Duvarın önüne gelince durdum. Elimi duvara yasladım. Gözlerimi kapatıp gitmek istediğim yeri hayal ettim. Gözlerimi açtım. Duvar yine jöle gibi oldu. İçinden geçtim. O odadaydım. Mat yine yatağın başında oturuyordu. Yavaşça yaklaştım. Beni görememesi işime geliyordu. Yoksa şimdiye kadar bana sinirlenip beni odadan kovardı.
Yavaşça yaklaşmaya devam ettim. Yatakta Alec’i görmek için sabırsızlanıyordum. Sonunda görüş mesafesine gelince şaşkınlıkla donup kaldım. Bu bir kızdı. Benim yaşlarımda genç ve güzel bir kızdı. Makinalara bağlı bir şekilde gözleri kapalı yatakta kımıldamadan yatıyordu. Mat başında tedirgin bir şekilde oturuyordu. Onun elini tutup derin bir iç çekti. Bense bir ona bir kıza bakıp duruyordum.
Kimdi bu kız? Yoksa Diana mıydı?
Artık orada durmamın saçma olacağını düşünerek geri geri gitmeye karar verdim. Ama o anda Mat konuştu.
“Kim olduğunu öğrendin mi sonunda?”
Kiminle konuşuyordu bu? Bana mı diyordu? Hayır olamazdı. Bana diyor olamazdı. Beni görmüyordu ki?
Geri geri gitmeye devam ettim.
“O Diana! Neden bu kadar merak ettin ki bu odada ne olduğunu?”
Kesin bana diyordu. Ama emin değildim de. Bana doğru bakmıyordu. Diana ya bakıyordu.
“Lily bundan kimseye bahsetme. Kimse hala hayatta olduğunu bilmiyor.”
Şaşırmıştım. Cidden benim burada olduğumu anlamıştı. Ama yine de ses çıkartmayacaktım. Beni göremediği için bunu inkar edebilirdim. Sessizce geldiğim yönden çıktım. Duvardan çıkınca eski haline dönmüştü. Biran önce buradan uzaklaşmalıydım Mat beni görmeden. Koridoru hızlı adımlarla geçtim. Ama sonuna gelince Mat tam karşımdaydı.
“Lily!” Onu duymazlıktan gelerek ilerlemeye çalıştım. Fakat beni durdurdu ve kendine çevirdi.
“Lily ondan kimseye bahsetme. Şimdilik sır olarak kalmalı.”
“Tamam bahsetmeyeceğim. Ama sen benim orada olduğumu nasıl anladın?”
“Parfümünün kokusundan!”
“Ne?”
“Fazla dikkatli bir insanımdır. Ve emin ol kokuyu alır almaz senin olduğunu anladım.”
“Özür dilerim gizlice odaya girmek istemedim. Ama Agata’nın orada Alec’i tuttuğunu sandım.”
“Agata neden o odaya koyduğu adamı dışarda aylarca arasın ki? Neden öyle düşündün?”
“Bilemiyorum. Hala ona güvenemiyorum. Bir şeyler saklıyor gibi. Şüphelendim. Bu yüzden aklımdaki sorulardan kurtulmak için o odaya girdim.”
“Her neyse öğrendin artık. Fakat diğerleri kesinlikle bilmeyecek.”
“Neden Diana’nın yaşadığını onlardan saklıyorsun ki? Senin hakkında yanlış düşüncelere kapılıyorlar.”
“Farkındayım ama Diana’nın ölme ihtimalide var. Ya onlara söyledikten bir süre sonra Diana’yı kaybedersek. Hepsi ikinci kez yıkılır. Hala acısını atlatamadılar. Bunu tekrar onlara yaşatamam. Bu yüzden beklemek en iyisi.”
“Peki neyi var onun?”
“Komada. Tam olarak neler oldu bizde bilmiyoruz. Onu bulduğumuzda bu haldeydi. Komaya girmeden önce son söylediği söz ise ‘ALEC’ oldu.”
“Yani bu demek oluyor ki Alec’e neler olduğunu biliyor olma ihtimali yüksek.”
“Olabilir. Ama ona düşkün olduğunu da hepimiz biliyoruz. Belki başka sebebi vardır. Yine de uyanmadığı sürece hiç bir şey öğrenemeyeceğiz.”
“Anlıyorum.”
Mat konuşmanın bittiğini belirtmek amacıyla geri dönüp yürümeye başladı. Ben de daha sorularım olduğu için arkasından koşturmaya başladım.
“Mat bir kaç sorum daha var.”
Durmadı ilerlemeye devam ediyordu.
“O senin kız arkadaşın mıydı?”
Durdu. Bir süre hareketsiz kaldıktan sonra bana döndü ve
“Çok soru soruyorsun.”
“Çünkü merak ediyorum.”
Tekrar yürümeye başladı. Arkasından ilerliyordum. O anda karşımıza Luke çıktı. Tam zamanıydı yani. Neredeyse onu konuşturmak üzereydim.
Luke
“Saatlerdir seni arıyorum. Ama sen baya meşgulsün anlaşılan.”
Ben sinirle ona bakıyordum.
“Evet dersim vardı.”
“Dersin yarım saat önce bitmiş. Siz ne yapıyordunuz bu koridorda?”
Ona anlatamazdım ki. Mat’a söz vermiştim. Olanları anlatmam doğru olmazdı.
Tam bir şeyler kıvırmaya hazırlanıyordum ki Mat söze girdi ve
“Hala öğrencileri ile ilgili çok şey merak ediyor. Ve başımın etini yedi. Anlamamakta ısrar ediyor. Onlar hakkında ne biliyorsam anlattım zaten.”
Luke inanmasa da uzatmadı. Bana baktı.
“Konuşmamız gerekiyor!”
Mat’ın orada olduğunu unutarak sesimi biraz yükselterek konuşmuştum.
“Hiç bir şey konuşmamız gerekmiyor.”
Mat bize tuhaf tuhaf bakınca uzatmadım. Luke bana sinirle bakıyordu. Mat o anda gitmesi gerektiğini anlayarak uzaklaştı.
Luke ise bir şey demeden beni kolumdan tutup çekti. Odama girince kapıyı kapattı.
Tam ağzını açıp konuşacakken sinirle tekrar kapattı. Derin bir iç çekti ve bana tekrar bakarak
“İyi misin?”
“İyiyim.”
“Neden yatıp dinlenmiyorsun da ders vermekte ısrar ediyorsun?”
“Beni biliyorsun. Öyle durmak bana göre değil.”
Tekrara içini çekti.
“Yarın Jason un yanına gidiyoruz.”
“Ben gelmiyorum.”
“Neden?”
“Agata yeterde artar.” Onu bilerek sinirlendiriyordum. İster kıskançlık desin ister başka bir şey ama artık onunla bir yerlere gitmek istemiyordum.
“Lily!”
“Her neyse yarın benim dersim var. Unuttun mu bana zaten bir görev verdiniz. İlgilenmem gereken bir kaç mutasyon var.”
“Lily..!”
“Her neyse biraz yalnız kalmak istiyorum. Ve şunu unutma O Agata’ya hiç bir şekilde güvenmeyeceğim.”
“Neden konuşmama izin vermiyorsun?”
“Çünkü hak ediyorsun.”
Sinirle duvarı yumrukladı.
“En iyisi sen sakinleş Lily. Sonra konuşuruz.”
Odadan çıktı. Bende sinirle odadan çıktım. Nereye gidebileceğimi bilmiyordum. Ve tekrar hayal duvarının karşısına geldim. Gözlerimi kapattım. Ama nereye gitmek istediğimi bilmiyordum. Açtığımda kapı belirmişti. İçine girdim. Burası boş bir odaydı. Sadece dört duvarı olan boş bir oda. Biraz ilerledim. Ve yere oturup duvara yaslandım.
Luke’a sert davranmak istemiyordum ama neden benden bu kadar uzaktı? Eskisi gibi değil sanki. Belki ben değiştim. Bilemiyorum ama korkuyorum. Değişmemizden korkuyorum.
Ben böyle düşüncelere dalmışken odanın kapısı tekrar açıldı. Mat kapıdan şaşırarak bana bakıyordu. Gülümsedi.
“Bura ağlama duvarı falan mı? Bir kaç gün öncede Sense bu duvardan geçmiş ağlıyordu.”
“Mat yalnız kalabilir miyim”
“Sanırım hayır.” Yanıma oturdu. “Anlaşılan ikiniz zor bir dönemden geçiyorsunuz.”
Kafamı salladım ve ellerimi yüzüme kapattım. Elini omzuma koydu ve derin bir iç çekti.
“Evet!” ellerimi yüzümden çekerek ona baktım.
“Ne ‘Evet’?”
“Bana bu gün sorduğun sorunun cevabı ‘Evet’! O benim kız arkadaşım. Ve 4 yıllık bir geçmişimiz var.”
“Testlere girmeden öncede mi tanışıyordunuz?”
“Evet! Ben yetimhanede büyüdüm. Onunla 14 yaşında tanıştım. Aynı okuldaydık. Başlarda hiç anlaşamasak da daha sonradan bu sevgiye dönüştü. Onunla tanışmamızdan 2 yıl sonra bir okul gezisi oldu. Bir ada gezisiydi. İkimiz baş başa gezerken bir kaç maskeli kişinin kucaklarında mağaranın birine koliler taşıdığını gördük. Gizlice mağaraya girdik. Bir kapı açıldı. Merakımız iyice artmıştı. Onları içeriye kadar takip ettik. Bir laboratuvardaydık. Ve bir sürü çocuğun o laboratuvarda baygın baygın yattığını gördük. Bir çok alet vücutlarına takılmıştı. Ama oradan fark edilmeden çıkmayı başaramadık. Yakalanmıştık. Bizi bırakmaya niyetleri yoktu. İlk bir hafta bizi kapılar ardında kapalı tuttular. Ama Diana ile hep birlikteydik. Bizi ayırmamışlardı. Hiç kimsenin yüzünü göremiyorduk. Kimseyi ama kimseyi görmedik. Yüzleri hep kapalıydı. Sürekli kaçmaya çalıştık ama bir türlü kurtulamadık. Sonunda bizi oradan çıkarttılar ve gözlerimiz kapalı başka bir yere götürüldük. Yolculuğumuz 4 saat sürmüştü. Ve bir süre sonra biz de deneylerinin bir parçası olduk. Bizim gibi bir çok çocukla tanıştık. Flex herkesten korkuyordu. Onun kalbini kazanmayı başarmıştım. Diana’da Flex kadar korkuyordu. Ama hep yalnızken ağlıyordu. Bize ne yaptıkları hakkında en ufak bir fikrimiz olmuyordu. Ama her gün daha bir yorgun daha bir benliğimizden uzaklaşır olduk. Kendimizdeki değişimleri fark ettiğimizde kendimizden korkmuştuk. Diana’da ki farklılığı fark etmişlerdi. Ona yaptıkları deneyler günden güne artmaktaydı. Artık onun yüzünü göremez olmuştum. Bir gece gizlice odama girdi. Bana seslendi. Korkuyla irkildim. Ona baktığımda ağlayarak boynuma sarıldı. Bana ne dedi biliyor musun? ‘Lütfen bana yardım et. Kurtar beni buradan. Onlar bulmadan kurtar beni!’ Ve ardından ağlamaya devam etti.”
“Bu sözleri bir yerde daha duymuştum. Ama nerede? Kesinlikle duydum. Neyse sen devam et.”
“Onun çok korktuğunun farkındaydım. Ve diğerlerini de toplayıp bir plan yaptım. Bir çok zorlukla karşılaşmakta oradan kaçmayı başardık. Bizim gibi kaçan çoktu. Ama hepimiz dört bir yana dağıldık. Ve şuan gördüğün gibi 8 kişi burada birbirimizle buluştuk. Alec bizi buluyordu. Bize yardım edeceğini ve bizi koruyacağını söyledi. Ve dediğini de yaptı. Diana güçlerini kontrol edemiyordu. Ona yardım etti. Cidden çok zor zamanlar geçirdi. Hem zihnen hem bedenen. Ateşi kontrol etmek çok zordu. Bazen senin gibi ruhların onunla konuştuğunu söylüyordu. Ama iyi niyetli olanların değil. Onun aklına giriyor ve onu kötü düşünmeye ikna ediyorlardı. Diana ne kadar dirense de bazen onları dinliyordu. Alec bu aşamada ona çok yardımcı oldu. Ve bir gün Alec ve o bir mutasyonun daha sokaklarda çok yakınlarda gezdiğini anladılar. Bu görev için sadece ikisi gitmişti. Ama baya beklesek de kimse gelmedi. Aramak için dışarı çıktık. Alec’ten haber yoktu fakat Diana onun evinde yerde baygın yatıyordu. Direk başına gittim. Gözlerini kapatmadan bana söylediği son şey ‘ALEC’ oldu. Ne demek istediğini anlamadık. Ama Alec ortaya çıkmayınca onun kaçırıldığından emin olduk. Diana ise o günden sonra bir daha uyanmadı. Diğerlerine öldüğünü söyledim çünkü doktor yaşamasının çok zor olduğunu söyledi. Bu yüzden bir süre herkesten saklamak en iyisiydi.” Tekrar derin bir iç çekti ve devam etti. “Hikaye bu kadar”
“Çok üzüldüm. Onu uyandırmanın bir yolu elinde sonunda bulacağız sen merak etme.”
Gülümsedi. “Eminim bir gün bulacağız. O gün yakın olmasını umuyorum.”
“Sanırım çıkmamız gerekiyor. Süremiz doldu.” İkimizde oradan çıktık. Ondan ayrıldıktan sonra koridorda düşünerek yürümeye başladım. Ve sonunda o ayni sözleri daha önce kimde duyduğumu hatırladım. Beni takip eden ruhtu bu. O Diana’ydı. Ama nasıl o haldeydi? Benden yardım isteyen kesinlikle oydu.
Düşüncelerden kurtulup Luke’u bulmak için koştum. Odasındaydı. Boynuna sarıldım.
“Luke yeni bir şeyler buldum.”
“Ne buldun?”
“Alec ile ilgili! Ona bir adım daha yaklaşabileceğiz.”
Luke gülümsüyordu. Bana parlayan gözleriyle bakarak “Ne buldun?”
“Sana anlatacağım her şeyi ama sanırım önce Diana’yı anlatmam gerek sana.”~~~~~~~~~~
Aaa yazar yine yarıda kesmiş. Gıcık yazar 🙈🙈😂😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir VAMPIRE Aşık Olmak 2!
VampirKaranlığın içinde karanlık... Gecenin içinde gölge... Beni bitiren korku..! Karanlığın sonunda aydınlık... Güneşin ardında yine gölge... Ve hala beni bitiren korku..!