Bölüm 8

98 2 0
                                    

      "Sahi nereden geliyorsun sen?"  Cerenin sorusuyla iyice paniklemişti Sara. "Şey anlatacağım ama nasıl anlatayım bilmiyorum.  Melihleydik biz o aramıştı burayı sipariş verecektik kadın  Selimin burada olduğunu söyleyip siparişi ona mı verelim deyince de Melih afalladı buraya yalnız ikisi gelirmiş önemli konuları olunca bir şey oldu sanıp buraya doğru geldik sizi görünce baş başa  sevgili sandı bırakıp gitti. Ceren Melih senin onu sevdiğini biliyor söyledim ben ona. O gün olan konuşmaları da biliyor. Her şeyi biliyor işte ağırına gitmiş daha düne kadar beni seven nasıl olur en yakın dostumla sevgili olur dedi gitti..." anlatıyordu ama Ceren donup kalmış gözünü kırpmadan yaşlar yere akmıştı. Nasıl bunu yapardı Melih onun en yakınıydı en sevdiğiydi şimdi yanlış anlamıştı onu. Hem sevdiğini bile bile Damlayla alakalı konularına onu sokmuştu bunları bile bile yapacak kadar acımasız olamazdı Melih. Peki ya Sara söz vermişti ona bilmesin istediği Melihe gidip her şeyini anlatmıştı sırdaşı. "Sara neden yaptın bunu?" dedi donuk bir halde içinde fırtınalar kopuyordu Selim ne yapacağını şaşırmış olayları izliyordu sadece. "Uzak durursa eğer daha çabuk unuturdun bak söyledim o da anlayışlı davrandı uzak duruyor senden artık hem böylesi daha iyi doğru olan buydu." Ne demek doğru olan buydu ? " Doğruyu yanlışı biliyorum ben Sara çocuk değiliz bu yaptığın doğru değil hakkımda kararlar alıp bana sormadan bunları uygulaman doğru değil asıl anlıyor musun ?Ya da ne yap biliyor musun sen beni yine anlama konuşmak istemiyorum daha fazla gelme sakın peşimden kırmak istemiyorum seni daha fazla" diyerek hışımla kalktı masadan. Selimde içtiklerinin parasını masaya bırakıp kalktı hemen arkasından. "Ceren.. Ceren.."  Duymuyordu işte. Arkasından koşarak gitti. O gün oturduğu banka gitmişti. Deli gibi ağlıyordu Ceren, ne yapacağını bilmiyordu işte böyle durumlarda Selim. Yanına oturdu bekledi biraz ama Ceren ağlayınca içinden bir şeyler kopuyordu işte o ağladıkça dayanamadı sarıldı sımsıkı ona. "Ceren sakin ol lütfen düzelecek her şey sıkma canını işte" Selim'e baktı ıslak gözlerle " nasıl yapar bunu ya en güvendiğim insan sırdaşım dediğim insan bana sormadan her şeyi nasıl Melih'e anlatır anlamıyorum. Peki ya Melih benim onu sevdiğimi bile bile bana Damlayı anlatacak birisi mi bunu yapamaz ki öyle biri değil o değil mi Selim sen en yakınısın onun bana bunu yapmış olamaz değil mi"başını koydu omzuna saçlarını okşadı Selim onun. Selimde bilmiyordu ki Melih bu kadarını yapar mıydı çok kızı üzmüştü Melih Damla için ama Ceren dostuydu onun bir zamanlar ona böyle bir şey yapabilir miydi bilmiyordu. Üzgün ve kendini ilginç bir şekilde olaydan sorumlu hissediyordu. Cerenin üzülmemesi için yapmayacağı şey yoktu. Böyle güzel gülebilen bir insan üzülmemeliydi. "Ceren bak napalım bilyor musun? Şu an gözünü kapat ve aklına ilk ne gelirse onu kulağıma fısılda olur mu dedi.  Elini tutuyordu Cerenin. Cebinden bir hediye paketi çıkartıp eline bıraktı Cerenin. Gözünü açtı ne olduğunu anlamamıştı bu da neydi elinde bir paket vardı kırmızı üstünde de bir kurdelesi vardı. "bu da neyin nesi ?" Selim gülümsedi gamzesi belirmişti işte "aç bakalım neymiş :)" paketi açtı içinden çok güzel bir bileklik çıktı.gözleri doldu Selim onun için bir hediye almıştı ilk defa hediye alıyordu birinden " çok teşekkür ederim Selim bu gerçekten harika" diyerek sarıldı sımsıkı. İşte yine gülüyordu o içindeki huzurun başkenti. Bilekliğe baktı şöyle ; bir ucunda dümen diğer ucunda ise kalp bulunan siyah bir bileklikti. "Dümeni çok seviyorum biliyor musun bu nasıl bir tesadüf böyle çok mutlu oldum gerçekten iyi ki varsın " dedi "kolunu uzat o halde yerini bulsun ?"dedi yine gamzesini gösteren bir gülücükle. Çok güzel güldüğünü düşündü içinden.Defalarca teşekkür etti Selim'e adeta bir melek gibiydi ona çok iyi geliyordu. Kapalı bulutları itip güneşi meydana çıkaran bir gülüşü vardı. Onu herkesten koruyan bişeyi vardı işte huzur veriyordu Selim ona yanındayken vaktin nasıl geçtiğini bilmiyordu. Düşüncelerde gezerken telefonu çalıyordu Selim'in arayan ise "Deniz Aşkın"  idi. Uzun bir konuşmadan sonra telefonu kapatı Cerene baktı. Ceren oldukça sert bakıyordu birşeylere kızmıştı anladığı üzere ama napmıştı ki şimdi neye kızmış olabilirdi ki bu kız. "Bana yalan söyledin Selim! bilseydim hiç güvenmezdim sana!" deyip hışımla kalktı yanından.

Gökyüzü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin