LOL -15- Bana Güvenme.

2.3K 95 8
                                    

merhaba :D geçen bölümde söylemiştim klavyem bozulmuştu :// şimdi düzelince hemen bölüm yazdım bende ehehehe neyse. Umarım bölümü seversiniz. Multimedia var. Bölüm parçası bölümde geçiyor :))) 

* İtalik kısım geçmişten.

"Sen eve gir bebeğim. Markete uğrayıp geliyorum hemen bende." dedikten sonra yanağıma sulu bir öpcük kondurdu annem. Ona gülümseyip eve ilerledim. Anahtarı deliğe sokup çevirdim. İçerden tıkıtrtılar gelmeye başladığında biraz ürksemde içeri girdim. Keşke girmeseydim.

"Ba-baba" diye kekeleyip karşımda iç çamaşırlarıyla yanında bir kızla giyinmeye çalışan babama iğrenerek baktım. Bunu anneme yapmış olamazdı değil mi? Hemde annemin bir hafta önce çok severek aldığı koltukların üzerinde. Belkide burdan önce annemin yatak odasındaydılar. İğrenç adam.


"Hoşgeldin Lol" diye mutfaktan bağıran Avery'e şaşkınlığımı belli etmeye çalışarak baktım. Anahtarımı kapının yanındaki dolabın üzerinde duran büyük tabağın içine attım. Mutfağa ilerlemeye başladım. Yaklaştıkça mutfaktaki o harika koku iyice burnuma dolmaya başlamıştı.

"Tanrı aşkına Avery yemek yapmayı bildiğin halde beni her gece pizza yemeye mahkum ettiğine inanamıyorum" diye burnumdan soluyarak içeri girerken Salvador'u görünce duraksadım. Bir dakika. Bekle. Salvador yemek mi yapıyordu? Avery kıkırdayarak gözlerini ikimizin arasında gezdiriyordu. 

Salvador bana dönüp "Sana birdaha pizza yedirmem merak etme" dedikten sonra dudaklarını büzüp işine geri döndü. Ne oluyordu bu çocuğa böyle? Yemek yapmakta nereden çıktı. Gözlerimi Avery'e çevirip sorarcasına kaşlarımı kaldırdım. Omuzlarını silkti. Gözlerimi devirip tekrar Salvador'a döndüm. 

"Ben üzerimi değiştirip geleyim" dedikten sonra ona bakmaya devam ettim. Yemek yaparken daha bir seksi görünüyordu. Tanrı aşkına herşey eline neden yakışıyor? Aşağıdan yukarıya onu süzdüm. Bri kez daha. Ve bir daha. Bakmaya doyamıyordum ki.

"Benim giydirmemi mi istiyorsun?" diyip imalı imalı sırıttığında onunda bana baktığını yeni farkediyordum. Yanaklarım kızarırken hemen arkamı dönüp merdivenlere doğru yürümeye başladım. Merdivenin bir kaç basamağını çıkarken arkamdan seslendi. "Yemekten sonra çıkacağız ona göre giyin" dediğinde gözlerimi devirdim. Gözlerimi sürekli devirdiğimin farkındayım ama artık bunu kontrol edemiyorum sanırım.

Odama girip çantamı bir tarafa fırlattıktan sonra çıkan sese yüzümü buruşturdum. Odam kadar siyah olan dolaba ilerleyip içine göz gezdirdim. Güzel olmalıydım. Ben zaten güzelim. Daha güzel olmalıyım.Siyah Led Zeppelin tişörtümü ve siyah deri şortumu çıkardım. Ardından şorttan vazgeçip Siyah dizlerimin bir karış üzerinde biten bir etek çıkardım. Üzerime seçtiklerimi geçirdikten sonra aynada saçlarıma göz attım. Oldukça iyi görünüyorlardı. Kuaföre gidip renklerini biraz daha koyulaştırmıştım. Yakışmıştı da. Kırmızı rujumu tazeledikten sonra gözümdeki eyelinerı silip onuda yeniledim.

Tanrı aşkına ben süsleniyordum! Hiçbir zaman evden çıkarken bu kadar çok vakit geçirmemiştim. Derin bir nefes alıp verdikten sonra telefonumu elime alıp aşağıya indim. Merdivenlerden aşağıya inerken Avery ve Salvador'un kahkahalarını duyunca hızlandım. Kıskanmıyorum.

Beni görünce ikiside sustu. Kaşlarımı çatıp onlara baktığımda tekrar kahkaha atmaya başladılar. Gözlerimi devirip masaya oturdum. Salvador yaptığı tavuklu şeyi servis edip karşıma oturdu. Bıçakla tavuğu kesmeye çabalarken Salvador elindeki çatalı tavuğuma saplayıp yardımcı olunca gözlerimi devirdim. Avery kıkırdadı. Tekrar. Ona dönüp sert bakışlarımı gönderdiğimde yüzünü astı. Derin bir nefes aldıktan sonra tavuğu yemeye geri döndüm.

Sonunda yemek kısmı bittiğinde ayağa kalkıp "gidelim artık" dediğimde başını yemeğinden kaldırıp beni süzdü. Gözlerini gözlerime dikip "üzerini değiştir çıkarız" dedi. Kaşlarımı havaya kaldırıp ona bakmaya devam ettiğimde başını kaldırdı.

"Seni bu üzerindekilerle yanımda gezdirmem. Mümkünse giyinip gel" giyin derken üzerine basa basa söylediği için gözlerimi devirdim. Avery tekrar kıkırdadığında ona patlayıp "sürekli kıkırdamayı keser misin!?" diye bağırdım. Kaşlarını çatıp elindeli çatalı fırlattı. Bana kızgındı. Onu ektiğim için. Siktir ya. 

Masadan kalkıp sinirle mutfaktan çıktığında teelfonumu masanın üzerine bırakıp bende peşinden çıktım. Salondayken kolunu yakalayıp "Avery siktiğimin saçma kız tribini çekemem" dediğimde kolunu benden kurtarıp sinirle tamamen bana döndü. 

"Seni tanıyorum. Sözlerini tuttuğuna inandım her zaman. Sana güvenebileceğime. Şimdi deniyorum. Seni affediyorum senin yaptığına bak." diye yüzüme tısladığında gözlerimi devirip saçlarımı karıştırdım. Tanrı aşkına. Nelerle uğraşıyorum.

"Sikeyim. Güvenme. Bana güvenme. Siktiğimin hayatında herkese güven ama bana güvenme. Yaptım tamam mı. Hayatım boyunca o kadar çok insanı arkamda bıraktım ki. Beni seven, güvenen herkesi siktirip attım. Söylediğim hiçbirşeye inanma. Sevme hatta birazcık aklın varsa eşyalarını toplayıp siktir ol bu evden. Ne zaman anlayacaksın Avery? İyi. Biri. Değilim." son cümlemi bastıra bastıra söylediğim uzun bir cümle. Avery az öncekinin aksine olduğa yere adeta sinip kocaman açtığı gözlerle izlemeye başladı. Arkamı döndüğümde bizi yine Avery kadar şaşkın ve biraz da anlayışla izleyen  Salvador'u gördüm. 

Salvador'un yanından hızla geçip masanın üzerine bıraktığım telefonumu aldıktan sonra merdivenlere yürüdüm. İkiside olduğu yerde kalmış birbirlerine bakıyorlardı. Odama girip sigaramı, arabamın anahtarını ve bir miktarda para aldıktan sonra aşağıya indim. İkisi salak gibi oldukları yerde dikiliyordu. Onları umursamadan dışarı çıkıp arabama bindim. Adresini evimkinden daha iyi bildiğim bara sürdüm. 

Bardan içeri girip etrafa göz gezdirdim. Herkes kendi çapında eğleniyordu. Kimisi kavga ettiği sevgilisi için içiyordu, kimisi düzecek kız arıyordu. Bar'a doğru ilerleyip yüksek koltuğa oturdum. Cody beni görünce sildiği şarap bardağını bırakıp yanıma geldi. "Naber güzellik? Bayadır gelmiyorsun. Ne vereyim sana?" diye sıraladığı sorulara gözlerimi devirdim. 

"Herzamankinden" diye kısaca belirttiğimde moralimin bozuk olduğunu fark etmiş olacak ki birşey demeden arkasındaki dolaptan Jack Daniel's'i bana uzattı. Şişeyle. Aptal. Aldırmadan hemen başıma diktim. O sırada barın içini dolduran Kelly Clarkson 'in sesine eşlik etmeye başladım. Kısık bir sesle. Tamam. Pekte kısık olmayan bir sesle. Cody beni barın küçük sahnesine doğru itelerken ona karşı koymaya çalışıyordum sonunda beni sahneye çıkarmayı başardığında benden biraz daha kısa sarı saçlı bir kız elime mikrafon tutuşturup sahneden indi.

Since U Been Gone'u söylemeye başladığımda benden çok diğerlerinin sesi çıkıyordu. Şu sarhoş kısım. Buna güvenerek daha çok bağırmaya başladım. Aslında sesim çok iyi değildi ama kötü de değildi. 

Şarkı bittiğinde mikrafonu bana veren sarışın kızın eline tutuşturup kalktığım yere oturdum. Yanımdaki sandalye dolduğunda bakışlarımı yan tarafıma çevirdim. "Sesin arabadakine göre daha iyi çıkıyordu." dediğinde yanaklarımın kızardığına emin olduğum için önüme dönüp başımı eğdim. Küçük bir kahkaha attığında one döndüm. 

"Utanmak sana yakışmıyor." dediğinde gözlerimi devirdim. Elini çeneme koyup ona bakmamı sağladığında sertçe yutkundum. Bunu ne zaman yapsa beni öpüyordu. 

"Gözlerini devirmeyi kes bayan ben güvenilmezim" dediğinde bu defa ben kahkaha attım. Aniden sustuğumda o da sustu.

Bütün bedenimi ona çevirip dudaklarımı onunkilerle buluşturdum. Bunu uzun zamandır yapmak istiyordum. Dudaklarımı ondan kısa bir süre ayırıp "Seni Seviyorum." diye mırıldandım. Bu da uzun zamandır yapmak istediklerimdendi. Onu seviyordum.

Vote ve yorumlarını eksik etmeyin ehehehe :)))

Lol ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin