Melinda'nın odasının kapısının önünde tereddütle duruyordu. Hava çoktan kararmıştı. Okulda ise hademelerden başka birde onlar kalmıştı.
Kapıyı açtığında birçok öğretmenle göz göze geldi. Bunların arasında Jackson ve Elena'yı seçebiliyordu. Öğretmenlerin burada olmasını anlıyordu. Jackson'ın da anlıyordu ama Elena'nın burada ne işi vardı?
Melinda kızını görünce her zamanki gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. ''Evet, Emma. Seni dinliyoruz.''
Emma sıkıntıyla nefes aldı. ''Pek fazla şey öğrenemedim. Kırk kişiye yakındı sayıları. Daha varlar mı bilemiyorum? Orada o kadar yaratık vardı. Benim kanım onları öldürmüyor. Öldürecek seviyeye geliyorlar ama vampir kanı içince iyileşiyorlar.''
Bayan Sea merakla Melinda'ya baktı. '' Bu kadar vampir kanını nasıl buluyorlar? Bütün vampirleri uyardık. Geceleri dışarı çıkmıyorlar. Çıkarlarsa da grup halindeler.''
Melinda ayağıya kalktı. ''Birileri onlara vampir kanı götürüyor olmalı.''
Otuzlu yaşlarda görülen esmer bir adam kaşlarını çattı. ''Bir hain mi var yani?''
Bayan Sea çatılmış kaşlarıyla adama döndü. Bir müddet adamı inceledi. ''Öyle olmalı Aıdan.''
Jackson başını olumlu anlamda salladı. ''Kesinlikle Bay Black'e katılıyorum, efendim.''
Emma bu konuşmanın sonunun kötü olacağını hissetmişti. Lanet olsun, onlara Nora'yı söyleyemezdi.
Geriye doğru bir adım atarak gözden uzak olmayı seçti. Böylelikle ona soru sormayacaklardı ama ne yazık ki Melinda'nın ona bakışıyla olduğu yerde çivilendi. ''Sen birini gördün mü?''
Emma derin bir nefes aldı. Daha sonra sesli bir şekilde yutkunmak zorunda kaldı. Bütün gözler yine ona çevrilmişti. Bu baskıdan nefret ediyordu. ''Hayır... Hayır, görmedim.''
Melinda biraz düşündükten sonra başını tamam anlamında salladı. ''Peki, konuşma bitmiştir. Gidebilirsiniz.''
Melinda odadan ayrılınca bütün öğretmenler sırayla odadan ayrıldı. Emma da kapıdan çıkacakken Jackson'ın ona seslenmesiyle durdu. Tek kaşını kaldırarak Jackson'a döndü.
Jackson'ın yanında duran Elena da neler olacağını merak etmişti.
Jackson Emma'nın önüne geldi. ''Şimdi konuşabiliriz Emma.''
Kız kaşlarını çattı. Gerçekten mi? Bu Jackson bir şeye taktı mı bırakmıyordu. Bu kadar da fazlaydı!
Arkadan onlara merakla bakan Elena'ya kaydı gözleri. Tekrar Jackson'a baktığında onun da Elena'ya baktığını gördü.
Emma'nın elinden tuttu Jackson. '' Elena, biz Emma ile çıkıyoruz.''
Elena kadar şaşıran Emma elini çekmek istese de Jackson'ın vampir gücünden dolayı bunu yapamıyordu.
Elena gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. ''Na... Nasıl yani?''
Jackson'ın yüzünde bir gülümseme oluştu. ''Biz çıkıyoruz Elena. Tebrik etmeyecek misin? Sen benim en iyi dostumsun.''
Elena ''Tebrik ederim.'' diye fısıldadı.
Emma'nın ise dili tutulmuştu. Parmaklarında kanı çekildi. Nefes alışı durdu.
Ne yapmaya çalışıyoru bu? Elena'ya baktı yan gözle. Tanrım! Vampir ağlamak üzereydi. Jackson bunu nasıl görmezdi? Kesin görüyordu. Önemsemiyordu herhalde. Ortamda gergin bir sessizlik vardı. Ta ki Elena'nın kapıyı çarparak çıkana kadar...
Emma bu gürültüyle kendine geldi. ''Biz çıkmıyoruz!''
Kız o kadar çok bağırmıştı ki bir an bu ses benden mi çıktı diye düşündü.
Jackson Emma'nın belinden tutup kendisine doğru çekti. '' Çıkıyoruz.'' diye fısıldadı Emma'nın kulağına.
Emma bu sesle ürperse de kendine hakim olmayı başardı ama bu durumda doğru dürüst düşünmeyi pek beceremiyordu.
Git gide soğuduğunu hissediyordu. Bu Jackson'ın ona yaptığı etki değildi. Ne olduğunu anlamamıştı.
Jackson da kızdaki bu sıcaklık değişimini fark etti. Ani bir şekilde geri çekildi ve kızı süzdü. Emma'nın gözlerinin içindeki belirginleşen damarları görünce onu kollarının arasına aldı ve sıkıca sardı.
Emma kaşlarını çattı. Neler oluyordu ona böyle? Kendisini çok aç hissediyordu ama normal yemeklerden istemiyordu. Canı başka bir şey istiyordu. Şey gibi.... Kan!
Hırlayan Emma, Jackson'ın kollarından kurtulmaya çalıştı. Bütün insanların boyunlarını parçalamak sonrada akan kanlarını içmek istiyordu. Ah! Hem de çok istiyordu. Bunu bütün bedeni diliyordu.
Jackson'ı omzundan duvara doğru attı. Kapıya doğru hareket etmişti ki sırtındaki acıyla inledi. Gözlerini açınca üstünde Jackson'ı görmesiyle kaşlarını çattı. Ne yapıyordu bu saıak? Kan istiyordu ve bu vampir onu bu isteğinden mağrum bırakıyordu.
Yerden debelenmeye başladı Emma. Jackson ise zorlukla kızın kollarından tuttu. Ne yapacaktı? Emma dönüşüm geçiriyordu. Aklına gelen ilk şeyi yaparken buldu kendini.
Emma ise o debelenmenin arasında dudaklarındaki baskıyla duraksadı. Ah! Bu dudakları hiç bu kadar açlıkta öpmemişti.
Dayanamayan Jackson hırlayarak Emma'nın üzerindeki tişörtü yırttı. Emma da Jackson'ın bu hareketine inlemeyle karşılık verdi.
Jackson'ın tişörtünü tek bir hamleyle çıkaran kız iç çamaşırlarıyla kalmıştı. Böylelikle öfke tutkuya dönüştü...
Jackson'ın tişörtünü üzerine geçiren Emma bunu nasıl yapabildiğini düşünüyordu. Nasıl bu kadar zayıf olabilmişti? Kendisinden nefret ediyordu. Bu kadar kolay teslim olmamalıydı ama olmuştu. Dün akşam dönüşüm geçirmişti. Sanki o kişi Emma değildi. Tam zıttı onunla. Şimdi ise gerçek bir vampir olmuştu.
Jackson kızı dikkatle inceliyordu pantolonunu giyerken. Odasından hızla aldığı gömleğini giymişti. Emma ise Jackson'ın sporcu tişörtünü üzerine geçirmişti. Boldu... Fazla boldu ama şuan bunu önemsemiyordu. Şortunu da geçirirdi altına.
Jackson gözlerini devirdi. ''Bu kadar kafana takma Emma. Bu olmasaydı birini öldürecektin. Masum birini öldürmen yerine seks yaptın.''
Utanarak Jackson'a dönen kız ''Özür dilerim Jackson ama ben önüme çıkan herkesle bunu yapmadım. İlkimin özel olamsını isterdim. '' dedi
Emma'ya yaklaşan Jackson ''Zaten özeldi. Sen özelsin bebeğim.'' diye fısıldadı kızın yanağını okşarken.
Emma Jackson'ın dokunuşuyla gözlerini kapadı. Açtığında gülümsedi. Jackson da Emma'nın gülümsemesini görünce sırttı.
Jackson'ın Emma'nın yanağını okşuyan eli Emma'nın elini tuttu. Böylelikle iki genç vampir geleceklerindeki kötülüklerden habersiz mutlulukla okulun koridorunda el ele gezdiler.
![](https://img.wattpad.com/cover/12024635-288-k246182.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR
VampireNüfusunun yarısından çoğu vampir olan bir kasaba. Hayatındaki gerçeklerden habersiz olan bir kız ve duygularını göstermekten korkan bir vampir. Birbirlerine ne kadar uzak cümleler değil mi? İşte bu hikayede bu cümlelerin birbirini geçişini şahit ola...