Dolabına doğru giderken ''Jackson beni öpecekti. Jackson beni öpecekti...'' diye aklından sayıklıyordu Emma. Kafası çok karışmıştı genç kızın.
Dolabının önüne gelip hep omuzunda taşıdığı çantasını almak isteyince orada olmadığını fark etti. Endişeyle çevresine bakınmaya başladı ama bir türlü bulamıyordu çantayı. Bir yandan da nerede olabileceğini düşünüyordu. Bir bu eksikti işte! Kafası zaten karışıktı kızın. Bir de çantasına yoruyordu kafasını. Sonunda sınıfta unutabileceği aklına geldi Emma'nın. Hızla adımlarını sınıfa doğru çevirdi.
Sınıfa girdiğinde çantasının orada olmadığını fark etti. Emin olmak için sırasının önüne gelerek etrafa bakındı ama çantası yoktu işte. Sıkıntıyla nefes vererek ensesini kaşıdı. Neredeydi bu çanta?
Bunu düşünürken çevresine bakınıyordu. -belki buradadır diye.- Bir yandan da nerede olabileceğini düşünüyordu. Jackson'ın yanına giderken yanında yoktu. Bundan emindi. Burada olmalıydı.
Telaşla çevresine bakınırken arkasındaki sesle oraya döndü. ''Bunu mu arıyordun?''
Emma Thomas'ın elinde kaldırdığı kırmızı çantasına bakıp gülümsedi. Emma'nın gülümsediğini görünce Thomas da gülümsedi. ''Teşekkürler Thomas. Gerçekten de endişelenmiştim. ''
Thomas ''Sınıftan hızla çıkınca bunu burada unuttun. Sana yetişmeye çalıştım ama çok hızlı gidiyordun Emma.'' dedi
Tekrar gülümseyen Emma ''Çok teşekkürler Thomas. Gerçekten.'' dedi
Emma Thomas'ın elinden kırmızı çantasını aldı. ''Rica ederim Emma. Neyse benim gitmem gerek. Sonra görüşürüz. ''
Emma çantasını omuzuna atarak çıkışa doğru ilerledi.
Yurt odasına girdiğinde ilk fark ettiği Nora'nın kızarmış gözleri oldu. Berbat görünüyordu! Yerdeki mendillere bakılacak olursa geldiğinden beri ağlıyordu Nora.
Telaşlanan Emma hemen Nora'nın oturduğu yatağa oturup ''Ne oldu sana Nora? Neden ağlıyorsun?'' diye sordu.
Ağlamaktan şişmiş gözleriyle Emma'ya bakan Nora '' Vampir oluyormuşsun!'' dedi.
Acı gerçek yüzüne vururken gözleri dolan Emma ''Sen nereden biliyorsun?'' diye sordu arkadaşına.
Nora'nın yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. '' Herkes bunu konuşuyor. Neymiş 'Türünün tek örneğiymişsin. Neler yapacağın belli değilmiş. ' Bazıları ise seni istemiyor. Öldürmeyi düşünüyor. Öldürmek! Onlara göre 'Sen vampirlerin sonu olabilirmişsin.' Aman ne önemli (!) Peki ben? Sen gidersen ben ne yaparım tek başıma? En yakın arkadaşımı kaybediyorum burada!''
Dostuna sıkıca sarılan Emma ağlamasına engel olamadı. ''Ama Nora sen vampirleri seviyorsun. Onlara hayransın sen. Normalde insanlar kırk beş yaşına kadar vampirlere hizmet ederken sen tüm ömrünü adadın.''
Nora Emma'dan ayrıldı. ''Ama en yakın arkadaşımdan ayrılacağım Emma. Bu çok zor.''
Emma buruk bir gülümsemeyle '' İnan benim içinde zor Nora ama ne olursa olsun senden ayrılmayacağım. Sen benim çocukluk sırdaşımsın. Hatırlasana bir keresinde yurdun yemekhanesinde yemek savaşı başlatmıştım ve yurt müdürüne ben yaptım demiştin.'' dedi anıları hatırlayarak gülümsemesi büyüdü.
Nora da olanları hatırlayarak küçük bir kahkaha attı. ''Sen de benim için bana sürtük diyen Ellie'yi benzetmiştin.''
Emma gözlerini devirdi. ''Hak etmişti.''
Artık Nora da kabul etmişti olacakları. Ellerinden bir şey gelmezdi.
&
Emma sıkıntıyla okuluna giriş yaptı. Ne çok olay yaşamıştı. O normal bir insandı. Yani o öyle zannediyordu. Sıkıntıyla nefes vererek dolabına doğru ilerledi. İçinde bir sıkıntı vardı atamadığı.
Çantasını dolabının önüne koyarak dolabını açtı. Birkaç tane kitabını alırken yanından hızla geçtiği birini fark etti. Dolabının kapağını kapatım çevresine bakınırken yanındaki vampiri gördü. Siyah saçları ve kırmızı gözleriyle gerçek bir vampire benziyordu kız.
Vampir, kızı süzdü. Tehlikeli bir adım attı Emma'ya doğru. Kaşları çatıktı.
Tehlikeli bir şeyler olacağı belliydi. Hissetmişti Emma. Yutkunarak bir adım geriye atarak vampirin kapattığı arayı açtı. Vampire daha dikkatli bakınca bu kızın dün Jackson'ın konuştuğu kız olduğunu anladı. Tamam, iyi de bu kız Emma'dan ne istiyordu? Ve neden bu kadar sinirliydi?
Vampir kız Emma'nın geriye attığı adımla daha çok sinirlenip onu karşıdaki duvara doğru attı.
Emma gürültülü bir şekilde duvara çarpıp yere düştü. Birçok kemiği kırılmış ve canını çok yakıyorlardı. O acıyla gözlerini kapatıp inledi.
Vampir hızla Emma'nın yanına gelip onu tek eliyle havaya kaldırıp bütün öfkesini kusmaya başladı. ''Sen mi vampirliği değiştireceksin. Daha kendini koruyamıyorsun. Sen vampir olmayı hak etmiyorsun. Onun yerine ölmeyi hak ediyorsun insan!''
Emma kızın sözlerini anlamaya çalışırken geriye doğru savrulduğunu hissetti. Sırtı soğuk duvara tekrar vururken kırılan kemiklerinin acısını daha çok hissetti. Bu acıyla büyük bir çığlık attı. Vampirin ona doğru gelmesini bekleyen kız gözlerini sıkıca yumdu ama vucüdun da hiçbir baskı hissetmediği için gözlerini tekrar açtı.
Jackson'ı ona saldıran vampirin üzerinde görünce gözlerini şaşkınlıkla büyüttü.
Jackson altındaki kıza hırlarken bir yanda söyleniyordu. ''Ne yaptığını sanıyorsun Elena? Onun tek umudumuz olduğunu biliyorsun.''
Elena Jackson'ın kaslı kollarından kurtulmaya çalışırken ''Dönüştüğünde bize yardım edeceğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ki? Bizi yok edebilir. Bunu biliyorsun.'' diye hırladı sinirle.
Jackson kızın üstünden yavaşça kalktı. Elena da üzerinde ki baskı gittiği gibi hızla ayağıya kalkıp Jackson'a kötü bakışlarını yolluyordu. Elena saçını düzeltikten sonra onlara şaşkınca bakan Emma'ya kötü bakışlarını yollayıp hızla oradan ayrıldı.
Emma, Jackson ve Elena'nın söylediklerinin hepsini duymuştu. Buradaki herkes duymuştu gerçi. Onu sadece kullanacaklardı.
Kız kırılan kaburgalarına inat kalkmaya çalıştı. Acıyla çığlık atıp yere düşerken biri onu yakaladı. Onu kimin tuttuğuna bakınca Jackson olduğunu görünce kaşlarını çattı. Dün onu öpme çabası sırf kızı kullanmak içindi. Sinirle Jackson'a bir tekme savurdu ama onun canı acımıştı. Gözünden yaşlar akmaya başladı. Kalbi ve kemikleri çok acıyordu.
Jackson'ın suratı ifadesizdi. Emma sinirle '' Bırak beni. Sana ihtiyacım yok kan emici varlık.'' diye bağırdı.
Jackson kızı bırakmak yerine daha sıkı tutmaya başladı. Emma'yı tek hamleyle kucağını aldı. Kızın acı dolu çığlıklarını duymazlıktan geldi. Hızla revire doğru yol almaya başladı.
Emma Jackson'ın kucağında çırpınırken canının acısıyla çığlık atıyordu ve bu çevredeki insanların onlara daha çok bakmalarına yol açıyordu. Kız utanıp Jackson'a daha çok sokuldu. Kimseye gözükmek istemiyordu. Çığlık atmayı kesti ve gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR
VampirNüfusunun yarısından çoğu vampir olan bir kasaba. Hayatındaki gerçeklerden habersiz olan bir kız ve duygularını göstermekten korkan bir vampir. Birbirlerine ne kadar uzak cümleler değil mi? İşte bu hikayede bu cümlelerin birbirini geçişini şahit ola...