Emma hızla okula girdi. Ne yapması gerekiyorsa yapacaktı. Sıkılmıştı tüm bu olanlardan. Dün akşam Melinda'nın ısrarıyla o ihtişamlı şatoda kalmış ve dinlenmişti. Nora kesin onu merak etmiti. Haber verememişti ki...
Şimdi ise Melşnda'nın yanına gidiyordu. -müdirenin odasına- Nerede yaşadıkları ile ilgili konuşacaklardı.
Kız kapıyı açıp içeriye girdi. Annesinin yalnız olmadığını görünce şaşırdı. Onun burada ne işi vardı?
Emma sıkıntıyla nefes aldıktan sonra ''Yaratıklar nerede saklanıyorlar?'' diye sordu.
Melinda kızına gülümseyerek ''Jackson da bu yüzden burada. Onlarıizleyip sağ çıkabilen tek vampir. Bu nedenle de yerlerini biliyor. Sana gösterecek.'' dedi.
Emma gözlerini devirip odadan çıktı. Okulun çıkışına doğru ilerlerken yanında birisinin olduğunu fark edip o tarafa doğru döndü. Jacksom kaşlarını çatmış ve kıza bakıyordu.
Okuldan çıktıktan sonra kızın kolundan tutup durdurdu. Emma şaşkınlıktan büyüyen gözlerini Jackson'a doğru çevirdi. ''Neden benden kaçıyorsun Emma?''
Emma kaşlarını çattı. ''Ben senden kaçmıyorum. Kolumu da bırak.'
Jackson kıza doğru bir adım atıp aralarındaki mesafeyi kapattı. ''Kaçıyorsun Emma ve ben de bunun nedenini öğrenmek istiyorum.''
Kız sıkıntıyla derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi sesli bir şekilde dışarıya verdi. ''Bunu konuşacak zamanı değil.''
Jackson inatla ''Ne zaman konuşacağız bu konuyu?'' diye sordu.
Emma ''Sonra.'' diyerek arkasına dönüp ilerliyordu ki Jackson yine kızın kolundan tutarak ona dönmesini sağladı.
''Ne kadar sonra?'' diye sordu vampir.
Kız dayanamayıp ''Bu iş bittikten sonra!'' diye bağırdı.
Sinirlenen Jackson '' O zaman hızlı gitsek iyi olur. İnsnalar gibi gidersek oraya varmamız akşamı bulur. '' diye bağırarak hızla yol aldı.
Gözlerini sinirle deviren Emma da onu takip etmeye başladı.
Kasabanın dışında tamamlanmamış eski bir hotelin önünde durdular. Hoteli yaptıran adam iflas etmişti ve böylelikle hotel yarım kalmıştı. Değerli bir yer olmamasından dolayı yıkılmaya layık görülmemişti.
Jackson fısıltıyla '' Bu hotelin altındaki tünellerde yaşıyorlar. Ben bundan sonra seninle gelemem.'' dedi
Emma derin bir nefes aldı ve yavaşça hotele doğru yol almaya başlamışken Jackson yine kolundan tutarak onu kendine döndürdü. Emma soru sormaya başlamadan önce Jackson'ın dudakları Emma'nınkileri buldu. Emma'nın şaşkınlığından yararlanarak sert ve uzunca öptü kızı.
Geri çekildiğinde ise ''Dikkatli ol.'' diye fısıldadı dudaklarına doğru.
Kız olayın şaşkınlığıyla başını sallayarak hotele doğru yürüdü.
Hotelin tozlu kapısını açtı. İçerideki koku yüzünden yüzünü buruşturup nefesini tuttu. Sanki burada bir şey ölmüştü.
Paslı merdivenlerden inerken dikkatli olmaya çalışıyordu ses çıkmasın diye.
Karanlık ve uzun koridorlardan giderken koku iyice artmıştı.
Biraz ötede sağında bir konuşma duyunca orada duran karanlık bir duvarın arkasına saklanıp dinlemeye başladı. ''Bunu-u-u-u getirdiğin iyi-i-i-i oldu-u-u.'' dedi bir erkek sesi. Nedense kelimelerin son harfini uzatıyordu.
Duvarın kenarından dikkatlice onları görmeye çalıştı. Tahmin ettiyi kadarıyla az önce konuşan o yaratıklardan biriydi ve önünde bir kız bulunuyordu.
Kız kıpırdandı. Sanırım bir insandı. ''Efendin, bunu yapan kim?''
Hayır! Hayır! Bu sesi tanıyordu. Onun bu yaratıkların arasında ne işi vardı? Bu işe karışmış olamazdı. O kız Nora'ydı!
Yaratıklardan saydığı kadarıyla kırkı aşkın vardı. Nora'nın önündeki yaratığın kenara çekilmesiyle ona saldıran yaratığı görmesi bir oldu. Koku da ondan geliyordu. Çok acı çekiyormuş gibi görünüyordu.
Nora'nın konuştuğu yaratık elindeki kan dolu şişeyi inleyerek yatak yaratığa içirdi. Yaratık vampir kanını içince kendine gelmeye başladı.
Nora'nın konuştuğu yaratık kıza döndü. ''Emma-a-a Waltson. Bunu yaptığna-a-a göre ölmeyi hak ediyor-r-r.''
Nora'nın titrediğini Emma bile hissetmişti. Ne yapıyordu bu kız? Onlara yardım ediyordu!
Nora'nın sağında ayakta dikilen başka bir yaratık kaşlarını çattı. ''Senin-n-n için bir sorun mu var-r-r?''
Nora şaşkımca diğer yaratığa döndü. Başını iki yana salladı hemen. '''Hayır, hayır efendim.'' Kız bunu söylerken titremişti.
Nora'nın ona doğru geldiğini görünce başını hemen çevirdi Emma ve saklandığı yere daha çok sokuldu.
Nora yanından geçerken ''Özür dilerim Emma.'' diye fısıldadığını duydu.
Onu gördü sanan Emma şaşkınca kızın oradan çıkışını izledi. Onu görmediğinden emin olarak rahat bir nefes verdi. ,
Biraz bekledi. Nora'nın uzaklaşmış olduğunu tahmin ederek o iğrenç kokan yerden hızla çıkıp okula doğru gitöeye başadı.
Şimdi ne yapacaktı? Melinda'ya Nora'yı söylerse onu öldürürlerdi ve o en yakın arkadaşının ölmesini istemiyordu. Bir yandan da söylemezse Nora hep o iğrenç, kokuşmuş yaratıklara vampir kanı getirerek güçlenmesini sağlayacaktı. En iyi bunu ilk Nora ile konuşmatı. Neden böyle bir şey yaptığını soracaktı Emma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR
VampireNüfusunun yarısından çoğu vampir olan bir kasaba. Hayatındaki gerçeklerden habersiz olan bir kız ve duygularını göstermekten korkan bir vampir. Birbirlerine ne kadar uzak cümleler değil mi? İşte bu hikayede bu cümlelerin birbirini geçişini şahit ola...