. Yapabileceğim tek şey o sert Müdür Nisan maskemi düşürmekti. Gerçi istesem de eski soğuk, erişilmez halime dönemiyordum. Mete bunu benim için imkansız bir hale getirmişti.
Neredeyse 2 haftadır Eski Nisan'dım. Gülen, neşeli, kibar, yumuşak ve kesinlikle duygusal... O sert Nisan'dan sonra bu halim çalışanlara şok etkisi yaratmıştı. Herkese gülümsüyor, kibar kibar konuşuyordum. Kimse bu yumuşak halime alışık değildi. Yine de kolaylıkla uyum sağlamışlardı. Aslında eskiye göre daha iyi bir düzen oluşmuştu. Eskiden korkudan işlerini eksiksiz yapıyorlardı şimdi ise sevdikleri için ve saygı gördükleri için yapıyorlardı. Yapılan iş de emek de farklıydı.
Eski Nisan olmak güzeldi. Kendimi rahatlamış ve özgür hissediyordum. Hayatımda kısıtlama yoktu. Yine 18 yaşındaki Mete'yle çılgınlıklar yapabilecek, onun kollarında saatlerce ağlayabilecek histeri Nisan'dım.
İlk başlarda Mete'yle karşılaşmamaya özen gösteriyordum. Bunu başardığımda söylenemezdi. İkimizde ne konuşuyor, ne de birbirimizin yüzüne bakıyorsun. Aslında başlarda bu iyiydi ama sonra harekete geçmem gerektiğini anlamıştım. Mete ayağıma gelmeyecekti. O şansı çoktan kaybetmiştim. Eskiyi hatırlasın diye onunla konuşmaya çalışıyor, eskisi gibi saçlarımı salıyordum. Aslında onun stratejisini uyguluyordum ama etkili olmuyordu. Sinir olmadan yapamıyorsun ama hak etmiştim. Ona aynı şeyleri bende yapmıştım.
Arabadan indiğimde kalbim o kadar hızlı atıyordu ki bir an soluklanmadan yapamadım. Ne zaman onu düşünmeye başlasam böyle oluyordu. Üzerimde Hastalık gibi bir etkisi vardı. Nefessiz kalıyordum.
Restoranı açıp içeriye girdiğimde gülümsemeden yapamadım. Bugünün farklı olacağını hissediyordum. Odama girip işlerimi ayarlarken çalışanlarda gelmeye başlamıştı. Hepsi gülümseyerek 'Günaydın' derken bir kişi dememişti. Kim olduğunu tahmin etmek zor değil değil mi?
Onun bu hallerine alışmıştım. Bana benim yaptıklarımı yapıyordu? Bu beni sevdiği anlamına geliyordu değil mi? Sonuç olarak ben onu sevdiğimi kabul etmemek için o şekilde davranıyordum. Neyse ne ya.
"Nisan Hanım bir sorunumuz var..." diyen Aytaç ürkekçe kapıda dikiliyordu. Hafifçe gülümsedim. "Ne gibi bir sorun?"
"Şey... Kızacaksınız." dedi mırıldanarak. Başımı salladım. Konuşması için cesaret verircesine gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse Bana ❃ 2
RomanceGülümse Bana hikayesinin devamı olan bu hikayede bu sefer Nisan'ı daha olgun görüyoruz. O artık büyüdü. Evlilik hayalleri kuran saf kalpli bir kız değil artık. Kendisine mükemmel bir düzen kurdu. Her şeyi rayına oturttu. Bu mükemmel düzen ona göre a...