Final mi olsa, yoksa sezon finali mi? Karar veremiyorum hala. Devam ettirmek için bir fikrim var ama tadında mı bıraksam diyorum. Bilemiyorum. Neyse, okuyun bakalım bu sefer ne yapmış bu kötü kalpli yazar. Sanırım devam ettireceğim, belki bir süre ara veririm belki hemen yayınlarım.
Frank Sinatra-Autumn Leaves dinleyerek okuyun defalarca başa sarın bence. Ben onu dinleyerek yazdım. Multimedyaya koyuyorum.
Saat 01.21 ve ben şimdi mi yoksa sabah kontrol edip öyle mi yayınlasam diye düşünüyorum. Bakalım kararım ne olacak.
Bir de Selinarat isimli güzelliğin Rain kitabı mektuplardan oluşuyor ve benim çok hoşuma gidiyor. Tavsiye ederim.
İyi okumalar!
*
The falling leaves
Drift by the window
The autumn leaves
Of red and goldDüşen yapraklar
Pencerenin önündeki kar birikintisi
Sonbahar yaprakları
Kırmızı ve altın rengi''Gitti.'' diye kendi kendine mırıldandı Niall bedenini duvar kenarına bırakırken. ''Son bir kez o güzel yüzüne bakmama bile izin vermeden...'' Karşısında duran piyanoya gözünden bir damla yaş akana kadar baktı. ''Hoşçakal dememe fırsat tanımadan...'' Kulağına birden hayali bir ses doldu, genç kızın piyanonun tuşlarında parmaklarını ne kadar asilce gezdirdiğini anımsadı. ''Benimle bir kez bile gülmeden.'' Elindeki daha sonra milyon defa daha okuyacağı kağıt parçasına baktı. Ne kadar çok bakarsa, o kadar kırılıyordu kalbi. Bir süre sadece kağıda bakarak oturdu müzik odasında. Okulun ilk günü çoktan bitmişti, herkes evine dağılmıştı. O ise gidemiyordu. Hala onun okulun kapısından içeri girmesini, çok sıkıldığını ve bu yüzden bir şaka yaptığını söylemesini bekliyordu.
Gözünün önünden kızın gülüşü geçti. Saçlarını ilk boyattığı gün herkese attığı heyecanlı bakış. Derslerde sıkıldıkça gamzesine parmağını sokup kendi yanağını sıkması. Koridorda dans edişi. Kimya öğretmenine attığı bakış. İlk çarpıştıklarında yüzündeki şaşkın ifade. Okul salıncağında oturup tek başına kitap okurkenki huzuru. Kaşları çatık uyuyuşu.
Sımsıkı tuttuğu kağıdı bir kez daha okumaya başladı sanki yazacaklar ne kadar çok okursa değişecekmiş gibi. Kaç defa okuduğunu saymamıştı ama her okuduğunda kağıdı tutan parmakları daha da sıklaşıyor, boğazındaki yumru daha da büyüyor ve kalbi daha çok acıyordu. Kağıttaki damla damla lekeler de gittikçe çoğalıyordu.
''James...
Bunu okuduğun zaman ne kadar üzüleceğini tahmin edebiliyorum, bu yüzden şimdiden kendimden nefret etmeye başladım bile. Ama ben bir açıklama bile yapmadan gidenlerden olmak istemedim. Her şeyin bir sebebi var ve sen bunları bilmeye hak ediyorsun.
Ben korkağın tekiyim. Konuşamadığımı ve kendimi yazarken daha iyi ifade ettiğimi biliyorsun. İnsanlar bana cevap veremeyecek durumdayken yazmak benim için daha kolay, bu yüzden bunları sana mesajla yazmadım. Nereden başlayacağımı bilmiyorum, sadece bir yere oturup yalnız okumanı ve beni anlamaya çalışmanı istiyorum.
Kendimi son zamanlarda pek iyi hissetmiyordum, biliyorsun. Sürekli hastalıklarımla uğraşıyorum. Her şey psikolojik bir sorunla başladı. İki buçuk yıl önce, Arden daha gitmemişken ortak arkadaşlarımızdan biri bana ne kadar şişman ve çirkin olduğumu, Arden'ın asla bana bakmayacağını anlatan uzun bir nefret yazısı yazma gereği duymuştu. Zaten yerlerde olan özgüvenim, bu yazıyla beraber tamamen yok olurken aynı zamanda boğazıma nefeslerimi engelleyecek acının tohumlarını ekmişti. Zaman geçtikçe, aynı çocuk tarafından sevgim kullanılıp bana yalan söylenince, dostlarım ile aram açılınca ve sevdiğim gözlerime son bir kez bakıp gidince o tohumlar sulandı. Öyle büyüdüler ki, bir gün kendimi hastanede, ağzımda oksijen maskesiyle buldum ve o günden beri her şey arka arkaya geldi. Önce migrenim başladı, sonra omzuma hiç geçmeyen korkunç ağrılar yerleşti. Nefes krizlerim bitmedi, defalarca psikiyatra gittim. Hayata olan tahammülüm tam o dönemde bitti.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves / NH
Short StoryBut I miss you most of all my darling -Ama seni her şeyden fazla özlüyorum sevgilim When autumn leaves start to fall -Sonbahar yaprakları düşmeye başladığı zaman 18.01.2017