Kyungsoo soğuk hava ve rüzgara karşı ağır adımlar atarak nehir kenarında yürüyordu.Ayakları onu garip bir şekilde buraya getirmişti.Jong In ile de bir kaç kez buraya gelip turlamışlardı,belkide bu sebepten şuan buraya gelmişti.. Geldikleri günü düşününce engel olamadığı ufak bir tebessüm sardı yüzünü. Ardından istem dışı da olsa yüzünü güldüren bu insanın şu an neden karmaşık duygulara sebep olduğunu düşündü.
Temiz havayı içine çekip nefesini sesli bir şekilde bıraktıktan sonra iç geçirdi.
''Başta Chan yüzünden beni sevip sevmediğini düşünüyordum, ahh şimdiki halime bak birde.Jong In'in beni sevip sevmediğini anlamaya çalışırken kendimi onu severken buldum.Onu seviyorum değil mi ? Bunu inkar edemem, hislerimi anlamayacak kadar aptal olamam. Hayatımda ilk kez birinden hoşlanıyorum ve o bir erkek.Hatta kız arkadaşı olan bir erkek.
Dahası benden hoşlanmayan ve kız arkadaşı olan bir erkek. Dahasının dahasındaysa beni öpen ama hoşlanmayan üstüne üstlük kız arkadaşı olan erkek.. Baştan ofsaytım.. Neden ilk aşkım bu kadar sıkıntılı olmalıydı ki ? Hepsi senin suçun Jong In.Çünkü, çünküü aşık olunacak kadar mükemmelsin. ''
Ardından havanın soğukluğuyla üşüyen ellerini geniş manto cebine doğru attı.
''Oh mp4 çalarım ve kulaklık... buraya koymuşum demek..'' mırıldandıktan sonra siyah kulaklığını kulaklarına yerleştirdi ve tekrardan soğuk ellerini mantosunun cebine doğru soktu.
Mp4'ndeki şarkılar karışık modda çalmaya başladı.
İçindeki binlerce şarkıdan düşüncelerine en uygun olanı gelmesi evrenin bir oyunu olmalıydı değil mi ?
Malum şarkımız love love love : ( Roy kim- love love love )~~http://www.youtube.com/watch?v=oZNwM4bwJbY
Kyungsoo şarkının sözlerini içinden mırıldanırken gözüne sokak satıcısı olan ahjumma takıldı. Ddukboginin nefis koktuğunu düşünüp , sandalyeyi çekip oturdu. Yemeği yarılamışken , birden bire ve şüphesiz ani bir hızla oturduğu sandalyeden ayağı kalkıp parayı ödedi. Ardından bağırdı.
''Onun yanına gitmeliyim.''
Ahjumma ise söylenmeden edemedi.
''Ah şimdiki gençler ve onların delidolu aşkları...''
-----------------------------
Jong In Soo'nun ani bir işinden dolayı gitmesiyle Yoon Joo ile yalnız kalakaldı. Bunu son zamanlarde can sıkıcı görmeye başlamıştı. 1 yıl gibi bir sürede sevmediği halde sürekli yanındaydı, onu pohpohluyordu ve yeterli özgüvene sahip olabilmesi için elinden geleni yapmıştı. Ama artık bunu yapabileceğini düşünmüyordu. Bunun tek sebebiyse tabiki Kyungsoo'ydu.
Üstelik Soo'nun yanında bir başkasının dudakları tarafından öpülmek ve
aptal erkek arkadaşı rolüne bürünmek istemiyordu.
Kyungsoo'nun evden çıkmasıyla ani bir karar verdi. Bu gerçekten aniydi.
Bugün Yoon Joo'ya söylemeli ve ayrılmalılardı. Bunu yapacaktı çünkü Kyungsoo'ya olan duygularını bastırmak istemiyordu.
Yoon Joo'nun ısrarıyla evden çıkıp her zaman takıldıkları kafeye doğru gittiler. Sıcak çikolota ve cappuccino siparişleri önlerine geldiğinde Jong In sıcak içecekten büyük bir yudum alarak boğazını temizledi.
'Ihm..''
''Bir sorun mu var hayatım ? ''
''Ah hayır aslında evet. ''
''H-hı? ''
''Konuşmalıyız Yoon Joo..''
''O-oh tatlı şekerlemelerden de sipariş edelim mi ? Oh burdakilerin gerçekten lezzetli olduğunu duydum. Ne dersin ?Ihm aslında meyveli keklerde lezzetli..''
Yoon Joo Jong In'in dediklerini duymazdan geliyordu.Eline aldığı menü listesine göz gezdiriyor ve konuşmayı bölmek için sürekli mırıldanıyordu.
''Yoon Joo..''
Yoon Joo endişeli ve bir o kadar tedirgin yüz ifadesiyle başını baktığı menü listesinden kaldırdı.
''Oh cappuccinon bitmiş.. Kalkalım mı ? ''
Jong In'den bir onay almadan kol çantasını kapıp ayağa kalktı,hızlı adımlarla kafeden çıkarken Jong In arkasından koşturdu ardından bileğini kavradı.
Yoon Jo dolmuş gözlerle ona bakıyordu.
''Yoon Jo konuşmalıyız...''
''Şimdi söyleme Jong In lütfen şimdi söyleme..'' boğuk ses tonuyla söyledikten sonra kafasını eğdi.
Ardından hiç bir şey söyleyemeyen Jong In'in göğsüne kafasını yasladı, sıkı bir sarılma olmasa da ellerini Jong In'in sırtına götürdü.
''Beni bırakma Jong In-ah.. ''
Jong In derin bir iç çekti.Yoon Joo bir iki adım geriye doğru adım atıp ,
yaşlı gözleriyle Jong In'e doğru baktı.
Jong In gözlerini kapattı.
'' Üzgünüm Yoon Jo ama artık sona geldik..''
Tek bir ayak hareketiyle arkasını dönüp hızla uzaklaşırken Yoon Joo'dan bir hıçkırık sesi duydu.
'Arkana dönme Jong In , sakın dönme . Sakıın. Eğer dönersen hayatına yön veremezsin. Dahası Kyungsoo'ya duygularını söyleme fırsatını bile yakalayamazsın. Bu yüzden arkanı dönme ! ''
---------------------