Bölüm 48

560 23 5
                                    

Melis
"Eren ama dur bak bekle bir saniye erenn ben iki canlıyım ama ya" sabah uyandığım gibi sevgili kocam kırk iki diş gülerek uyanmış beni kucağına almış oturma odasına ilerliyorduk odaya girdiğimizde beni koltuğun üzerine bırakıp emiri kucağına aldı "anne nerdeymiş oğlum" kucağında emirle oynarken bende yavaşça atıldığım koltuktan kalktım "resmen unutulduk di mi bebeğim" karnımı tutarak konuşuyordum birazcık şımarık bir anne olabilirdim eren hemen emir kucağında yanıma geldi "anne bizi kıskanmış oğlum" emir kıkırdayarak bana bakıyordu "ne yapabilirim resmen çok tatlısınız ve fıstığımla biz unutulduk" hemen emiri yanıma oturttu eli karnımdaydı "babası onu da çok seviyor melis sana bir şey diyeceğim" kafamı salladım "de eren bekliyorum" biraz daha karnıma eğildi "sanki içim de kız olacak gibi bir his var bence kızımız olacak" bu çok güzel olurdu zaten emir vardı bir de kızım olsa fena olmazdı aslında "öyle mi diyosun nerden çıkardın peki" sırıtarak doğruldu "kızlar babalarını daha çok severmiş ordan kızım her ona dokunduğumda kıpırdıyo" bit kadar bebek neyine kıpırdayacak yahu "saçmalıyorsun eren" kafasını salladı "hayır melis kızım her ona dokunduğumda tepki veriyor daha şimdiden babasını çok seviyor" hiçte bile annesini daha çok seviyor demek vardı orda da bozmayayım dedim "iyi de senin babası olduğunu nerden bilcek" yine bir şey düşünmüştü sırıtışı yüzündeki yerini almıştı "annesinin en sevdiği adamı da bilmeyecek mi ya" haklıydı aslında bilirdi değil mi emire baktım masum masum bir erene bir bana bakıyordu "orda biri mi var anne" karnımı gösteriyordu kafamı salladım "kardeşin orda annecim" kafasını karnıma koydu "benim kardeşim orda ne arıyor ki" saçlarına doğru eğildim kafasına bir öpücük kondurdum mis kokulu saçları ipek gibiydi "daha çok küçük olduğu için büyümeyi bekliyor meleğim" erende fırsattan istifade fotoğrafımızı  çekmişti "tam bir anne olmak için bu dünyadasın güzel karıcım" karnımda emirin kafası masumca dururken kafamda saçlarımdan öpen eren vardı bu çok güzel bir duyguydu insanın bir ailesi olması oraya ait olması kendini onun içinde hissetmesi muhteşem bir şeydi biz güzel güzel cici cici mutlu aile tablomuzu yaparken gamze ve selimde uyanmış aşağı geliyorlardı "ohoo bizim çekirdek ailemiz uyanmış" gamzenin her zaman ki gibi neşesi yerindeydi "siz daha aile bile olamadınız onu ne yapacağız" her seferinde konuyu evliliğe getiriyordum çünkü artık gamzeyle selimde evlenmeliydi yani bence kesinlikle çok uzamıştı bile "evet gamze biz daha aile bile olamadık" selim bunu demişti bunu gamzenin demesi gerekmiyor muydu "senle bunu konuşmuştuk selim yine aynı yere gelmeyelim" kesin kavga etmişler belli yani gamze yine tersledi çocuğu selimde hasta falan ya hemen onu kullanarak kösteklenir gibi yapıp bir inleme sesiyle dikkati kendine çekmişti "ahh" gamzenin zaten en hassas olduğu nokta oluncada ohoo "selim iyi misin dikkat etsene ama ya" selimde iyi oyuncudur sağolsun yere doğru eğilerek "ah gamze canım çok acıdı  dikişlerim açılıyo sanırım" hemen sarılmıştı gamze de ne çabuk inanıyor bu kız yahu "yaa dur ama selim bak şimdi tutun bana yavaş yavaş koltuğa gidelim" koluna girip yavaş yavaş selimi koltuğa getirdi "evlencen mi benle" ne kadar düzgün bir ilişki değil mi diye düşünmeden edememiştim gamze selimi hiç takmayıp hızla mutfağa gitti ben de ardından mutfağa adımladım kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştı "neden selimle evlenmiyorsun" diye soruverdim "daha hazır değilim melis" nasıl hazır değildi ya "ama böylede..." sözümü kesmişti "hazır değilim dedim lütfen" üstüne gitmek istemedim konuyu kapadım kahvaltıyı hazırlayıp erenleri çağırdık gamze hiç iyi görünmüyordu garipti haraketleri yemek bile nerdeyse yememişti ereni işe gönderip gamzeyle evde yalnız kalmıştık iki de bir banyoya gidip geliyordu gamze sonunda dayanamayıp sordum "iyi misin kuzum" gelip bir koltuğa kıvrıldı karnını tutuyordu "midemi üşütmüşüm sanırım çok bulanıyor kusuyorum da geçer yarına" kıvrıldığı koltukta yattığı kalktığı bir olmuştu yine böyle olmayacağı belliydi "acaba bir doktora mı gitsek" hemen itiraz etmişti yine "yok yok yarın geçer zaten" dediğim gibi haraketleri hiç o gibi değildi çok garipti gü çok çabuk geçmiş erenler hemen eve gelmişlerdi bile yemek yedikten sonra emir çok huysuzluk yaptığından onu alıp odasına çıktım tabi çıkarken erenden emiri kucağına almasını istemiştim ne de olsa kızım abisini taşımamdan hoşlanmayabilirdi eren kucağında emir odaya girmesine yardım ettim sonrasında emirin beşiğinin yanındaki koltuğa oturdum erende yavaşça emiri beşiğine yatırıp yanıma oturdu başımı omzuna koydum "eren gamze çok garip değil mi" o da farkına varmıştı "evet biraz öyle neden ki" bugün olanları söyleyince o da benim gibi düşünmeye başlamıştı "bence gamze şey" biraz mantıksız olabilirdi ama "ney" söylemekle söylememek arasında çok kararsızdım ama içimde tutamazdım ya kızım etkilenir sonra mazallah "bence hamile bugün çok sık banyodaydı" eren kafamın üzerine kafasını koydu "nasıl olcak ki selim bilmem" derken güldüğünü fark edebiliyordum "hastaneye gidelim dediğimdeki tepkisini bir görmeliydin eren aman allahım" kafamı yavaşça kaldırdım emir çoktan uyumuştu hemen ayağa kalktım hızlı olduğundan olacak ki başım dönmüştü hafif bir sarsılma yaşamış sonrasında zaten eren hemen belimden tutmuştu "iyi misin meleğim" başımı tuttum "sadece biraz başım döndü kızım ani kalkışları istemiyor herhalde" gülümseyerek bana bakıyordu "kızımız" bende gülümsedim tekrarladım "kızımız" mutluluğumuz uzun sürmemişti kızımız bunu da sevmemişti veya tepki verdi diyelim hemen koşarak banyoya gittim erende arkamdan gelmişti "iyi değilsen hastaneye gidebiliriz"  kafamı hayır anlamında sallayıp yüzüme su çarptım "iyiyim sadece biraz midem bulandı ve başım döndü" yavaşça erene tutuna tutuna banyodan çıktım yatak odasına gidip üzerimi değiştirdim hala aklımda gamze vardı dayanamayıp odasına gittim yatağına uzanmış eli karnında yatıyordu "gamze lafı dolandırmadan sana bir şey sormak istiyorum" beni görünce yatağından doğruldu "bekliyorum" yanına oturdum elini tuttum "hamile misin bana söyleyebilirsin" gözlerini kocaman açtı "Melis nerden çıkardın bunu" onuzlarımı kıstım "inkar etme" kaşlarını çattı "off melis gözünden bir şey kaçmıyor ama bak aramızda kalacak nasıl oldu bilmiyorum ama işte" kuzenimi tanıyabiliyordum çünkü benim kuzenim "her zaman yanındayım meleğim" saçlarımı karıştırıp "biliyorum pislik köpek" diyip ayağa kalktı "ne yapmayı düşünüyorsun" odasında küçük adımlarla dolaşmaya başladı "tek seçenek var" durdu gözlerini kaçırıyordu tek seçenek dediği yapmak zorunda olduğuydu kendi istediği değildi gamzeyi çok iyi tanırım "aldıracağım" nasıl yani "saçmalıyorsun" saçlarının içine elini daldırıp yukarı doğru tümünü kaldırdı "başka seçenek yok bunu anneme açıklayamam ee selime söylemeyeceğim zaten" gözlerimi kocaman açtım "bunu yapma gamze o nasıl bir mucize bilmiyorsun" kafasını sallıyordu "hayır saçmalama melis selime de söylemeden bitireceğim" ayağa kalkıp ellerini tuttum "senin yerinde olmak isteyen binlerce kız var gamze sevdiğin adamdan çocuğun olacak birçok kişi çocuk sahibi olamazken sen sana verilen bu mucizeyi geri itiyorsun bunu yapma gamze sen o şanslı kişilerden birisin " elimi karnına koydum onunkinide alıp benim karnıma "bak onlar beraber büyümek için can atıyorlar bu şans değil düşün bir emir bahçede onlara bakıyor ikisi bahçede koşturuyorlar güzel olmaz mı istemez misin gamze anne olmayı her genç kız gibi istemez misin sevdiğin adamdan benzerini dünyaya getirmeyi" gözleri dolmuştu yüzünü kavrayıp göz teması kurmasını sağladım "bir daha düşün gamze" göz yaşları artık akıyordu "ama bu çok yanlış melis annem ne der düşünsene selim için sıkıntı olmaz ancak annem beni bilmiyorum" gözlerini sildim "hallederiz önce evlenirsiniz sonrasında söyleriz anlamaz bile şimdi ben yatacağım malum bilirsin anne olmak zor iş sende bence çok uzatmadan selimle git konuş" kafasını salladı odasından kapıyı kapatıp çıktım yatak odamıza girip yatağa uzandım küçük meleğim sana arkadaş bile hazır bir tek sen yoksun
Gamze
Melisle konuşunca sanki biraz daha rahatlamıştım odamdan çıktıktan sonra bende selimin yanına gittim kapıya vurup sessizce açtım içeriye girdiğimde göz yaşlarım hala akıyordu selim hemen yanıma geldi "ne oldu gamze kabus mu gördün" hemen sarılmıştı bana ben kendimi iyi hissederken onun kollarında ona dünyaları vermeyecek miydim birde "şey selim sana bir şey söylemeliyim" saçlarımı okşayarak kollarını gevşetti sonrasında yatağına alarak kenarına oturmamı sağladı söylememi bekliyordu "nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum nasıl olduğunu da bilmiyorum o zaman direkt söylüyorum" sertçe yutkundum "hamileyim bundan eminim bir sürü test yaptım kesin" göz yaşlarım biraz daha hızlanmıştı şimdi en zor kısma gelmiştik "ama onu aldıracağım merak etme" selim sinirlenmiş gibiydi ayağa hızla kalktı "ne dediğinin farkında mısın sen gamze hı" akan göz yaşlarımı sildim "aldırmak filan yok ben bebeğimi istiyorum" bu sözler gerçekten muhteşemdi ama aradaki problemler buna izin vermezdi "olmaz selim" önüme diz çöktü "neden gamze neden" gözlerine bakamıyordum yine kahretsin "anneme falan ne derim selim" ellerimi tuttu küçük öpücükler konduruyordu "sorun olmaz evleniriz sonrasında açıklarız durumu" çok zor bir durumdu bu cevap vermedim yatağa uzandım "uykum var yanıma uzan ve uyuyalım ne olur" yorgan ile üzerimi örtüp yanıma yattı elini belime koyup karnıma küçük dokunuşlar yapmaya çalışıyordu sonunda dayanamayıp elini tuttum ve karnımın üzerine koydum "o tam burda ve sen onun babasısın" karnımda parmaklarıyla oval çiziyor yavaş dokunuşlar yapıyordu "o bizim ve asla yalnız bırakmayacağız onu tamam mı" gözlerimi kapadım elini daha da karnıma bastırıp elini daha çok tanıtıyordum ona biraz daha sokuldum selime dudağına küçük bir öpücük bıraktım "artık bunu yapamayacaksın biraz daha mesafeli olmalıyız ne de olsa çocuğumuz her şeyi görüyor değil mi" selim şimdiden sahiplenmişti ama ben hala emin değildim her şey çok karmaşıktı "onu istiyor musun" sesi net ve kendinden emindi "her şeyden çok artık bebeğimizden o diye bahsetmezsen sevinirim" gülümsedim "anne ve baba olacağız demek" kafasını salladı "seni seviyorum bana dünyaları veren kadın" gözlerimi kapamamak için zor tutuyordum "seni seviyorum bana mucizeleri yaşatan adam" artık engel olamıyordum gözlerimi kapatıp kendimi gecenin kollarına birde sevdiğim adama bıraktım ...
Evet sevdili minnoş fıstık bebeğimsi okuyucularım sizleri çook özledim ve sizleri çoook seviyorum artık ciddi bir şeyler olmalı diye düşünerek böyle bir bölümüde sizlerle paylaştım 10 bölüm sonra final yapmayı düşünüyorum fikirlerinizi merak ediyorum lütfen bir ses bir soluk verin iyi geceler ❣️

Ilk Ve Tek Olacaksın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin