AÇILIŞ-16

33 1 0
                                    

Medya da Melih ve Buçe karakterlerimiz var :)

Keyifli okumalar diliyorum :)

'Buçe... biliyorum kolay değildi yaşadıkların fakat gidenleri geri getiremezsin, hadi toparlan biraz hiç değilse Ermen için'

Kelimeleri kırık cam parçaları gibi saplanıyordu yüreğime. Defalarca neşter vurulan yaralarımın üzerine basıyorlardı. Geçer, geçti, geri dönmeyecek deseler de inanmadım. Artık gördüğüm kabuslardan sessiz sedasız uyanmayı öğrenmiştim, gözyaşlarımı içime akıtmayı, acımı gizlemeyi öğrenmiştim, öğrenmek zorunda kalmıştım. Acılarımı göz yaşlarımla boğmak istedim, acılar yüzme biliyorlardı, üç yüz altmış beş günü çoktan geçmişti. Ermen her gece eve geç geliyor uyumuyor, konuşmuyor, yemek yemiyordu daha ne kadar böyle devam edecektik bilmiyordum sanırım artık toparlanmanın vakti gelmişti. Akşam ki kumarhane açılışına gidip Ermen'e destek olmalıydım. Sinem'in getirdiği kıyafetler solunun her tarafına saçılmış gibi duruyordu. Seçmeye halim bile yoktu Sinem eline aldığı her kıyafeti üzerime tutuyor kendince yorum yapıyordu. Elime bir kaç tane verip denemem için yatak odasına gönderdi.

Yatağın üzerindeki siyah uzun elbiseyi elime aldım yanlarının uzun olması birşeyi değiştirmiyordu çünkü ön ve arka kısmı oldukça kısaydı Ermen bey tabiki izin vermezdi.
Bahane bulduğumuz bütün elbiseleri denemiş hiç birini beğenmemiştik. Koltuğun yanına düşmüş altın sarısı parlak kumaştan yapılmış elbise hem dikkatimi çekmiş hemde Ermen'in izin vereceği düzeydeydi. Sade fakat aynı zamanda göz alıcı elbiseyi denediğimde çok hoşuma gitmişti. Uzun kuyruğu umarım açılışta ki rezaletim olmazdı. Sinem'in beğenen bakışları da gözümden kaçmamıştı, bugün milattı bugün yeni bir başlangıçtı...

Hazırlanıp salona girdiğimde Ermen teras da sigarasını içiyordu öyle dalgın öyle yorgun görünüyordu ki bir kez daha kendime kızdım. Acımla, acıtmıştım canını, göz altlarındaki mor halkalar iyice koyulaşmış zayıflamıştı dağ gibi adam çökmüştü gözlerimin önünde. Siyah takım elbisesiyle karanlığını gözler önüne seriyordu adeta, gözlerinde yorgun fakat yılmayan vazgeçmeyen tavırlar zayıf bedenimde geziyordu. Bakışları mühürlüyordu bedenimi, kalbe uzanan sıcak bir aşkı en içten gülüşüyle tamamlamıştı. Sonsuzluğu vaad eden dudakları aralandı

'Ç-çok gü-zel ol-muş-sun'

Sesinde ki çekimserlikle birlikte hecelenen kelimeleri şaşkınlığını daha da açık etmiş gülmeyi unutmuş ruh halimi kahkalara boğdurmuştu. Dalgalı saçlarım omuzlarıma düşmüştü. Ermen'in bakışları kolundaki saate yöneldiğinde bakışlarımı üzerinden çekip kapıya yöneldim artık gitme vakti gelmişti.

Arabaya sinmiş sigara kokusunu parfüm kokusu bastırıyordu. Ne vardı bu kadar güzel kokacak, sağ yanım yine cevapsız bırakmamıştı; herkes eşleriyle gelir zaten biliyorsun! Sanmıyorum ama umarım eğlenirim, umarım acımı biraz olsun hafifletebilirim.. şehrin dışına çoktan çıkmıştık aslında böyle bir yerde olabileceğini tahmin etmiştim fakat 1 saattir yoldaydık ve ikimizinde ağzını bıçak açmamıştı. Nihayet araç park haline geçti. Etrafta lüks arabalar vardı, her birinin başında görevli adamlar duruyordu. Etraf ormanla kaplıydı kaldırım taşlarını andıran taşlardan ufak bir yol yapılmış bu sayede topuklu ayakkabılarımı sağ salim kurtarabilmiştim. Burada nasıl bir kumarhane olabilir diye içimden geçirmiyor değildim. İzbe bir gecekonduyu andıran ormanın ortasındaki ev görüş alanımıza girdi. Yok canım burada değildir heralde o kadar hazırlandım gerçekten böyle bir yer ise arkama bakmadan eve kaçardım şayet buranın her yerinden korku akıyordu. Sanki korku filmlerindeki perili evler gibiydi. İçimden bildiğim bütün duaları okudum.  Evin içi dışı kadar berbat durmuyordu. Normal eşyalı bir evdi fakat ters giden birşeyler var gibiydi çünkü ev bomboştu.

MUAMMA | #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin