Bölüm 6

122 2 0
                                    


         Bugün okul yoktu ama Cerenin çarşıda işleri vardı böylelikle Selimle de görüşeceklerdi. Sabah yine erkenden kalktı. Duşunu aldı pembe tişört kot pantolon mavi spor ayakkabılarını giydi. En sevdiği bilekliklerini taktı.  Bileklikleri çok seviyordu Ceren.  Beline kadar olan saçlarını saldı zaten çokta toplamazdı rahat bırakmayı severdi saçlarını. Hazırdı çantasını alıp çıktı evden hızlı adımlarla durağa doğru yürüdü. İçinden mutlu etmek için kendini "her şey çok güzel olacak" diyordu bu onun iyi hissetmesini sağlıyordu. Nihayet ki dolmuş geldi bindi zaten bir kaç durak sonunda da indi.  Selim onu durakta bekliyordu. Aslında görüşecekleri saat ve yerde değil şaşırmıştı bu saatte geleceğini biliyordu ama neden burada beni bekliyordu ki diye düşünmeden edemedi. "erkencisin ne o rüyanda mı gördün beni" dedi gülümseyerek :) Selim de gülümsedi " fena fikir değil aslında bende istedim gel rüyama diye ama mesafe uzak geldi sanırım gelmedin :) seninle daha fazla vakit geçirmek istedim tabi sorun olmazsam bu saatte geleceğini söyleyince bende geleyim dedim iyi olmadı mı sence de ? " koluna girdi Ceren Selim'in "iyi yapmışsın"  dedi gülümseyerek "o zaman şu alışverişi yapalım bir an önce" dedi. Tezgah tezgah alışveriş yaptılar beraber poşetleri taşıdılar. Poşetleri daha sonra eve kadar götürdüler. Tabi o sırada Selim onun yanında ne kadar huzurlu hissettiğini düşünüyor gülüşünün ne kadar içten olduğunu hissedip içine işleyişine şahit oluyordu adeta. Bir insan nasıl olur da gülümserken gözünün içi parlar bir insana huzur verirdi ki.  Böyle biri nasıl olur da üzülürdü. Melih'e yeniden sinirlenmişti farkında değildi belki evet ama Cereni üzmüştü sonuçta. Bu düşüncelerle boğuşurken Selim Ceren annesine poşetleri veriyordu bir yandan da Selim i tanıştırıyordu ailesine. Selim poşetleri içeri kadar bırakıp Cerenin annesine merhaba deyip elini öpebilmişti. Çok tatlıydı annesi  bu zarafetini annesinden almıştı demek Ceren ama annesine benzemiyordu. Sonra bir fotoğraf ilişti gözüne babasına benziyordu daha çok  teni gözleri boyu fiziksel olarak babasına benziyordu işte tam babasının kızı denilen tipten. Birer çay ikram etti Selda Hanım bir yandan da Selimi tanımaya çalıştı oturuşu kalkışıyla konuşmasıyla oldukça efendi biriydi belli bu durum hoşuna gitmişti Selda Hanımın kızının yanında gezen birinin öyle olması, her annenin dileğidir ne de olsa.  Annesinden Selimle olacaklarına dair izin alarak çıktı evden yürüyerek Rengarenk Cafeye  oturdular uzun uzadıya sohbet ettiler. Selimin gözünün içi gülüyordu. Herşey çok güzeldi sohbetleri muhabbetleri ta ki masaya bir gölge düşene kadar. Bir anda biri geldi masaya ve masada o gölgeyle soğuk rüzgarlar esmeye başladı.


Gökyüzü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin