Bölüm 12

81 1 0
                                    

          Sara annesinin durumunu bilmiyordu. Ayakta zor duruyordu. Gözleri kızarmış ağlamaktan şişmiş bir haldeydi "Anne babam öldü. Babalar güçlüydü hani.." Kadın gözleri fal taşı gibi açıldı "hayırrr!! ölemezz " diye feryat ediyordu serumları cihazları çıkartmasıyla ayağa kalkmaya çalıştı ama ayakları hareket etmiyordu. kalkmak istiyor kalkamıyordu. Sara annesine hayretle baktı "anne neden hala kalkmadın noldu bir şey mi var ?" Dehşete kapıldı gözleri doldu eşi ölmüş ama ayağa bile kalkamıyordu neyi vardı. Doktora selendi ve durumunu sordu neden ayağa kalkamadığını sordu. Geçirdiği şoktan ötürü kısmi olarak felç geçirdiğini ve bir süre ayağa kalkamayacağını öğrendi genç kadın. İyice ümitsizliğe kapıldı "Nasıl yani eşimi uğurlayamayacak mıyım ben göremeyecek miyim onu  doktor bey ne olur bir şeyler yapın ne zaman kalkacağım eşimi görmek istiyorum ben" Doktor başını önüne eğdi bir süre tekerlekli sandalye kullanabileceğini öğrendi. Sara kendini boşlukta hissediyordu ayakta duracak gücü yoktu önce babasını kaybetmişti. Şimdi ise annesi felç geçirmişti. Ayakta duracak gücü yoktu. Dışarı çıktı kendini yere attı. Ellerini başına koydu ağlamaya başladı ama ağlayacak hali kalmamıştı halaları ise çoktan mal kavgası yapmaya başlamışlardı. evi onlar alsın tarlaları alalım "kardeşimin kan parasını alacağız kanı yerde kalmayacak böleriz dörde" dayanamıyordu kardeşi ölmüştü yaptığı muhabbet ise mal mülk paraydı. hiç biri görmek istememişti amcası dışında. Doktor annesinin yanından çıktıktan sonra  kızın yanına diz çöktü "güçlü ol ailenin tek dayanağı sensin annen için" ağlamaya başladı Sara peki ya o kime dayanacaktı kime dayıyacaktı sırtını kimin omzunda ağlayacaktı ? Yalnızdı işte şu koca dünyada..

          Ceren Selimle koşarak içeri girdi sabah duyduğu selayla öğrenmişti ki en yakın arkadaşının babasının öldüğünü. Çok ağır bir şeydi bu ve ne durumda olursa olsun onu yalnız bırakamazdı. Koştu ve yerde Sara'nın ağladığını gördü yanına diz çöktü sarıldı " canımm başın sağ olsun duyar duymaz hemen buraya koştuk geçmiş olsun" Sara başını kaldırdı Ceren  ağlamıştı halada ağlıyordu sımsıkı sarıldı "iyi ki geldin ayakta duracak gücüm yok" "Sara sen neden yalnızsın annen nerde ?" İşte şimdi iyice üzülmüştü. yüzünü düşürdü başını öne işaret edip odayı gösterdi ne olduğunu anlamayıp içeri girdi Selim, annesi içeride ağlıyordu cihazlara bağlıydı. parmağıyla Cereni dürttü kafasını kaldırdı ne olduğunu anlamak istercesine baktı Selimin yüzüne içeriyi işaret ediyordu elini tutup ayağa kalktı. İçeri girdi oldukça perişan gözüküyordu annesi. yanına gitti "geçmiş olsun başınız sağolsun duyunca geldik eşinizi kaybetmişsiniz Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun kalanlara sabır versin zor bir durum" konuşamıyordu bile elini koydu cerenin elinin üstüne gözleriyle sağolun dercesine baktı. dışarı çıktılar Sara bıraktıkları yerdeydi hala "neden konuşmuyor neyi var çok kötü gözüküyor" 

  "kısmi olarak felç geçirdi dedi doktor bir süre tekelekli sandalyede olacakmış" çok zor bir durumdu bu ne diyeceğini şaşırmış bir halde affallayıp kaldılar. Doktor cenazeyi alacaklarını bilgilendirmek için odaya geldi. Tekerlekli sandalyeye aldılar kadını da Selim Sara'yı bu halde tekerlekli sandalye taşımasın diye sandalyeyi Selim itti. Sara da ayağa kaltı kolundan tutmuştu Ceren onun morga doğru yürüdüler. Doktorlar yüksek ses çıkartmayın olmadık tepkiler vermeyin sakin olun içeride lütfen merhum için dedi. yıkanmadan önce son bir defa veda ettiler babasına. Sara dayanamıyordu güçlü olmak çok zordu eşinin elini tutmuş ağlıyordu zavallı kadın "ah be kocacım daha yaşlanacaktık emekli olacaktık torun sevecektik neden bıraktın bizi" diyor sessiz sedasız ağlıyordu. üstüne koydu kafasını kalbinin "babacım ben hep burda uyurdum sabahları hep gelir bir iki saat beni buranda uyuturdun o zaman deli gibi atan kalbin şimdilerde küsmüş gibi davranıyor bana neden baba ben bu kadar güçlü değilim ne olur bir mucize olsa" dedi ve kapandı göğsünü gözyaşlarına boğdu.  Selim ve Ceren yıkıldı onu bu halde görmeye. Artık yıkanacağını öğrendiklerinde ise dışarı çıkmaları istendi. son görüşüydü bu babasını bir daha göremeyecekti ve bu çok fazla ağırdı. Amcası geldi "hadi kızım hadi çıkın yıkayalım babanı öğlen ezanından sonra defnedeceğiz yetiştirelim" dedi. Herkeste bir sahte ağlama sanki az önce kan  parasını onlar konuşmuyor gibi nihayet ölenin kardeşi olduklarını anlamış olmalılar ki feryat figan ağlıyorlardı. 

Gökyüzü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin