BASKIN(FİNAL)

666 44 20
                                    

Emma sıkıntıyla yerinden kıpırdandı. Bir ayda ne çok şey olmuş. Baş vampirlere annesi savaş açmış ve ailesini seçmişti. Babası her şeye rağmen annesini kabul etmiş.

Emma düşünmekten yorulmuştu. Babasına daha yeni kavuşmuşken tekrar kaybetmek istemiyordu ama oraya saldırmazsa rahat edemeyeceklerdi.

Yanındaki Jackson'a bıraz daha sokuldu ve onun kokusunu içine çekti. Her şeyin o an durduğunu hissetti genç kız. Sadece onun yanında bunu hissediyordu.

Gözlerini yumdu. ''Baş vampirler bizi rahat bırakmayacaklar değil mi?''

Fısıldarken içinde bir ümit vardı. Her ne kadar cevabı bilirken. 

Jackson kızın başını öptü. Koltuktan doğrurken Emma başını kaldırıp Jackson'a baktı. Vampir kızın yüzünü izledi bir süre. Hiç kimse konuşmadı. ''İntikam almak istiyorsun değil mi?''

Emma tereddütsüz başını sallayınca Jackson devam etti. ''Onlar da istiyor. Sen şuan onlar için bir tehtitsin Emma. Seni yok etmek istiyorlar ama sadece istiyorlar. Bunu yapmalarına izin vermem.''

Kız gözlerini sıkıca kapadı. Tekrar açtığında Jackson'a buruk bir şekilde gülümsedi. ''Seni asla bırakmam Jackson. Seni seviyorum.''

Jackson inleyip kızın dudaklarına kendikilerine bastırdı. Emma bu hareketi bekliyormuş gibi hemen ağzını açarak karşılık verdi. İkisi de tutkulu bir şekilde öpüşürken çevreden kopmuştu. Sanki başka bir dünyadaydılar ve burada sadece ikisi vardı.

Melinda salona girince Emma ve Jackson'ı öpüşürken bulmayı beklemiyordu. Şaşkınlıkla ağzı ve gözleri aynı anda açıldı. Boğazını yüksek bir sesle temizledikten sonra kaşlarını çattı.

Emma ve Jackson sesi duyduğu gibi birbirinden ayrıldılar. Emma sesin sahibine dönünce annesini gördü. O an kız yerin dibine girmek istedi. Başını eğdi. ''A... Anne... Biz.. Yani...'' 

Kız heyecan ve utançla kekelerken Melinda çatık kaşlarını düzeltmeden Jackson'a bakmaya başladı. Oğlan Emma'ya bakıyordu. Emma'yı utangaç bir şekilde görmeyi seviyordu. Ona göre çok şirindi ve bu vampirin gülümsemesini sağlıyordu.

Melinda Jackson'ı sırıtırken görünce ''Ne oldu beyfendi? Basılmaktan zevk mi aldınız?'' diye sesini yükseltti.

Jackson bakışlarını Melinda'ya çevirince yüzündeki ifade silindi. ''Bu sizi ilgilendirdiğini sanmıyorum. Siz kocanızın yanına dönseniz de biz de baş başa kalsak. Hem kocanız da sizi özlemiştir. Anlarsınız ya?''

Jackson'ın iğneleyici laflarıyla başını kalldırdı Emma. Şaşkınca Jackson'a bakarken ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Annesi ile Jackson'ın arasının iyi olmadığını biliyordu. Ne de olsa onu dövmüştü Melinda.

Gözlerini korkuyla annesine çevirince Melinda'nın gözlerinin renginin değiştiğini gördü. Ortamdaki gergin havayı atmak için konuşmaya başladı. ''Hadi ama anne. O benim sevgilim. Fazla abartmıyor musun?''

Melinda öfkeli gözlerini kızına çevirdi. ''Sevgilin olabilir ama bu seni her zaman öpeceği anlamına gelmez. Terbiyesiz.''

Son kelimeyi tıslarcasına söyleyince Emma korkuyla titredi. Jackson ellerini yumruk yaptığını gördüğünde yutkunmak zorunda kaldı.

''Hayatım, gelir misin?'' Babasının sesini duyunca rahatladığını hissetse de annesi ona ölümcül bakışlarından atınca bütün gerginliği kat kat fazla bir şekilde geri döndü.

Annesi arkasını dönüp ''Sizinle sonra konuşacağım.'' diye söylenip gitti.

O gidince gerginliğin gideceğini sanan Emma değişmeyen havayla birlikte hayal kırıklığına uğradı. Korkuyla Jackson'a bakınca vampirin sırıttığını gördü. Kaşları çatıldı. ''Neden sırıtıyorsun Jackson? O kadar şeyden sonra birde aptal gibi sırıtıyorsun. Anneme basıldık. Bu da yetmiyormuş gibi onu sinirlendirdin.''

Jackson başını eğip Emma'ya bakınca gülümsemesi büyüdü. ''Annen ile böyle anlaşıyoruz. Pek iyi bir anlaşmamız yok tabiki ama bence gayet eğlenceli.''

Emma kaşlarını havaya kaldırdı. ''Annemle mi eğleniyorsun yani?''

Jackson omuz silkerek gülümsemeye devam etti. ''Sanki o benimle eğlenmiyor(!)''

Emma ayağa kalktı. Saçlarını düzeltirken yan gözle onu izleyen Jackson'a baktı. ''Çok güzel bir eğlenme anlayışınız var(!)''

Salondan ayrılıp mutfağa gittiğinde susadığını hissetti. Ne zamandır kan içmiyordu? Ah! Çok olmuştu.

Buz dolabını açıp kan torbalarından birini aldı ve içmeye başladı genç kız. Bu sırada Jackson gelmiş ve sandalyeye oturmuştu.

Emma torbayı bitirdiğinde emin olunca onu çöbe attı. Dudaklarını rahatlığın verdiği huzurla yaladı. Bu gerçekten ona iyi gelmişti.

Jackson'ın hala ona baktığını görünce tam ağzını açmışken dışarıdan bir ses duyuldu. Ardından başka bir gürültü kopunca korku dolu gözlerini Jackson'a çevirdi.

Jackson çoktan ayağa kalkmış ve cama yaklaşmıştı. Dışarıda vampir sürüsünü görünce kaşları çatıldı. Arkasına dönüp Emma'ya baktı. Kızın korku dolu gözleriyle buluşunca burukça gülümsedi. ''Misafirlerimiz var.''

Daha ne olduğunu anlamadan kapının gürültüyle açıldığını duydu Emma. Jackson kızın önüne geçerek ona siper olurken yavaşça ilerliyorlardı.

Birçok ayak sesi artarken Melinda'nın çığlığı evi doldurdu. Ardından babasının sesi. Emma'nın gözleri dolarken neler olduğunu anlamıştı.

Lanet okuyarak Jackson'a sokuldu. Sesli bir şekilde yutkundu. Mutfaktan çıktıklarında seslerden uzak yerlere gitmeye çalıştılar.

Karşılarına iki tane vampir çıkınca Jackson ile beraber geriledi. Korkuyla kalp atışları değişirken titremesine engel olamıyordu. 

Jackson iki vampiri kolaylıkla halledince derin bir nefes alıp annesi ve babasının bulunduğu odaya gitti.

Odaya gelince annesin solgun bedenini ve yanında kanlar içinde yatan babasını görünce çığlık attı. Her şey bu kadar hızlı ilerlememeliydi. Ölmemeliydiler. Onları daha yeni bulmuşken kaybetmiş olamazdı.

Ağlarken dizleri onu taşıyamadı ve yere çötü. Elleri zangır zangır titriyordu. Aşağıdan Jackson'ın inlemesini duyup hızla ayağa kalktı. Onu da kaybedemezdi. Eğer onu kaybederse yaşaması için bir neden kalmazdı.

Aşağa indiği gibi Jackson'ı fark etti. En az beş vampir tutuyordu onu. Emma Jackson'a doğru bir adım atmışken Jackson'ın kafası bedeninden ayrılması bir oldu.

O an kıza o kadar hızlı gelmişti ki birden dondu. Neler olduğunu kavramaya çalışmak istemiyordu. Canı acıyacaktı. Buna rağmen gözlerini yerde yatan Jackson'ın cansız bedenine bakarken yere çöktü.

Vampirler kıza doğru yürürken korkmadığını anladı Emma. Bir an önce bunun bitmesini ve sevdiklerine kavuşmayı istiyordu sadece.

Kalbindeki boşlukla birlikte gözleri karardı. Kendini karanlığa atarken tek hissettiği huzurdu. Sadece huzur...

ZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin