Bölüm 32

47 3 0
                                    

        Sakin olmak için çabaladı Ceren "hadi imzanı at gel geç kalacağız yoksa" dedi. Selim ne yapmak istediğini anlamıştı "tamam hayatım sende kapının orada bekle, bizim acelemiz var kardeşim hadi görüşürüz" dedi. İmzasını atmak için emniyete girdiğinde Melih de arkasından girdi. Sara Ceren'in yanında beklerken dayanamadı. "Ceren neden benimle konuşmuyorsun sen bilmeden bir şey mi yaptım seni üzecek?" Kafasını kaldırdı Ceren , tiksindiğini hissetti. Hala hiçbir şey yapmamış gibi gözlerinin içine nasıl bakıyordu. " Akıllı sanırdım bende seni ne yaptığını bilmiyor musun Sara bırak ya hala yüzüme utanmadan bakabiliyorsun. " Selim'in kapıdan çıktığını gördüğünde yüzü gülümsemeye başlamıştı. Umursamaz tavırla yürüyordu yine işte bazen bir olaya veya birine kızdığında bu şekilde yürürdü daha çok. Hızlı bir şekilde elini tutup yürümeye başladı Cerenin. Demek ki Melih'e kızgındı. Kültür merkezine gittiklerinde oturdu Selim Ceren de yanına oturdu. " Ne oldu neye kızdın sen ?" Başını ellerinin arasına aldı göz göze geldiler "yok bir şey neye kızayım ki" dedi. Kolay kolay anlatmazdı bir şeyleri zorunda hissetmedikçe sadece Ceren de kafasına takıp üzülmesin diye farkındaydı Ceren de bu durumun ısrar etmedi o yüzden. Ayağa kalktı Ceren bir anda elini uzattı Selime "toprak elektriği alır derler gel hadi benimle" dedi. Elini tuttu Cerenin arkalarındaki büyük meşe ağacının dibine oturdular. Başını omzuna koydu Selimin. "ne yaşarsan yaşa kim olursan ol ben senin hep yanında olacağım, tıpkı gökyüzü gibi" dedi "Gökyüzü mü ?" "Evet gökyüzü, umut veriyorsun gökyüzünün mavisi gibi seni her gördüğümde umutlanıyorum. İyi kötü demiyorsun daima yanımdasın gecen ve gündüzünle,  bazen kapkaranlık kesiliyor her yer ama sen ay ve yıldızların verdiği ışığı verip bir şekilde beni aydınlatıyorsun hep. Sen yokken gökyüzüne bakıp anlatırdım her derdimi şimdilerde ise kafamı kaldırdığımda ikimiz adına hayaller kuruyorum gökyüzü benim için çok özeldir. Sende benim için çok özelsin ben sana sıradan bir aşkım demeyi yakıştıramam işte bu yüzden sen benim Gökyüzümsün Selim." Dedi. Selim etkilenmişti gözlerine baktı derinlemesine o kadar samimiydi içtendi ki bakışları "Ceren ben seni çok seviyorum hem de gökyüzüm kadar." Deyip sımsıkı sarıldı Ceren'e. 

      O günden sonra aşkım diye bir kelime kalmadı ortada daima gökyüzüm demeye başladılar birbirlerine. Her şey çok güzel gidiyordu ama içlerinde bir burukluk vardı karne günü geliyordu ve karnelerini aldıktan sonra biliyorlardı ki bu kadar yan yana olamayacaklardı. Karne günü gelip çatmıştı. Karnelerini aldıktan sonra uzun uzun oturdular Kültür Merkezine gidip. Ayrılık saatleri yaklaştıkça deli gibi sarılıyordu Selim'e. Saatler hızla geçmişti sanki son arabayla eve döndü o gün Ceren. Uzun süre görmeyecekti onu belki de. Selim okul biter bitmez yaz döneminde çalışmak için bir restoranda işe girdi. Evlerine fazla yakındı restoran böylece gidip gelmesi de kolay oluyordu. Sabahları çalıştığı için daha az konuşmaya başlamışlardı.Her gece düzenli olarak konuşmaya başlamışlardı bu sebepte ötürü. Gün içinde yaşadıklarını konuşup her gün hayal kuruyorlardı düzenli olarak. İlk zamanlar Selim sadece dinlese de zamanla o da kurmaya başlamıştı. Hayal kurdukça bağlanmışlardı birbirlerine daha fazla kördüğüm gibi. Hayal kurdukça seviyordu daha fazla Selimi. Hatta o kadar çok seviyordu ki kıskanmaya başlamıştı Selimi herkesten. İşten çıktıktan sonra akşamları Melih ile görüştüklerinde Melih'ten bile kıskanmaya başlamıştı Selimi.Melih ile geçirdiği sürelerde benimle olsa keşke diye iç geçirirdi sürekli ama bunu söyleyemezdi. Bütün günün yorgunluğu olduğu için mutlu olmasını yorgunluğunu atması için elinden geleni yapardı. Selimi ise farklı tasalar bürümüştü. Deli gibi çalışıyordu bütün gün hatta bazı geceler mesaiye bile kalıyordu. Melih ile buluştuğuna görüştüğüne dair yalanlar söylüyordu sürekli Cerene. Doğum günü yaklaşmıştı Cerenin ve ona iyi bir sürpriz yapmak istiyordu.Bir cafeye rezervasyon yaptırdı ilk olarak pasta siparişini vermişti çoğu şeyi tamamlamıştı Cerenin arkadaşlarına haberde vermişti. Geriye Cereni nasıl çağıracağını düşünmek kalmıştı geriye. Neyse ki karşı komşusu ve kuzeni üstlenmişti Cereni getirmeyi. İki gün öncesinden Cerenin evine gidip annesinden izin almışlardı. Cerenin hiçbir şeyden haberi olmadığı için her şeyi sormaya başlamıştı. Bir yandan da annem izin verdi 5 dakikada olsa kızlarla konuşur Selimi görürüm diye düşünüp seviniyordu ne yapacaklarını bilmese de. Sürpriz günü çatmıştı Selim iş yerinden izin alıp cafeye gitmişti. Ceren aradığında ise çok yoğun olduğunu görüşemeyeceklerini söyledi. Ceren üzülse de bozuntuya vermemişti. Selim bütün herkesi cafeye toplamıştı. Bir yandan da Cerenin kuzeniyle konuşup işleri bitirmeye çalışıyordu. Cafeye yaklaştıklarını söylediklerinde ise herkes cafenin arka bölümüne geçmişti. Ceren sürekli şikayet halindeydi. " gelir gelmez neden cafeye giriyoruz i anlamıyorum sizi hayır bir dolaşsaydık sonra otururduk zaten cafede de kimse yok galiba. Al işte baksa.." demesiyle bir gürültü çıktı ve kulaklarını kapattı o an ki korkuyla.








(arkadaşlar belkide şimdiye kadar neden adı gökyüzü dediniz bu bölümde yeterince açıkladığımı düşünüyorum :) düşüncelerinizi önemsiyor ,yorumlarınızı bekliyorum )

Gökyüzü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin