AŞK HAKKINDA SENDEN DAHA ÇOK ŞEY BİLİYORUM

867 49 2
                                    

Emma elinde olmadan titredi. Parmaklarında kan kalmadığını fark etti. Nefes almaya bile korkuyordu. Kalbinin atışını daha yeni fark ediyordu. Nasılda hızlı atıyordu. Sadece bir saat önce Martin için atan kalbi şimdi Jackson’ın yanında atmaya başlamıştı. Ne oluyordu ona? Hayır. Bu olamazdı. Bunu o da istemiyordu. İmkansızı sevmek istemiyordu. Bunu kaldıramazdı. Bu kadarı onunun için çok fazlaydı.

    Silkinerek kendine gelmeye çalıştı. Çevresine bakındı. Hiç kimseyi görmeyince rahat bir nefes aldı. Olanları hiç kimse görmemişti.

    Tedirginlikle kapıyı açtığında Jackson’ı camdan dışarı baktığını gördü. Hiçbir şey olmamış gibi odanın ortasındaki sandalyeye oturdu. Jackson da siyah perdeleri çekti. Emma sandalyenin yanındaki kelepçeleri bileklerinden geçirdi. Bu kelepçeler insanlar acıdan hareket etmesinler ki vampirler de rahatlıkla kanlarını içsinler diye yapılmıştı.

    Jackson kızın boynunu örten saçlarını geriye doğru attı. Emma da hemen başını sağa doğru yatırdı. Artık kızın boynu tüm ihtişamıyla vampirin önündeydi.

    Jackson kızın boynuna yaklaşırken Emma elinde olmadan ürperdi. Dişlerini kızın boynuna birden geçirince Emma’nın dudaklarından küçük bir inilti çıktı. Jackson kızın iniltisini duyunca dişlerini Emma’nın boynuna daha çok bastırmaya başladı.

    Emma kanı sömürülürken sessizce bekliyordu. Gözleri kararmaya başlayınca Jackson geri çekildi. Emma’nın bileğindeki kelepçeleri bir hareketle çıkardı. Kıza bakmadan insanların iki katı hızla odadan çıktı.

    Emma kendine gelmek için iki dakika hareketsiz bir şekilde bekledi. Ayağa kalkınca dengesini kaybedip yere düştü. Jackson’ın ısırdığı yeri tutarak ayağa kalkmaya çalıştı. Ayağa kalkınca odanın solundaki sağlık bölümüne doğru yürümeye başladı. Dolaptan pamuk çıkardı. Masanın sağında bulunan anti zehri alıp yavaşça şişenin kapağını açtı. Yeterince pamuğa döktükten sonra ısırılan yere baskı yapmaya başladı.           Zehrin soğukluğunu boynunda hissettikten bir dakika sonra yanması başladı. Isırılan yerden başlayarak alevler tüm vücudunu sarmaya başladı. Çığlık atmamak için dudaklarını ısırdı. Ne kadar beklediğini bilmiyordu ama ona bir ömür gibi gelmişti. 

    Bu zehir vampir olmalarını engelliyordu. Isırıldıktan sonra vücutlarına bir zehir yayılıyordu. Bazı insanlar vampir olmak için bu zehri kullanıyordu. Ama vampir olmak için ailesinden birinin vampir olması gerekir. Yoksa zehir tam olarak yayılmaz. Bunun sonucunda da ölürler.

    Yaranın kapandığını hissedince pamuğu çekti. Elini boynuna götürünce yaranın geçtiğinden emin oldu. Odadan çıktığında hızla ders işleyeceği sınıfına doğru yol aldı. Burada insanlarda ders işlerlerdi. Tabi ki normal dersler değildi. Vampirlerle ilgiliydi. Bir bakıma insanlar burada hayvan muamelesi görürlerdi. Hiçbir vampir onlarla konuşmazdı. Aslında bu durumdan memnundu Emma. Bir vampirin ona sataşmasını istemezdi doğrusu.

    Sınıfa girdiğinde boş yerin kalmadığını gördü. İ      ç çekerek Thomas’ın yanına oturdu. Onunla dört dersleri aynıydı. Pek konuşmayan insanlardandı. Vücudu çelimsiz bir yapıya sahipti. Kahverengi gözleri her zaman korkuyla bakardı çevresine. Geçen sene tanışmıştı onunla. Çekingen olsa da Emma ile konuşurdu.

    Sıraya otururken ‘‘Merhaba Thomas.’’ Demeyi ihmal etmedi. Thomas da Emma’nın sıcak selamına karşılık verdi.          Sınıfa Bayan Sea gelince ikisi de sustu. Bayan Sea bir vampirdi. Buradaki tüm öğretmenler öyleydi. Siyah saçlarını her zaman toplar gerek olmasa da gözlük takardı. Her halde otoriter görümüne bir şeyler daha katmak istemişti.

ZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin