40. bölüme geldik bile.
Gamze
" neyi sonuca bagliycaz be çık odamdan seninle konuşmak istemiyorum ayrıca Doruk gelcek birazdan herhalde git burdan " odama hayvan gibi dalmış olan Selim'i odamdan itekleyerek çıkarmaya ne kadar çalışsam da olmadı hala mal gibi dikiliyordu karşımda " senin olmaya bilir ama benim var gamze ayrıca doruğun nereye gittiğini nasıl bilmezsin hani sevgiliydiniz " alaycı tavrı bu cümlede daha da fazla artmıştı " asıl senin sevgilin nasıl insan akşam akşam kızların odalarına mı yolluyor seni " gülümsedi " yapma sende biliyosun " biraz daha sinirli ve atarlı bi ses tonuyla " o zaman o sesler kapıyı üstsüz açışın " cevap vermeden bana doğru daha da yaklaştı " anlamıyo musun git lan git bak şimdi bi şey yapcam görcen gününü " yine alaycı ses tonu ve sırıtış " ne yapacaksın yapsana " etrafa giz gezdirip yakınım da bulunan vazoyu alıp kafasına geçirdim " sana söyledim ama " biraz sarsıldı " gerçekten mi " diyip yere yığıldı tam o sırada da kapı açılmasın mıı ben elimde vazo önümde baygın selim kapıdaki kişi şok " gamze iyi misin senden korkuyorum " hemen yanıma geldi olayı kısaca özet geçip kendimi savundum tabi Doruk hemen Selim'i alıp yatağa yatırdı " yani birazcık suçlusun ne demek adamın kafasına vazo geçirmek " hepiniz erkeksiniz hep böylesiniz " ama yani ben oda da yalnızım ve gücüm onu itmeye yetmiyo çık dedim çıkmadı bak elimden bi kaza çıkar dedim yine çıkmadı alay etti bende aldım geçirdim kafasına " ben haklıyım işte biz dorukla kim haklı kim haksız davası yaparken selim mırıldanarak pardon bildiğiniz bağıra bağıra yatağa oturdu " hay sana söz anlatmaya gelene aq ne yapıyosun sen ya " hemen dorukla olan davayı yarıda kesip Selim'e döndüm " pardon da öküz gibi üstüme üstüme gelmeseydin de vazoyu kafana yemeseydin " vazoyu geçirdiğim yeri ovarak hala söyleniyordu " hadi kalk git sevgilin merak etmiştir ayrıca sen niye hala buradasın kafana bi vazo daha mı yemek istiyosun " selim hemen kalkıp "tamam sakın olun gençler gidiyorum " ben alaycı sırıtışımla " hadi sağdan sağdan canım " her şey sırayla Selim'i paketleyip üstümü değiştirdim tabi şimdi akşamdı ne zaman gündüz oldu diyceksiniz selim 5 e yakın bi saatte geldiğinden zaman hemen geçti tabi vazo filan geçirdik heyecanlı ağlanacak halime gülüyorum üstümü değiştirip aşağı indim kahvaltımı yapıcam tabak aldım açık büfeye ilerliyorum selimde tabak almış yanıma geldi " kahvaltımızı beraber yapalım mı " bu hiç akillanmiycak " Hayır kısa ve net " istediğim yiyecekleri alırken hala yanımda " neden ki beraber yapsak ne olur " ölüyorum anlamıyo " kıt mısın anlama zorun mu var yoksa Türkçe mi anlamıyorsun " tabağımı doldurup gözüme ilk masaya doğru ilerleyerek masaya oturdum " bari karşına otursam " tabağımı masaya bırakıp önce selime cevap vermeye karar verdim " evet diyene kadar peşimi bırak mıycaksın di mi " kafa salladı " ne halin varsa gör be istediğin yere otur " gelip tam yanıma oturdu " burası iyi " kahvaltımı yapıp onu takmaz bir hal aldım " eee anlat bakalım " yanıma oturtanda suç malım ben " ne anlatıcam be sana ne anlatıcam " sandalyemi geri çekip bitirmiş olduğum kahvaltıdan kalktım ben kalkınca tabi Selim de kalktı " hadi amaa biraz konuşalım " hiç onu duymazmış gibi merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım " gamze buldum son bi günü ayır bana istersen o günden sonra yüzüme bakma istersen affet ha hadi ya " fikir hoşuma gitmedi değil ama yine cevap vermeyip odama geldiğimden kapımı açıp içeri girdim selimde girmeye çalışarak ittirdigim kapıyı açmayı amaclarken benden fazlasıyla güçlü olduğundan içeri kolaylıkla girdi " eh be cevap ver ulan artık " psikolojim bozulmuş olduğunu fazlasıyla belli ederek önümde kızgınca bana bakan Selim'e doğru kahkaha atarak gülmeye başladım odanın içerisinde hem gülüyor hemde dolaşıyorum " ne gülüyorsun lan " kendimi durduramadan deli gibi gülüyorum " gülmesene " yavaş yavaş kendimi sakinleştirmeye başlamışken selimede cevap veriyim dedim " sen benden az önce şans mı istiyordun şimdi lanlı lunlu konuşuyorsun " selim hemen gözündeki öfke ışığını söndürüp sinyalleri yaktı " evet Evet konuşmam bi daha hadi bi gün lütfen " sihirli sözcükler adına tabi kide kabul etmiycem " bi düşüneyim bakalım kabul edebilir miyim " umut vardı gözünde kabul etmesini beklercesine benden güzel şair olur ama " düşündümde ben sana şans veremem canısı " bir kaç yapmacık hıçkırık " hadi şimdi cevabıda aldın değil git ulan " kapıyı açtım " buyrun lütfen " kapıya doğru bir kaç adım atıp durdu " o zaman artık bana karışma sen benim hiç bir şeyim değilsin bende senin bana bi şey deme o zaman " dur orda genç " çüş bi şey dedik abartma be ben senin hiç bir şeyin değil miyim peki bende biraz kandırırım şunu ne tepki vericek diye merak ettim ve kabul etcektim " hemen bu tavrını bırakıp " bende seni denedim canım ne olcak diye o zaman seni 8 de almaya gelcek hazır ol zaten Yan odadasın " direk kapıdan çıkıp cevap vermemi beklemeden çıktı bende çok zaman kaybetmeden hemen hazırlanmaya başladım ...
Melis
" erenn saat kaç olmuş ya " haykırarak uyandım elimle yatağımın yanını yoklayarak ereni kontrol ettim tabi ki bu saate kadar kalkmıştı bende hızlı bi şekilde kalkıp aşağı indim emir de uyanmış be ni uyandırmak yok tabi " ya beni niye uyandirmadiniz " eren dalga geçerek " annecik hele şükür uyana bildi oğlum " gidip hemen emiri kucağıma aldım " hiçte bile ben kalkmıştım şey siz uyanmayın diye sessizce yattım " eren kahkaha atarak " kesinlikle ben yanından kalkarken o yüzden hiç duymadın di mi canım acıktık yani biz oğlum da bende " emir kucağımda merdivenlere yönelerek " o zaman oğlumu doyuralım " eren de kalktı " ben ne olcam " merdivenlerden çıkarken o da arkamdan geldi " sen yeme babacık " Emir'in odasına gelince içeri girdim kapıyı kapadım " hadi ama ne güzel konuşuyorduk " kapının arkasından bana seslenen ereni takmadan emiri doyurdum kapıyı açtığımda eren hala oradaydı " burda mıı bekledin oturma odasına inseydin ya " emiri kucağımdan alıp " biz de aciz yani doyur beni anne " hemen aşağı inip kahvaltı hazırladım kahvaltımızı yaptıktan sonra eren ise gitti biz de emirle kaldık baş başa aklıma gamze geldi bari onu arıyim dedim telefonu alıp rehberden gamzeyi buldum ve ara tuşuna bastım " alo hiç aramıyorsun öldün mü kaldın mı belli değil " telefonu böyle açınca her halde birazcık şaşırdı " melis şimdi kapatıyorum hazırlanmam gerek dışarı çıkıcam hadi bays " telefonu çat diye kapadı neye hazırlanıyo bu böyle acaba ay orda olsaydım öğrenirdim de ay catliycam bari Selim'i arıyım " alo nabiyosun " hemen açınca bende hemen soru sordum " işim var melis sonra ara " aaa sıkıldım ama yeter be yüzüme kapatılan ikinci telefon yoksa bunlar yok ya ikiside kimle buluşcak acaba ben düşünceler içindeyken kapı çaldı kapıyı açmak için o yöne doğru ilerleyerek kapıyı açtım " lütfen bi kere dinle seninle konuşmalıyım " elinde tatlı bi erkek bebek ile duran sevimsiz ceren kapıda tam karşımda duruyordu ...
Bir bölümün daha sonuna geldik kaç günden beri yazıcam ama bi türlü olmadı bu güneymiş 1,8 olduk bu arada sizi seviyorum iyi ki varsınız takipte kalın yorum yapın ve oy verin isteklerim bu kadarcık sizinde isteğiniz varsa lütfen bildirin 😘🐇🐇