Merhaba! İkinci sezona başlayış bölümü diğerlerinin tamamen aynısı olarak geldi fdjhgdshıu Moralim bozuktu ben de yüzyıllar önce yazdığım bölümü yayınlayayım da yorumlarla mutlu olayım diye düşündüm asıodhıhf
Bu arada, tüm çocuklar hakkında hikaye yazmışım ama Liam yok. Vicdan azabı çektim. İster misiniz????
Multide Niall'ın Autumn'a bakış şeklini görüyorsunuz. Dramatik:(
İyi okumalar!
"Onunla aynı grupta olamazsın!" Diye neredeyse çığlık atarcasına bağırdım. Bunun üzerine Kate gözlerini devirerek arkadaşıyla konuşmak için başka bir oda seçmeye gitmişti.
"Nedenmiş? Eğer senin terk edip gittiğin insanlarla iletişim kurmayacak olsaydım annemle hiç konuşamazdım." Sinirden saçlarımı yolmamak için zor duruyordum. İki yıldır onlara neden gittiğimi, ne yaptığımı bir türlü anlatamamıştım.
"Ben ne onu, ne de seni terk ettim. Sadece babamın yanına geldim!" Babam derken burnumun sızladığını hissettim. Beni gördüğünde ne kadar sevindiği, çıkmayan sesiyle nasıl defalarca özür dilediği aklıma geldikçe kalbim acıyordu.
"Arden'ın yanına gittin."
"Babamız kanserdi, Louis! Şunun farkına var!" Bu sefer ilkinden daha yüksek sesle bağırmıştım çünkü sürekli bana bunu demesinden nefret ediyordum. Babam için gelmiştim, aynı zamanda da Arden'ı görmüştüm. Bunda hiçbir sakınca yoktu.
"Autumn, herkesi kandırabilirsin ama beni değil! Seni senden iyi tanıyorum! Ne kadar inatçı olduğunu ve seni terk eden birinin yanına temelli gitmeyeceğini biliyorum. Eğer kanser olduğu için onu ziyarete gitmiş olsaydın, öldükten sonra neden dönmedin?"
Bu konuşmayı haftada bir kere yaptığımıza inanamıyordum. Aramızın açılması istediğim son şey bile değildi ama o gün beni Manchester otobüsüne bırakırken ona sarılmak istediğim anda bile eskisi gibi olamayacağımızı anlamıştım."Çünkü okul değiştirmekten bıktım ve üniversite için hazırlanıyorum. Ayrıca onun öldüğünü çok kolay söylüyorsun!"
"Evet, söylüyorum çünkü o öldüğünde ne kadar üzülsem de, çocukluğumun bir parçasının asla benimle olmayacağının farkına varsam da benim hala bir babam var! Bana bıkmadan hem annelik hem de babalık yapan tek kişi şükürler olsun ki hayatta. Ve ben de onu terk edip bir yerlere gitmemeye kararlıyım."
Sakin kalamıyordum çünkü abimin doğruları söylediğinin farkındaydım. Anneme bunu yapmamam gerekliydi. Geçen yaz babam vefat ettikten sonra onların yanına gittiğimde bana ne kadar kırıldığını görmüştüm. Ama bence bu kadar abartılacak bir şey yoktu. Onları terk etmiş sayılmazdım, gideceğimi söylemiş ve bir yıllığına gitmiştim. Sonra okulda son senem olduğu için dönmemiştim, bu kadar basitti.
"Tanrım... kes şunu! Ateist birisine Tanrım dedirttin, cidden beni sinir ediyorsun. Konuyu değiştirme. Grubuna Niall dışında bir üye bulamaz mısın?"
Kate konuşmasını bitirmiş, şaşkınca abime bağırmamı izliyordu. Niall'ın o grupta olmaması gerekiyordu. Sesini duydukça vicdan azabı çekerdim. Geçen yaz River ve Jade ile buluşmaya gittiğimde onunla karşılaşmıştım. Hayatımın en kötü günlerinden biriydi. İkimiz de öylece sokağın ortasında durmuştuk, bana şaşkınca bakmıştı. Ve gözlerindeki o bakış... Heyecan, şaşkınlık, üzüntü, sinir, acı, sevgi... O an kendimi öldürmemek için zor durmuştum ve koşa koşa uzaklaşmıştım. Ona bıraktığım acıların yükünü kaldıramıyordum. Saçını sarıya boyatmıştı, umudu kesişinin işareti gibiydi bu.
"Hayır. Sesi güzel, sempatik, gitar çalabiliyor ve İrlandalı. Mükemmel bir söz yazarı, yüzlerce şarkı ve şiir yazmış. Aşk konusunda birileri onun kalbini kırmış olmalı. Ayrıca Harry de o olmadan gelmiyor. Kısacası bu grup beş kişi kurulacak ve biri de Niall olacak."
"Ama-"
"Tünele giriyorum. Sesin gelmiyor. Heyyy!"
"Evdesin Louis!"
"Uçak düşüyor, kapatmalıyım. Kız kardeşinle sana iyi eğlenceler!"
Sinirle kapanan telefonu koltuğa attım ve bir nefes verdim. Abim ve Liam çocukluklarından beri bu hayalle büyümüştü. Bir müzik grubu kurmak. Zayn'i de sonradan sesinin harika olduğuna ikna ederek iki kişilik gruplarına almışlar, on iki yaşındaki üç ergen her hafta bizim eve gelerek korkunç müziklerini yapmışlardı. Ama büyüdükçe hem yetenekleri gelişmiş hem de sesleri güzelleşmişti. Nefes alamadığımda, titrerken abim bazen beni şarkı söyleyerek sakinleştirirdi, sesi o kadar huzur vericiydi ki dizine kafamı koyar ve uyuyakalırdım. Onu ne kadar özlediğimi düşündükçe içim acıyordu. Sonra bu hayal büyümüş, üç kişi barlara gitmeye başlamışlardı. Ancak bir eksik vardı, Zayn'e zor notalarda eşlik edecek bir ses ve gruba dikkat çekecek, eğlenceli bir gitarist. Sonunda bu iki eksiği tamamlamışlar ve Harry'nin üvey babası Robin'in önerisiyle "One Direction" grubunu kurmuşlardı. Bir yanım abim için mutlu olsa da bir yanım kalbini parçaladığım Niall'ı o grupta görmek istemiyordu. O bakışları o kadar acı vericiydi ki rüyalarıma bile giriyordu. Ve onun sesinden dinlediğim her şarkının bana yazıldığını bilmekse kafayı yememi sağlayabilirdi. Burada geçirdiğim iki yıl boyunca bile, Arden gittiğinde hissettiklerimin aynısı hissettiğini düşünerek onu aklımdan atamamıştım. Bazen ona ihtiyacım bile olmuştu, okuduğuna emin olduğum bir kitap hakkında yorumlarımı paylaşmak istemiştim veya bir filmde gördüğüm repliğe kahkahalarla gülerken ona atmamak için zor durmuştum. Onunla her şeyden öte arkadaş olmuştuk ve bana ne kadar iyi geldiğini inkar edemezdim.
"Ne oldu?" Diye sordu Kate karşımdaki koltuğa otururken. Mor saç tutamlarımı önümden çekip bağlarken ona bir bakış attım, her zamanki gibi saçlarıma hayranca bakmıştı.
"Seninkini de boyayabiliriz." Bakışlarını saçlarımdan çekip bu konuya değindiğim için kızarcasına bana baktı. "O artık yok, Kate. Sana bir şey demeyecek."
"Konuyu değiştirme. Neden bağırıyorsun?" Bu iki yılda gerçekten iki kız kardeş gibi olmuştuk. Geldiğim ilk aylarda ondan hiç hoşlanmıyordum, sürekli kavga ediyorduk ve babam bizi ayırmak için bağıramıyordu. Annesinin neden evde olmadığını bir gün sorma cesareti gösterdiğimde de ona daha yakın hissetmiştim. Annesi, babam onun yanına gelir gelmez evi terk etmişti ve arkasında "Yıllarca ona tek başıma ben baktım, şimdi sıra sende." yazan bir nottan başka hiçbir şey bırakmamıştı.
Bir iç çektim ve ona daha önce hiç bahsetmediğim Niall'ı anlatmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves / NH
Short StoryBut I miss you most of all my darling -Ama seni her şeyden fazla özlüyorum sevgilim When autumn leaves start to fall -Sonbahar yaprakları düşmeye başladığı zaman 18.01.2017