19. Bölüm 1.Part

4.2K 297 28
                                    

19. Bölüm 1.Part 

--------
Kyungsoo tabana kuvvet koşturuyordu.
Evet , Usain Bolt yanında halt etmişti.
Tüm ulusal dillerdeki noktalama işaretleri hiç bir zaman bu kadar değerli olamazdı , o beklediği noktayı almıştı ve şimdiyse planını hayata geçirme zamanıydı.

-------

Jong In dün gece Kyungsoo'nun yanından ayrılmasıyla salonda uyuyan Soo'dan küçük bir resim karesi daha almıştı. Çektiği yeni resmi tarattırmıştı ve albümü kaldığı yerden devam ettirecekti. Ama buda nesiydi ?

Albümün son sayfasında Kyungsoo'nun bıraktığı not :


''Hey sen ! Benim fotoğraflarımı neden çekiyorsun ?
Gerçekten fotojenik bir yüze mi sahibim ya da başka bir şey..
Bu yasal değil anladın mı ? Bu notu gördüğünde bana mesaj at.
sadece '.' işaretinden ibaret bir mesaj gönder ve lütfen evden  bir kaç saatliğine uzaklaş ve kafa dinle. Şu an bu resimleri bulmamış gibi davranıyorum. Bu konuda seninle konuşmalıyız. Sadece mesajı göndermeyi unutma ! ''


Jong In albümün son sayfasındaki şeffaf kağıda bakarken mırıldandı.

''Ah bulmuş mu ? Olamaz , bu doğru zamanlama değil. 
Lanet olsun Jong In. Kyungsoo şuan senin arızalı sabıkalı bir sapık olduğunu düşünüyor. Ve bunların hepsi benim hazırladığım lanet albüm yüzünden ! ''


Gözleri dolmuştu.


Ağlamak istemiyordu.


Dolmuş gözlerinden yaş gelmemesi için çabalıyordu.


Yüzünü hafif bir eğimle tavana doğru kaldırdı.


Şimdi ağlayamazdı , henüz hissettiklerini dile getirememişken yenik düşemezdi. 

Küçük bir burun çekişten sonra gözleri şeffaf albümdeki notta tekrar buluştu.

''Nokta ? Bunu neden istiyor ? Benim notu gördüğümü bilmesi için değil mi ?
Ah her neyse şu an ne istiyorsa yapacağım. Soo'nun gözleri içine bakıp 
ona hayvan gibi aşık olduğumu dile getirmeden önce bana arızalı sabıkalı bir sapık gözüyle bakmasına izin veremem.''

Ardından telefonunu çıkarıp istediği o '.' işaretini gönderdi.
Anahtarlarını ve masadaki cüzdanını alarak evden çıktı , nehir kenarına doğru yürüyecek düşüncelerini toparlayacaktı , bu iyi gelebilirdi.


--

Kyungsoo nefes nefese kalmış halde binanın merdivenlerini çıkmaya çalışırken kısa bir süre duraksayıp soluklandı.Dairenin önüne geldiğinde hızla anahtarını sokup içeri doğru hızlı adımlarla ilerledi. Eve gelirken aldığı poşetlerle birlikte odaya girdi. Evet , Jong In yoktu. İstediği gibi gitmişti. Yerde ise açık bir şekilde duran fotoğraf albümünü gördü. Dizlerini kırıp halının üzerine oturdu. 

''Ah bu dün geceden.. Yanıma geldiğini dahi bilmiyordum..Ben bir aptal olmalıyım. Sırf itiraf edebilmek için şuan kalbini kırıyorum değil mi Jong In ? Bir yerlerde ağlıyor olamazsın değil mi ? Seni sevmediğimi düşünüyor olamazsın değil mi ? Sadece bir kaç saat söz veriyorum.. Çok uzun sürmeyecek. Her ne kadar saçmada olsa bu işe giriştim bir kere ve bu yüzden en iyisini yapacağım, söz veriyorum.~''

Kararlılıkla albümü kapatıp tozlu yatağın altına doğru ittirdi.
Marketten aldığı poşetlerle yatağın üstüne çıkıp bağdaş kurdu.
Poşetleri açmakla cebelleşirken mırıldandı.

''Bir s-sapık olduğumu düşenecek. Bunu şu dakikaya kadar düşünmedim ne hoş ! Ya garipserse ? Ah tanrım ! Lisede ne kadarda aptalmışım.O zamanlar bir karar almıştım. Yapacağım itiraf hoş bir ambians, romantik bir ortam olmalıydı ve dahası bedenlerimizinde birbirini tanımasını istediğim bir itiraf istiyordum . Kendime bu denli aptalca bir söz vermiştim. Ve hala şuan bu sözü yerine getirmeye çalışıyorum. A-issh ! Utanıyorum.~ Ama bunu yapmalıyım ,Jong In'i aptal bir sebepten dolayı üzdüğüm için buna değmeli.''

Yataktan kalkıp etrafa aldığı mumlarla donatmaya başladı , yorganı değiştirip saten takımı örttü. Gül yapraklarını ise yatağın üzerine serpti. Son kez uzaktan bakıp onayladığında üstündeki takım elbiseyi hızla çıkardı.Jong In'in -muhtemelen kendine bir kaç beden bol olacağı- beyaz düz gömleğini üzerine geçirdi. Altında ise boxerından başka bir şey kalmamıştı.Düz gömlek dizlerine kadar geliyor, kısa boylu bacaklarını ön plana çıkarıyordu. Saçına ufak bir kaç dokunuşla şekil verdi.Ardından elini telefonuna götürdü.

Gönderen : Kyungsoo

''Eve gelebilir misin ? ''

Mesajda ne bir smile vardı ne de içten olduğunu hissettiren kelimeler.
Soğuk ve bir o kadar ciddi bir ifade barından bir cümleden ibaretti.

Gönderen : Jong In

''Geliyorum.''

15 dakika gibi bir süre zarfında kapı zili çaldı. Anlaşılan Jong In anahtarları olmasına rağmen içeri girecek cesareti bulamamıştı ve çekiniyordu. Kyungsoo kapıyı yavaş bir şekilde araladığında Jong In'in kafasında düşünüp kurduğu tüm kelimeler kıyafetsiz kalmıştı. Evet, kıyafetsiz..

Jong In tam olarak nereye bakacağını bilemiyordu .Sahi nereye bakmalıydı ?
Kyungsoo bu şapşal ördek gibi etrafa bakınan gence eliyle salonu gösterdi.
Bir yandanda hala durumu çaktırmamaya çalışıyor Jong In'in bocalayışını izliyordu.

''Girsene. ''

''Ihm..''

Jong In eve gelen bir misafirmişçesine salona geçip oturacakken Kyungsoo bileğinden tuttu. Jong In gördüklerinin ve temasın verdiği etkiyle tamamıyla irkilmişti. Hızla arkasına dönüp Soo'ya güç bela baktı.

''Biliyorsun Jong In şu albüm.. Konuşmalıyız ve bilmek istediğim bir şey var odaya geçmeliyiz bu yüzden.''

''O-oh o-olur.''

Beyonc- Listen : http://www.youtube.com/watch?v=w1rLZfAfQLM

Jong In sağ elini kapının kulpuna götürüp hafifçe aşağı indirdi.


Yüzleşmekten korkuyordu. Soo'nun biraz sonra söyleyeceği kelimelerin canını yakması gerçeğinden tamamıyla korkuyordu. Yavaşça kapıyı araladığında yoğun gül kokusu ve yüzlerce mum karşılamıştı onu. Olan biteni anlamaya çalışırken Kyungsoo'da arkasından odaya girerek kapıyı kapattı. Jong In arkasını dönüp Soo'ya sorar bakışlar atacakken, kendisini beline yapılmış olan bir baskıyla güllerle dolu yatakta buldu.Soo Jong In'in aralanan bacak arası boşluğuna dizini yerleştirdi.Yüzünü ızdırap verici yavaşlıkta Jong In'e doğru yaklaştırdı.Nefeslerini verişleri birbirlerine santimetrelerce yakın olan yüzlerine çarpıyordu ve nefes alışlarındaysa 
tamamıyla aynı havayı soluyorlardı.Yüzlerine vuran sıcak nefes adeta çöldeki bedevinin güneşten kavrulmasından farksızdı , o kadar kavurucu  ve sıcaktıki Jong In'e bunun bir hayal değilde gerçek olduğunu hissettirecek kadar sıcak..

Kyungsoo duraksayıp gözlerini kıstı,Jong In'in kulağına doğru eğildi.
Bugüne kadarki en seksi ses tonuyla kulağına fısıldadı.

''Dinle J-Jong In.Albüm hakkında bilmek istediğim şey ne biliyor musun ? Neden resimlerle yetindiğin ? Bu bana yetmiyor , dahasına ihtiayacım var..dahasına ve sana ? Sahi bu resimlerle yetinebildin mi ? Bens-..''

Kyungsoo devam edecekken Jong In boğuk sesiyle kısa bir cevaplamadan sonra Soo'nun dudaklarına büyük bir açlıkla yapıştı.

''Yetindiğimi kim söyledi ? ''

Bu neredeyse 4,5 aydır barındırdığı bir açlıktı ve bir zombinin insan avındaki açlığıyla bile kıyaslanamazdı.Dudağına yaptığı baskı ve emişler neredeyse çoktan kızarmasına sebep olmuştu. Jong In bir hamleyle pozisyonu
değiştirip Kyungsoo'yu altına doğru aldı İki dudak çizgisinin arası alt dudağından dolgun bir emiş ile nefes alabilmek için ayrıldı. Jong In elinden aldığı destekle yatağa baskı yaparken tüm nefesi ve iniltimsi sesleri
Soo'nun yüzüne çarpıtıyordu.

Kısa bir nefes alıştan sonra bu sefer kiraz rengi dudaklara yağışan Soo oldu. Hiç bir öpüşme bu kadar seni seviyorum sözcüklerini beden diliyle anlatamazdı. Hiç bir öpücük ben artık buradayım diyemezdi. Ve hiç bir öpüşme bu denli sıcak ve beklenmedik olamazdı.

Jong In öpüşmenin derinleşmesi ve tutkusuyla bedeninin altındaki küçük bedene doğru bedenini sürttü.Soo'nun ağzından kaçan inilti bile Jong In'in
dudaklarında hapsoluyordu. Artık kaçamazdı. Tümüyle onun olduğunun bir göstergesiydi bu değil mi ?

Ardından Jong In derin öpüşmelerine yavaş bir geri çekilmeyle karşılık verdi ve bir filozofun evrenin sırlarını arayışına benzer biçimde kafasını kaldırıp sorguladı.

'' Bu gerçek değil mi ? Öyleyse neden bu kadar müthiş.''

Kyungsoo küçük bir gülümseme ile karşılık verdi.

''Sanırım hiç olmadığı kadar gerçek.''

Jong In elini kendi gömleğini giymiş ve minik bedeni sebebiyle tamamıyla içinde kaybolan Kyungsoo'nun gömlek iliklerine doğru götürdü.
Bir iki üst düğmeyi açmasıyla Soo'nun boynuna yavaş ve tahrik edici sulu öpücükler kondurması bir olmuştu. Bu sırada Soo'dan küçük iniltiler duyuluyordu ve bu Jong In'in iştahını kabartıyordu.

Bu esnada Soo Jong In ensesindeki saçları tutuyorken tekrar bir pozisyonu değişikliğine sebep oldu. Suratına bir piçmişcesine gülüş kondurdu ardından Jong In'in bedeni üzerinde emekleyip tekrar kulağına bir fısıltı bıraktı.

''Seni deli gibi istiyorum Jong In.. Bana bu gece teslim olmalısın ~''

Gerçekten iç gıcıklatıcı derecede Jong In'i baştan çıkarıyordu bu fısıltılar.

Beyonce bile bu gülüşün ortamdaki fazlalığıyla geri adım atmış yerini bu seksi müziğe bırakmıştı.

Love Sex Magic : http://www.youtube.com/watch?v=raB8z_tXq7A

Ardından üstte olmanın zaferiyle tekrar Jong In'in dudaklarına eğilip nefesini bıraktı, alt dudağını ısırdı ve dilini tekrar ağzındaki her noktayı tanımak istercesine büyük bir keşfe doğru sürükledi.Öpüşürken usta bir edayla işini yapıyor,bir yandanda Jong In'in kazağını ağır harkeketlerle kıvırıyordu. Dudaklarından geri çekildikten sonra bir gülümseme bıraktı. Jong In'in burnuna küçük bir öpücük kondurdu ve etkiye tepki misali bir gülümsemede Jong In'den geldi.Evet , Kyungsoo ustayı oynuyordu ve görevi önündeki çıkarığı baştan çıkarmaktı.Yavaş hareketleriyle Jong In'in kulağına eğilip kıkırdak denilen yeri dişlerinin arasına almış , küçük bir ısırık bırakmışken küçük bir inilti duydu Jong In'den.

Ve tekrar ne olduğunu anlayamazken kendini altta buldu Kyungsoo.

''Heyy ~~ ''

Seksi ses tonunu bir kenara atıp daha yumuşak bir tonda mızırdandı.

''Bu kadar yavaş olman kasıtlı mı Soo ? Buna katlanacağımı sanmıyorum..''

Kyungsoo küçük bedeninden beklenilmeyecek bir güçle Jong In'i tekrar altına aldı.

''Bu gece bana teslim olmanı söylemiştim.Şimdi uslu bir çocuk ol ..''

''Demek öyle ? Öyleyse neden beni baştan çıkarmıyorsun ? ''

Yeni Evim-izHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin