Bölüm 29

47 2 0
                                    

          "Madde kullandı fazla aldığı için hastanelik oldu durumu iyi değil konuş onunla sana ihtiyacı var onun." dedi. Kötü olsun istemiyordu Selimin daima iyiliğini istemişti bu güne kadar ama şimdi kendisi yüzünden hastanelik olmuştu kendisi yüzünden madde kullanmıştı oysa kullanmasını istediği son şeydi uzun bir sessizlikten sonra "tamam, tamam merak etme" dedi.  Selim'e mesaj attı telefonu kapatır kapatmaz. "Hastanedeymişsin kendine geldiğinde ara beni konuşalım seni merak ediyorum." Bir kaç saat sonunda telefonu çaldı saat 23.45 'e geliyordu. Hemen terasa çıktı. Telefonunu açtı arkadan sesler geliyordu.Arabadaydı babasıyla. "İyiyim merak etme bir sıkıntı yok"dedi. "Bir sıkıntı var mı demedim neden yapıyorsun bunu kendine ?" "Sen neden beni bırakıyorsun ben seni çok seviyorum Ceren." dedi sesi ağlamalı çıkmıştı. "Bak tamam her şey çok güzel olacak yanında kim var senin ?" "Babam" "tamam babama selam söyle şimdi eve gidince de hemen uyu düşünme hiç bir şey yarın her şey daha güzel olacak inan bana." dedi çaresizdi iyiliği için onunla yeniden olacaktı. Bu defa Melih'i sevdiğini hatırlatmayacaktı ona. Hatta unutacaktı Melih'i. Selim de sıkılacaktı bir gün bu durumdan bu düşünceyle yatıştırıyordu kendini. Ertesi gün uyanır uyanmaz Selim'in yanında aldı soluğu. Selim iyi gibi gözükse de gözlerinin altı mor, gözleri kıpkırmızı olmuş bu da Cereni epeyce korkutmuştu. Ona sarıldı yanında olduğunu hissettirmek istedi. Bir şey değişmiyor eskisi gibi davranayım en azından yanında olduğumu hissetsin diye düşündü. Eskiden konuştuğu gibi konuştu Selim ile daha anlayışlı onu dinlemek isteyerek. "Sana biz olmak için bir şans bu defa gerçekten vereceğim ama bunu benden istiyorsan çevreni değiştirmeni isterim senden haklı olarak ben seni her gördüğümde Melih'i hatırlıyorum ve unutmak istediğim birini hatırlamak pek eylemleri işe yarar kılmıyor. Eğer biz olmak istiyorsan görüşme demiyorum görüş Melih ile ama ben görmek zorunda değilim onu tamam mı ?" dedi Selim gayet onu anlamış bir şekilde "tamam" dedi. Yanında olmak için silemeyeceği kimse yoktu belkide. Selim o günden sonra gerçekten Melih ile eskisi kadar sık görüşmez olmuş hatta Ceren'in yanında adını bile anmaz olmuştu. Ceren'in kendisini sevmesi için her dediğini yapıyor onu gerçekten önemsiyordu. Selim her şeyi yapıyordu mutluluğu için Ceren Melih'i unutmuştu Selim sayesindeydi bu kadar kolay çabuk unutabilmesi. İlişkileri sürecinde Melih ve Saranın ilişkiside gayet iyi gidiyordu. Öyle ki Sara Melih'i kendine aşık etmeye çalışırken Melih'e aşık olmuştu ve Ceren'e yalanlar söylemeye  başlamıştı. Ama Ceren artık eskisi kadar önemsemiyordu Melih'i bu durumu Sara ve Selim de fark etmişti.  Bunu fark ettiğinde ise Sara Ceren ile Melih'i sabah kahvaltısı için Melih'in evine davet etti. Bu durumun sıradan bir kahvaltı olmayacağının farkındaydı Ceren. Gerçekten ona karşı bir şey hissedip hissetmediğinden emin olmak için çağırdığını biliyordu. Selim yanındaydı sonuçta ne tepki vereceğini o da en az Sara kadar merak ediyor gözlerinin içine bakıyordu Ceren'in. Unuttum demek kolaydı öyle ki ama kalpten çıkarmak zordu bunun bilincinden ötürü belkide merak ediyorlardı ne tepki vereceğini "peki tamam geliriz Sara." demesiyle tüm soru işaretlerine bir cevap vermişti. Sara Selim'e kendi anahtarını bıraktı anlamsızca yüzüne baktı Ceren " Bu ne şimdi ?" "Melih'in evinin anahtarı yarın erken gelirsiniz siz şimdi gelince hazırlarız kahvaltıyı uyuyor olursak uyanamam ben Melih'in de uykusu ağır duymaz siz girersiniz elinizde bulunsun dedim fena mı " dedi gülümseyerek. Sonrada yanlarından kalkıp gitti. "Nasıl ya Sara Melih'in evinde mi kalıyormuş" dedi şaşkın bir ifadeyle Ceren bu durumu daha önceden de biliyordu Selim o yüzden pek tepki veremeyerek "baksana öyle demek ki" demekle yetindi. "Yarın kaçta gideriz ?" "8.00 gibi gideriz canım" dedi Cerenin bu cevabıyla rahatlamıştı oldukça. Melihi umursamadığının bir kanıtı değil miydi bu sonuçta onun evine gidecekti. Onun sevgilisiyle aynı evde kaldığı bilinciyle hemde. Ertesi sabah erkenden kalkıp hazırlandı Selim Cereni almak için evinin önüne gitti. Ceren kapıdan çıkarken elinde bir saklama kutusu daha vardı. yaklaştı elinden aldı saklama kutusunu "bu ne şimdi?"dedi gülümseyerek  "orada yapamayız şimdi bende sabah erken kalkınca sıcak sıcak poğaça yapayım dedim istersen sıcakken al bir tane şimdi onlar uyanana kadar soğur :)" dedi. Bu lafının ardından Selim yaptığı poğaçadan alıp  yürümeye devam etti. Yerken bir yandan eliyle "çok güzel olmuş" dercesine işaret ediyordu. Evin kapısının önün geldiklerinde "çalmayalım uyuyorlardır bence daha" diyerek anahtarı çıkarttı cebinden Selim. Kapıyı açtı ses seda yoktu. Dediği gibi uyuyorlardı hala. Selim "ben uyandırayım sen mutfağa gir uyandırıp bende yardıma geliyorum" diyerek  içeri odaya girdi. Ceren de balkonun kapısını açıp kahvaltılık malzemeleri tek tek balkondaki masaya götürmeye başladı. Bir yandan da kaynayan çayın suyunu demleyip masaya götürdü. Sofra neredeyse hazırdı ama hala Selim gelmemişti. Merak etmeye başlamıştı balkonda oturdu biraz Ceren. Daha fazla dayanamadı balkondan çıktığında Selimin oturma odasında başını eğmiş avuçlarının arasına alıp oturduğunu fark etti öyle ki Cereni bile fark etmeyecek durumdaydı. Sara ve Melih'i uyandırdığını düşünerek "uyukluyor yazık ya gideyim de çağırayım artık gelsin şunlarda" diyerek Selim'in girdiği odanın kapısına doğru ilerledi. Her şarta karşı kapıyı tıklattı ses gelmeyince de "yine mi yatmış bunlar ya!" diyerek odanın kapısını açtı gördüğü manzara karşısında ellerini ağzına götürüp odadan dışarı geri geri adımlar atarak çıktı duvara çarptığında ise oturup kitlenmiş bir şekilde odaya bakıyordu.

Gökyüzü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin