YENİ İNSAN

542 38 4
                                    

Yeni yeni sınıfa doğru yol almışken açlığını bastırmaya çalışıyordu. İnsanının kim olduğunu bilmiyordu. Haber vermemişlerdi. O da çok üşenip sormaya gitmemişti.

Arkasından isminin seslenildiğini duyunca zorlukla oraya döndü. Thomas'ı ve meşhur gülümsemesi karşısında ve ona doğru yaklaşıyordu. Onu görünce istemsizce gülümsedi Emma. O kadar masumdu ki gülümsemesi kız ona imrendi bir an. 

Thomas kızın yanına gelince aldığı kan kokusuyla yutkunmak zorunda kaldı Emma. Bir adım uzaklaştı Thomas'dan. ''Benden uzak dursan iyi olur Thomas. Şuan pek iyi hissetmiyorum.''

Thomas anlayışla gülümsedi. ''Biliyorum Emma. İnsanının benim.Vampirim ölmüş. Nedenini söylemiyorlar.''

Emma şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Vampirin neden öldüğünü tahmin edebiliyordu Emma. Büyük ihtimalle yaratıklardan biri öldürmüştü. Başka hiçbir yaratık onları öldüremezdi.

Kan içmek konusunda acemiydi. İstemeyerek Thomas'ın canını yakabilirdi ve bunu istemiyordu. O kıza karşı hep iyi ve nazik olmuştu. Emma da ona karşı böyle olmak istiyordu. Deniyordu da. Elinden geldiğince yapmaya çalışıyordu.

Bu sırada Thomas ile birlikte kan içilen odalardan birinin önüne varmışlardı. Önden ilk Thomas girdi. Emma da derin bir nefes alarak odaya ayak bastı.

Thomas çoktan hazırlanmış Emma'yı bekliyordu. Onu öyle görünce kalbinde bir burukluk oldu kızın. Çok değil bir hafta önce o da bu sandalyelerden birine oturuyordu.

Emma Thomas'ın ayak ve bileklerini bağlayıp boynuna doğru eğildi. Ah! Dayanamıyordu. Vampir dişleri hemen gün yüzüne çıkmışlardı bile.

Dişlerini büyük bir açlıkla Thomas'ın boynuna geçirdi. Dikkatli olmaya çalışıyordu ama kanın tadını alınca topladığı dikkati bir anda yıkıldı.

Thomas'ın acı dolu çığlığını daha yeni duyan kız aceleyle geri çekildi. Tek hamleyle zincirlerini çıkardı. Thomas zincirlerden kurulduğu gibi antizehirin bulunduğu yere gidip antizehri boynuna uygulamaya başladı.

Bu arada Emma başını eğmişti. Pişmanlık duygusu çok geçmeden tüm bedenini ele geçirmişti. ''Özür dilerim Thomas.''

Sesi savunmasız çocuklar gibi çıkmıştı. Dokunsan ağlayacaktı neredeyse. Thomas onun değer verdiği nadir arkadaşlarından biriydi ve canını yakmak istememişti. Lanet olsun ki kontrolünü kaybetmişti.

Antizehirli pamuğu boynuna bastıran Thomas başını eğen kıza döndü. Üzgün olduğu belliydi. Butuk bir şekilde gülümsedi. ''Önemli değil Emma. Canımı yakmak istemediğini biliyorum ama yeni dönüştün ve kontrol edememen gayet normal.''

Emma  bu sözleri duyunca korkakça başını kaldırdı. Thomas'a baktığında çocuğun burukça gülümsediğini gördü. O da gülümsedi. 

Sonunda sınıfa doğru gidiyordu. Thomas çoktan varmıştı sınıfına. İyiliğinden endişelendiği için sınıfa kadar ona eşlik etmişti. Thomas'ın ısrarlarına rağmen... Şimdi de vampir sınıfına doğru ilerliyordu. Geç kalmıştı. Bu yüzden acele ediyordu. Çoktan Bay Black derse başlamış olmalıydı.

Birden hiç beklemediği birisini görünce duraksadı. Nora'nın burada ne işi vardı? 

Hızlı adımlarla bir sınıfın -vampir sınıfının- önünde duran kızın yanına gitti. ''Neden buradasın Nora?''

Nora çevresine bakındıktan sonra arkadaşına döndü. ''Yeni vampirim bu okulda okuyor. Hmm... Senin vampirindi eskiden. Adı Jackson.''

Emma söyledikleriyle şok ve korku dalgaları vucüdunu ele geçirdi. ''Şimdi de onun kanını mı o pis yaratıklara vereceksin?''

Nora sıkıntıyla nefes alarak gözlerini Emma'dan kaçırdı. ''Benim elimde olan bir şey değil Emma. Onların hizmetinden çıkmaya kalkarsam beni öldürürler. Ölmek istemiyorum Emma. Lütfen, anla beni.''

Emma başını iki yana salladı. ''Buna izin veremem Nora. Hem o yaratıklar insan kanını içemezler.''

Nora acıyla gülümsedi. ''Kanımı içerek öldüreceklerini kim söyledi? Bak, sadece ben hizmet etmiyorum onlara. Bir çok kişi var benim gibi ve hizmetlerinden çıkmaya kalkaşanlara ne yaptıklarını gördüm Emma. -Nora'nın yanağından bir damla süzülür- İşkence edip öldürüyorlar. Ben... Ben yapamam.''

Nora'nın gidişini üzgünce izledi Emma. Jackson'ın kanını vermesini izin vermeyecekti. En yakın arkadaşını da kaybetmek istemiyordu. Ne yapacağını hiç bilmiyordu!

Sınıfa nihayet girdiğinde tüm gözler Emma'da sabitlendi. Kız sessizce bir lanet okuduysa da tüm sınıfın bunu duyduğunu biliyordu.

Bay Black öfkeli gözlerle genç vampiri süzdü. '' Hiç gelmeseydiniz Bayan Waltson. Ders bitmek üzere.''

Emma sessizce fısıldadı. ''Özür dilerim.''

Bay Black gözlerini devirdi. ''Bu ilk dersiniz olduğu için sizi affediyorum ama bir daha olursa derse almam.''

Emma sessizce teşekkür ederek boş bir sıraya oturdu. Bay Black'in derse devam ettiğinden emin olduktan sonra başını sıraya gömdü. Normalde dersi dinleyen biriydi. İnek değildi ama dersleri az çok dinlerdi. Şuan ise dersleri hiç çekemezdi. Düşünmesi gerek daha önemli şeyler vardı.

Dersin çoğunu kaçırdığı için birkaç dakika sonra zil çalmıştı. Zilin çalmasıyla boş olan koridorlar canlanmıştı. Burada hiç arkadaşının olmamasına üzülüyordu. Gerçi diğer tarafta da o kadar çok arkadaşının var olduğu söylenemezdi ama Thomas vardı işte. O ona yetiyordu.

Koridorda dolabına doğru ilerlerken Jackson ve Nora'yı kan içme odasına doğru girerken gördüğünde içine panik dolmuştu. 

Hızla arkalarından odaya girdi. Jackson'ı Nora'nın kanını içerken tuhaf oldu. Ne yapacağını şaşırdı.

Jackson kızın boynundan geri çekilip soru soran gözlerle Emma'ya bakmaya başladı. ''Benimle dışarıya gelebilir misin Jackson?'' Bu bir soru cümlesinden ziyade emirdi.

Jackson tek kaşını kaldırarak odadan çıktı. Nora'nın gözlerini devirdiğini gören Emma kaşlarını çatıp dışarıya çıktı.

Duvara yaslanmış Jackson'ın onu beklendiğini görünce dudaklarını ısırdı. Böyle çok havalı duruyordu.

Düşüncelerinden sıyrılıp vampirin yanına dığru ilerledi.'' Ona karşı dikkatli ol Jackson.''

Jackson kaşlarını çattı. ''Neden? O bana ne yapabilir ki? Hem o senin en yakın arkadaşın. Bu yüzden mi?''

Emma sıkıntıyla nefes aldı. Aldığı nefesi geri verirken Jackson onu izliyordu. '' Temel neden o değil.''

Jackson kıza anlamayan gözlerle bakmaya başladı. ''Bulmaca gibi konuşmayı kes Emma. Dedektifcilik oynayamam ben. Kan içme saatimin ortasında beni alıp çıkardın. Ne olduğunu anlat.''

Emma ona söyleyip söylememek arasında kaldı ama ona hala biraz güvenmiyordu. Melinda'ya söyleyebilirdi. ''Sadece dikkatli ol.''

Jackson sertçe kızı öperken Emma hazırlıksız olduğu için birkaç dakika karşılık veremedi ona. Karşılık verdiği gibi de geri çekildi Jackson. ''Sen bir şeyler saklıyorsun sevgilim.''

Emma buruk bir şekilde gülümsedi. ''Sen işini hallet ve dikkatli ol sadece.''

Jackson son bir kez daha kızı öptükten sonra çapkınca gülümsedi. Emma bu gülümsemeyi görünce zar zor aldığı kısık nefesler kesildi. 

Jackson odaya tekrar girince kadar ona baktı. Ne yapacaktı? Jackson'a söylemeli miydi Nora'yı? Hiç bilmiyordu. Arkadaşını tehlikeye atmak istemiyordu. Gerçi o şuan da tehlikeliydi.

Sıkıntıyla nefes verirken yürümeye başladı. Yaratıklar, Nora, babası... Hayatı ne hale gelmişti?

ZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin