4.Bölüm

5K 357 10
                                    

Kahvalatılarını yapmaya devam ederken bir yandan da sevimli tartışmalarını sürdürüyorlardı. Kyungsoo elini uzatıp Jong In saçlarını karıştırıp gülümsedi.

''Ahh.. seni ufaklık..'' 

''Hey ufaklık. Bu da nesi ?''

Kafasını hafif kaldırıp alay edercesine cevapladı Soo.

''Ne yani ufaklık değil misin ? Benden küçüksün.''

''Ah şu mesele..''

Kyungsoo'yu baştan aşağı süzüp devam etti Jong In.

''Aslında kimin ufaklık olduğu konusunda şüpheliyim.''

''Yahh ! '' Soo bağırmaya devam edecekken tezgahın üzerinde duran Jong In'in telefon sesi , konuşmasını böldü.

Soo göz ucuyla bir bakış attı .

'Hayatım ? Bir sevgilisi olduğunu bilmiyordum.Ah tabi ya çocuk inkar edilmeyecek kadar yakışıklı.

Tabikide sevgilisi olmalı.'

Jong In Kyungsoo'ya göre sinir bozucu bir zil sesiyle çalan telefonunu çok geçmeden cevaplandırdı.

''O-oh günaydın '' sıcak ses tonuyla cevaplandırdı Jong In.

Kyungsoo dinlemiyormuş gibi görünmek için elinden geleni yapıyordu.Poğaçanın kırıntılarıyla işaret parmağıyla oynuyor bir yandan da portakal suyunun pipetinden uzun bir fırt çekiyordu.Kafası ise eğikti. Ama kulağı kesinlikle telefondaki diyalogtaydı.

Jong In devam etti.

''Oh evet sonunda taşındım.

Olabilir.Evet boşum pek bi işim yok buluşabiliriz.

Peki geçerken sana uğrayacağım görüşürüz.''

Jong In telefonu kapattığında Kyungsoo'nun -O kim ?- bakışı atacağını düşünmüştü ama öyle olmamıştı.Kyungsoo hala portakal suyuyla uğraşıp , yanaklarını şişiriyordu.Konuşmayı dinlemediğini göstermeye çalıştığının farkındaydı Jong In. Açıklama yapmamayı tercih etti.

Derin bir sessizlikten sonra Soo kalkıp boşalan tabağı mutfak lavabosuna bıraktı..Bitmiş meyve suyu kutularınıda çöpe. Jong In ise odaya yönelip hala açamdığı valizinden spor bir şeyler çıkardı. 5-10 dakika sonra salona geri döndü.

''Soo ?''

''H-hı?''

''Ben dışarı çıkıyorum muhtemelen akşam yemeğine yetişir , sana yardım ederim.Ama gecikirsem,bekleme.''

''O-oh anlıyorum , görüşürüz. İyi eğlenceler ~''

Jong In kapıdan çıkacakken duraksayıp , sırıttı.

'İyi eğlenceler ? Ahh Kyungsoo çok şapşalsın.'

Anahtarlarını cebine sokup , ayakkabılarını hızla giyip evden çıktı.

Kyungsoo ise bu esnada kendine lanet okumakla meşguldü.

''Nereye gittiğini bilmiyor numarası çekmem bu kadar zor muydu hı ? İyi eğlenceler dedim.

Lanet olsun.Bu resmen telefondaki kızın ' Randevuya çıkalım mı ?' demesini dahi duyup onun 

için söylediğimin bir kanıtı.Ahh ! ''

Soo kendini koltuğa atıp derin bir iç çekti.

Ardından yaptığı saçmalığı bir kenara bırakıp kafa dağıtabilmek için televizyon izlemeye koyuldu.2-3 saattir izliyordu. Ve henüz saat öğlenin 2'siydi.Oyalanmak için her hafta sonu yaptığı gibi 500 parçalık puzzle kutusunu tezgaha dizip birleştirmeye başladı. Kafasını toplayamazken bunu yapmak ne kadarda zordu . Yaklaşık 150-200 parçayı tamamlandığında saat çoktan 4 olmuştu. Ama vakit bi türlü geçmek bilmiyordu.Bundan önce ailesi ile birlikte kalmıştı ve evde iletişime geçeceği birileri vardı. Ama ya şimdi ? Yakınlaştığını düşündüğü arkadaşı nerdeyse tüm gün yoktu ve gelmek bilmiyordu. Ne arkadaş ama..Dışarı çıkmayı ise istemiyordu.Arkadaş kitlesi olduğu söylenemezdi.Tek bir şeyler yapmayı ise sevmiyordu.Hem dışarıda yapılacak eğlenceli türden bir şeyler olduğunuda düşünmüyordu. Saçma AVMleri dolaşmaktansa evde sıkılarak ölmeyi tercih ederdi. Sıkıntının verdiği yorgunlukla tekrar kanepeye uzanıp yastığı kafasına doğru iliştirdiktensonra ayaklarını uzattı.Şimdi gözleri sıkıntıyla verdiği savaşa yenilmiş uykuya yenik düşmüştü.

Saat 19:30 civarı sessiz bir şekilde kapıyı açıp anahtarları masanın üzerine bıraktı.

İçeri girdiğinde gözleri Kyung Soo'yu aradı. Tam evde olmaıdğını düşünürken koltukta yatan küçük beden gözüne çarpttı. Hala sabah ki kıyafetleri vardı . Üstelik tezgahta devasa bir puzzle kitlesi ve Soo'nun yattığı kanepenin kenarındaki televizyon kumandasını gördü.

'Soo ? Hafta sonu ve sen hiç bi yere gitmeden eve mi tıkıldın ? ' mırıldandıktan sonra ev arkadaşının uyuyan halini inceledi.

İçeri gidip fotoğraf makinesini aldıktan sonra geri geldi.

Makinenin lensini Soo'yu alabilecek şekilde ayarladıktan sonra deklanşöre bastı.

Ekrandaki şirin yüze bakıp iç geçirdi.

'O tatlı...'

Yeni Evim-izHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin