Bölüm 46

12 0 0
                                    


 Sabah erkenden kalktı Selim'in yanına gitti. Sınav sonuçları hala açıklanmamıştı dershanesi yoğunlaşmıştı. Hiç bir şekilde kafasını kaşıyacak vakti olmasa bile her gün düzenli olarak Selimi görmeye gidiyordu Ceren.   O gün işler fazlasıyla yoğundu . Selim doğru düzgün dükkanda bile duramıyordu. Sipariş geliyordu, Selim sipariş teslimine çıkıyordu. Öğle yemeğine kadar bu böyle sürmüştü. Öğle yemeği için oturduklarında ise  Selim'in yoğunlukla unuttuğu aklına gelmişti. Ceren YGS açıklanmış! :) Ceren o heyecanla telefonu nasıl tutacağını bilememişti. Öyle ki iki defa düşmekten kurtarmış en sonunda ösym sonuç sayfasına girmişti. Sınavı başarıyla geçirmişti ve hiçte fena olmayan bir puan almıştı şimdi lys ye daha iyi hazırlanıp hedefine rahatça ulaşabilirdi. Bir yönden ne kadar rahatladıysa o kadar korku ve heyecanı vardı şimdi. Yemeklerini yedikten sonra eve gitmek için çıktı Selimin yanından. Eve gidene kadar Selim ile telefondan  konusmaya devam etti.  Selim ona destek oluyor yanında duruyordu. Sabaha kadar yatakta dört dönmüstü. Hayaller kurmaktan uyuyamamıştı bir türlü.  Okula gitmek için kalktı yatağından eline geçirdiği ilk kıyafetleri giyip evden çıktı kulaklığını taktı. Selim işten geç çıktığı için henüz uyuyordu. Dalgındı oysa bi an önce kendine gelmeliydi. Okulun kapısından girdi anlamsızca aklına Selimi ilk gördüğü an geldi hafifçe bir gülümsedi. Ne günler geçirmişlerdi. Sessizliği devam ediyordu. Halsizdi canı son zamanlarda hiç bir şey istemiyordu. kahvaltı öğle yemeği yiyemez hale gelmişti. Durumunu derslere bağlıyordu yoğun bir dönemdeydi sonuçta. Zilin sesi yankılanmaya başladığında yerinden kalktı yürümeye hali yoktu sınıfa doğru gitti.  Sınıftan içeri girer girmez sırasına oturup başını masaya koydu.  Tarih öğretmeni derse gelene kadar ağzını açıp tek kelime etmedi. "Kaldırın defterleri kitapları arkadaşlar yazılınız var" sözüyle başını kaldırdı. Kalemi çıkardı eli titriyordu. Kağıdını kavrayıp bildiği soruları cevaplayıp kağıdı uzattı öğretmenine başını masaya koydu yenıden. Dersin sonuna kadar da kaldırmadı. Ders bitimi öğretmeni yanına geldi. Kötü gözüktüğünü ve hastaneye gitmesini söyledi. Ceren iyi olduğuna kendisi inanmazken inatla öğretmenine iyi olduğunu söylüyordu. Daha fazla ısrar etmedi öğretmeni. Sonrasındaysa uyuyakalmıştı. Biri eğilip uyanması gerektiğini söyleyene kadar. Bölüm tanıtımı yapılacaktı herkesi toplantı salonuna çağırmışlardı. Sınıf başkanı gelip tüm sınıfı toparlıyordu. Eşyalarını kucaklayıp iki kat aşağıya toplantı salonuna inmişti. Sınıfının bulunduğu alana yaklaşıp boş bulduğu ilk alana oturdu. Telefonuna baktığında saat 12'ye geliyordu. Selim yedi mesaj atmıstı. son mesajında iyi olup olmadığını sormuştu. "Uyuyakalmışım derste gökyüzüm iyiyim  bölüm tanıtımı yapılacakmış ona geldim toplantı salonuna" dedi.  Bölüm tanıtımları başlamıştı. Telefonun ekranını kapattı ve dinlemeye başladı. Sosyal hizmetler istiyordu. Merakla onu anlatmalarını bekliyordu. Bekliyordu ki bir ağrı saplandı karnına. Kafasını yana yasladı elleri karnında bastırıyordu ağrıyan yerin üzerine. Dayanılmaz bir hal alan ağrısıyla baş edemeyecek duruma gelmişti öyle ki ağlamaya başladı sessizce gözyaşları gözünden akıyordu. Durumunu tarih öğretmeni fark etti. Önüne diz çöktü "iyi değilsin Ceren" dedi. "Değilim hocam" dedi ağlayarak. Koluna giren öğretmeni okulun önündeki dolmuş durağına kadar bıraktı öğrencisini. Dolmuş gelene kadar bekledi yanında dolmuşa bindiğinde ise hastanenin önünde inmesini ve ailesine haber vermesini söyledi. Hastaneye gidene kadar geçmemişti zaman. Ağladıkça katlanıyordu ağrısı sanki. Hastaneye gittiğinde sıra almak için vezneye yaklaştı. Kimliğini uzattığında kadının bağırmasıyla irkildi. "Yine mi rapor almaya geldiniz! Okuldan kaçıp kaçıp rapor alıyorsunuz hasta olmadığınız halde gerçek hastalara bakıyoruz şuanda size bakamayız!" diyerek dışarıyı gösterdi eliyle. "Ama ben hastayım" dese de inandıramamıştı kendine. Dolmuşa binip sağlık ocağına gitmişti. Lakin haftanın belirli günleri ulaşım olmayan köylere gidiyordu aile hekimi ve o günde o köylerden birindeydi. Umutsuzca çıktı yürümeye hali kalmamıştı. Selim işlerin yoğunluğundan ötürü izin alamamıştı. Cerene durumunu soruyordu 15 dakikada bir. Ceren eve gideceğini iyi olduğunu söyledi. Durakta oturdu dolmuş geldiğinde bir an önce eve gitmek adına bindi. Ayakta durmaya hali yoktu. Oturacak tek bir koltuk yoktu. direğe tutunup ineceği durağa kadar bekledi. Eve gittiğinde annesine seslendi. Mutfakta yemek yapıyordu hiç halim yok uyuyacağım anne diyerek odasına girdi. İlaçlarını içip saate baktı. Saat 18.00 'ydı yorgun gözlerini kapadı hayata ve  uyudu...

Gökyüzü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin