Lol ☯

LOL -21- Scott.

Özür dilerim ama hiçbir şekilde yazasım gelmedi. Sizi beklettim maalesef. Her neyse umarım seversiniz.  multimedia ve bölüm parçasına göz atın;

Okuldan nefret ediyordum. Öğretmenlerden de. Aslında genelde herşeyden nefret eden bir tiptim. Neden yaşadığımı bile bilmiyordum. Ayrıca şu okul denen lanet şey işleri daha da zorlaştırıyordu. Üçüncü dersteydik ve bunun gibi üç ders daha çekmek zorundaydım. Zilin çalmasıyla aptal adını bile hatırlamadığım kadının birşey söylemesini beklemeden sınıftan çıktım. Yanından geçerken bana ters ters baktığını görmüştüm aslında o sırada yüzüne bir tane geçirmeyş düşünmüştüm ama bu okulu daha da çekilmez yapardı.

Bahçeye indiğimde herkesin daire oluşturup bir kavgayı izlediğini gördüm. Aslında ilgimi çekmiyordu ama kızın biri yanındakini dürtüp beni gösterdiğinde herkes kenara doğru çekilmeye başladı. İşte bu ilgimi çekiyordu. Kaşlarımı çatıp aralarından ilerledim. Kavga edenlerin Nick ve Scott olduğunu gördüğümde gözlerimi devirmeden edemedim. İkisinide uzun zamandır görmüyordum. Scott Nick'in üstüne çıkıp ona art arta bir kaç yumruk geçirdiğinde ilerleyip kolunu tuttum. 

"Ne halt ediyorsunuz?" diye dişlerimin arasından fısıldadığımda Scott ayağa kalkıp ceketini düzeltti. Elimi uzatıp Nick'in kalkmasına yardım ettim. Kalktıktan sonra o da ceketini düzeltti. Kaşı ve dudağı patlamıştı. Ayrıca sağ gözünün etrafında kızarıklıklar vardı büyük ihtimalle moracaktı. Yüzümü ekşittim. Bahçedeki herkes bizi izliyordu. Bu rahatsız ediciydi. 

"Aptal arkadaşın" Scott konuşmaya başladığı sırada onun sözünü kesip "o benim arkadaşım değil." diye düzelttim. Gözlerini devirip devam etti. "Herneyse. Durduk yere üstüme atladı." neden bu konuyla ilgilendiğimi bilmiyordum. Sadece bana yol açtıklarında benimle ilgili olduğunu düşündüğüm için kim olduğuna bakmak istemiştim. 

Her zaman oturduğum çardağa doğru ilerleyip oturdum. Nick kantine doğru yanında iki kızla ilerliyordu. Kızlardan biri kolunu Nick'in beline attığında dönüp tiksinircesine bana baktı. Tek kaşımı kaldırıp onu incelediğimde ona baktığımı fark edip hemen kafasını çevirdi. Nick okulda ki çoğu kızın dikkatini çekiyordu. Oldukça çekici bir çocuktu ama o inatla beni tercih ediyordu. Okulda benden güzelleri vardı ama yinede peşimi bırakmıyordu.

Scott konuştuğu kızları bırakıp bana doğru geldiğinde gözlerimi devirdim. Yanıma oturduktan sonra sağ ayak bileğini sol dizinin üstüne koyup iyice yayıldı. Kollarımı göğsümde birleştirip ne diyeceğini bekledim. 

"Salvador'u uzun zamandır görmüyorum. Yaşıyor mu hala?" diyip küçük bir kahkaha attı. Bu komik değildi. Salvadoru bende bir kaç gündür görmüyordum. Hiç aramamıştı beni. Hastaneden çıktığımdan beri konuşmuyorduk. 

"Uzun süredir onu görmedim." oldukça dürüst davranıyordum. Salvador beni Scott hakkında uyarmıştı. Onunla görüşmemi istemiyordu. Pekte umrumda olduğu söylenemezdi. Hayat hikayemi yazarken başka birine kalemi veremezdim. Scott bana doğru dönüp boğazını kibarca temizledi. Aslında dikkatli bakarsak Scott, Salvador ve Nick'ten bile iyi görünüyordu. Ki bu beni ilgilendirmiyor.

"Sizin yakın olduğunuzu sanıyordum." dedikten sonra ensesini kaşıdı. Ya da kaşıyormuş gibi yaptı. Yakın mıydık? Bir kaç kez öpüşmüştük bu o kadar da büyütülecek birşey değildi. Ya da öyleydi. Bilemiyorum. Uzun zamandır görüşmüyorduk ve beni aramamıştı bile. 

"Görünüşe göre değiliz." dedikten sonra kalkıp okula doğru ilerledim. Peşimden gelmediği için memnundum. Sınıfa girince çantamı alıp tekrar dışarı çıktım. Arabamın yanına gelince çantamı yan koltuğa atıp oturdum. Birisi cama tıklatınca yerimden sıçradım. Tanrı aşkına.

"Ne istiyorsun Nick." demeden hemen önce camı açtım. Sesim sinirli çıkmıştı. Çünkü beni korkutmuştu. Beyinsiz. 

"Korkuttuğum için üzgünüm. Sadece nereye gittiğini merak ettim." gözlerimi devirip arabayı çalıştırdım. Kaşlarını çatıp bana bakıyordu. Neden ilgileniyordu ki istediğim yere giderdim. 

"Seni ilgilendirmez Nick." diyip gaza yüklendim. Araba yolda kayarken torpido gözünden iPadimi çıkarıp arabada ki iPad girişine bağladım. Müzik listemde Gabrielle Aplin'i bulup Please Don't Say You Love Me açtım. Bu şarkıyı seviyordum. Gabrielle Aplin'i de seviyordum. Her neyse.

Eve gelince çantamı alıp arabadan indim. Avery evde yoktu. Salona girip çantamı bir kenara fırlattım. Marty ayak sesleriyle birlikte üst kattan hızlıca geldi. Onu kucakladıktan sonra kendimi koltuğun üstüne bıraktım. Marty ile biraz uğraştıktan sonra onu yere bırakıp televizyonu açtım. Magazin, spor, haber vs. vs. Bir kanalda Supernatural'ı bulunca durup izlemeye başladım. dokuzuncu sezonun beşinci bölümüydü. Dean her zaman benim favorimdi. 

Bölümün bitmesine çok az kalmıştı ki kapı çaldı. Uyuşuk hareketlerle kalkıp kapıyı açtım. Scott kapıda elinde sigarayla bekliyordu. Kapıyı açtığımı fark edince gülümseyip elindeki sigarayı yere attı. "Merhaba... Ben belki birşeyler yemeye gideriz diye düşünmüştüm." neydi şimdi bu bir çıkma teklifi mi? Aslında kötü bir fikir değildi. Şu sıralar fazla asosyal olmuştum. 

"Üzerimi değiştirip geliyorum. İçeride bekle." dedikten sonra birşey söylemesini beklemeden üst kata yöneldim. Büyük ihtimalle pizza falan yiyecektik çünkü Scott fazla resmi giyinmemişti. Üzerime birşeyler geçirip (multimedia) saçımı taradıktan sonra dudağımda ki ruju sildim. Gözümdeki eyeliner'ı düzelttikten sonra aşağıya indim. Marty ile uğraşıyordu. 

"Gidelim mi?" geldiğimi yeni fark etmiş olacak ki biraz irkildi. Aşağıdan başlayıp beni süzdükten sonra gülümseyip başıyla onayladı. Ayağa kalkıp yanıma geldi. Bir elini belime koyduktan sonra diğer elini yüzüme doğru uzattı. Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. Beni öpmeye mi çalışıyordu? Sağ gözümün üstüne parmağını bastırıp eyeliner'ımın bir kısmını sildi. Şaşkınca ona bakıyordum.

"Aynı görünmüyorlardı. Şimdi daha iyi." gülümseyip beni kapıya doğru yönlendirdi. Bu beklediğim birşey değildi. Makyajımı düzeltmişti. Ah! Hadi ama. Zor bir gün olacaktı.

Kocaman sıkıcı bölüm ile tekrar merhaba. Kısa olduğunun farkındayım. Üzgünüm. Ama bir daha ki bölüm bir kaç gün içinde gelecek belki 4 gün sonra güzel bir süprizim var size :') görüşmek üzere :*