Aşırı duygusal bölümler yazıyorum ıyıyıyıy neden??? Bir bölüm daha var hazırda o da aşk dolu bu hikayeye acilen renk getirmem lazım ne bu her yerde aşk var:(
Siz şikayetçi misiniz böyle her bölümden, her hikayemden aşk akmasından?
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar!
***
James : Harikaydın
James : Autumn o kadar güzeldin ki
James : Hala etkindeyim
James : Bir insan en fazla bu kadar içten ve güzel piyano çalabilir
James : Bir insan en fazla bu kadar asil görünebilir
James : Seni piyano çalarken izlemek dünyanın en güzel şeyi olmalı
Autumn : Beğendiğin için teşekkür ederim
Autumn : Öyle güzel şeyler söylüyorsun ki ne diyeceğimi bilemiyorum
James : Seni az önce o siyah elbiseyle piyano başında görünce aklıma ne geldi biliyor musun
James : Sana ilk aşık olduğum gün
James : 15 yaşında, yeni öğrenmeye başladığı piyanoya elleri titreye titreye bakan, seyircilerin karşısında nefes bile alamayan o kız
James : O kadar masumdun ki...
James : Sakinleşip çalmaya başladığında dünyam durmuştu
James : Etrafımdaki herkes silinmişti ve bir tek sen vardın
James : Gözlerini kapatmıştın ve kirpiklerin neredeyse göz altlarına değiyordu
James : Titreyen parmakların piyanonun tuşlarıyla birleştikçe normale dönüyordu, kendi yarattığın melodiyi duymak seni gülümsetmişti
James : Ben o gün, o kıza aşık oldum
James : Zaten daha önce birkaç kez okulda prova yaparken görmüştüm seni, piyanonun bir insanı tamamlayışını izlemiştim. Ben nasıl bağlıysam gitara, karşımdaki kız da piyanoya öyle bağlıydı
James : Bir de o zamanlar konuşma derslerimiz ortaktı, olgun düşüncelerinden baya etkilenmiştim
James : Her şeyinden etkilendim Autumn, her bir hücreni sevdim
Autumn : Sanırım bir şey itiraf edeceğim
Autumn : Beni gülümsetiyorsun
Autumn : Dediğin şeyler, yani sevilmek çok tuhaf ama bir o kadar da güzel geliyor bana
Autumn : Seni tanımıyorum ama biliyorum ki hazır olana kadar kim olduğunu söylemeyeceksin
Autumn : Bu yüzden sadece teşekkür edebiliyorum
James : Asıl ben teşekkür ederim
James : Sayende duygu diye bir şey olduğunu fark ettim
James : Ve şey, biliyorum sevgili değiliz ama sonuçta bugün illa ilişki yaşayan insanlar için değildir bence
James : Yani demek istediğim ben seni seviyorum ve neden olmasın?
James : Hediyeni evin önüne bırakıyorum, abin görmeden kapmalısın onu
James : Sevgililer günün kutlu olsun, güzellik;)))
Autumn gözlerini büyüterek son mesajları birkaç kere okudu. Sevgililer gününe özel aşk şarkılarından oluşan bir müzik gösterisinden döneli ve yoldayken gördüğü tüm sevgililere abisiyle orta parmak çekeli sadece birkaç dakika olmuştu, daha üstünü bile değiştirmemişti. Ayrıca James olabilecek hiç kimse yoktu orada, yani okulundan kendi arkadaş grubu dışında kimse gelmemişti. Genellikle klasik müziğe ilgi duyan orta yaşlı kesim vardı. James kendini saklamayı iyi biliyordu.
Autumn kalbi heyecanla çarparken ses çıkarmamaya çalışarak kapıya doğru ilerledi. Annesi uyumaya gitmişti, abisi de kendi odasındaydı ve cidden Louis'nin dikkatini çekmek istemiyordu. Ağzından laf alana kadar onu bırakmazdı çünkü. Autumn önce pencereden etrafı kontrol edip birileri var mı diye baktı fakat ortalık sessizdi. Kapıyı yavaşça araladığında karşısına koca bir sepet dolusu mor ve mavi çiçek çıkmıştı, daha doğrusu haftalardır aradığı mor ve mavi çiçekler. Autumn mutlulukla sepeti içeri çekerken bir kez daha etrafına bakındı ve hatta kendine engel olamayarak ''James?'' diye seslendi. Fakat hiçbir cevap yoktu. Dışarıda daha fazla durmamaya karar vererek eve girdi ve kapıyı kapattı. Sepeti incelerken odasına girdi ve yatağına oturarak ışıl ışıl gülümsemesiyle sepetin içindeki çiçekleri çıkarıp elinde buket yaparak kokladı. Dikkatini parlak bir paket çektiğinde çiçeklerin altından elini uzatarak aldı ve üstündeki minik zarfı aldı. Zarfta, ''Önce paketi aç.'' yazıyordu güzel bir el yazısıyla. Yüzünden bir dakika bile düşmeyen gülümsemesi ile paketi açtı. Büyük bir küreydi bu, piyano başında renkli saçlı bir kız ve onu izleyen kumral bir çocuk vardı içinde. Küreyi incelerken eli altındaki çıkıntıyı buldu ve onu sol kısma getirerek açtı.
All Of Me şarkısının piyano versiyonu çalarken, çocuk kızın etrafında dönüyor ve kırmızı ışıklar çıkıyordu aralarından. Autumn'un gözleri dolmuştu nedensizce. Sevilmek... Daha bir ay öncesine kadar "Nasıl bir şeydir acaba?" Diye River ile konuşuyordu. Şimdiyse bunu tamamen hissediyordu. Küreyi kapatarak koca kitaplığının başına koydu ve sonra zarfı açıp içindeki kağıdı çıkardı. Yazan şeyler de, gözlerindeki damlalardan birinin kendini bırakmasına yol açmıştı.
"Saçların renkli, elbisen siyah, bakışların hep gri. Yüzün gülüyor ama gözlerin hep ağlıyor. İçinde kaç farklı sen varsın bilmiyorum. Tek bildiğim, hepsini ayrı ayrı seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves / NH
Short StoryBut I miss you most of all my darling -Ama seni her şeyden fazla özlüyorum sevgilim When autumn leaves start to fall -Sonbahar yaprakları düşmeye başladığı zaman 18.01.2017