Merhaba! söylemek istediğim bir şey var. Multimedia'da Lola var. Genelde resimde üzerinde ne varsa onu anlatmaya çalışıyorum. Yani resimde ne varsa üzerinde anlattıklarım onlar. Anlamışsınızdır :Dd umarım. Her neyse. Keyifli Okumalar..
Her insan hayatında bir defa bile olsa hayal kırıklığı yaşamıştır. Hatta hayatı hayal kırıklıklarıyla dolu insanlar var. Benim gibi. Kime güvensem, kime sırtımı dönsem yaralanıyorum.
Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerimi tavandan ayırıp bacaklarımı yataktan sarkıttım. Dün gece Charlotte'nin partisinde Salvador ile bahçede tam iki saat boyunca oturup ağlamıştım. Bitirmemi bekleyip sonrada beni eve bırakmıştı. Gece boyunca Charlotte'i hiç görmedim. Aramadım da zaten.
Dolabımın kapağını açıp bir süre göz gezdirdim. Bugün cumartesi. Okul yok. Ama dün gece Salvador sabah beni alacağını söylemişti. Askıda duran beyaz elbisemi çıkarıp yatağın üzerine bıraktım. Dünki siyah ceketimi çıkarıp onu da yatağın üzerine bıraktım. Siyah ayakkabılarımıda bulduktan sonra tek tek hepsini üzerime geçirdim. (multimedia)
Telefonumu ve sigara paketimi cebime koyduktan sonra aşağıya indim. Avery her zamanki gibi spor programlarını izliyordu. Ona aldırmadan mutfağa ilerleyip masaya oturdum. O kadar boştum ki bugün. Hiçbirşey düşünemiyordum. Hiçbirşey hissedemiyordum. O tokat beni hissizleştirmişti. Salvador ile hiç konuşmamıştık dün gece başımı omzuna yaslayıp ağlamıştım. Aile benim zayıf noktamdı. En yakın arkdaşlarım bile küçüklüğüm, ailem hakkında birşey bilmiyordu. Ama ona anlatmıştım.
Salvador ile tanışma olayımız bile bu kadar saçmayken bir anda hayatımın odak noktası olmuştu. En değerli şey.
Kapı zilinin sesini duyunca oturduğum, sözde birşeyler yemek için girdiğim mutfaktan dışarı attım. Avery hala yerinden kıpırdamıyordu. Gözlerini kenetlemiş televizyondaki basketbol maçını izliyordu. Lakers maçıydı. Doğrusu izlemeyi bende seviyordum.
Kapıyı açtığımda Salvador her zamanki rahatlığı ve elindeki sigarasıyla boy sergiliyordu. Ona buruk bir gülümseme gönderip yanından geçtim. Arabanın kapısı açıktı bende oyalanmadan bindim. Hemen arkamdan o da bindi. Konuşmak istemiyordum. Evden çıkmakta istemiyordum. Yastığıma başımı gömüp akşama kadar ağlayıp sonrada uyuya kalmak istiyordum. Ama Salvador'un biraz da olsa olanları unutturacağını biliyordum.
Yol boyunca ikimizde susmuştuk. Sonunda arabayı durdurduğunda radyoyu kapatıp yine birşey söylemeden arabadan indi. Hemen arkasından bende inip etrafa göz gezdirdim. Kocaman boş bir arazi ve toprak yolu çevreleyen oturaklar vardı. Maç yapılan statlar gibi. Neden buraya geldiğimiz anlamamıştım. Ta ki arazinin girişinde yan yana dizilmiş motorları görene dek.
Bir yarış alanındaydık ve ben burada olmak istemiyordum. Evde kalıp ağlamam gerekiyordu. Ne var? Bende ağlıyorum. Ne olmuş.
Salvador bana kısa bir bakış attıktan sonra birşey söylemeden yürümeye başladı. Bir süre kalmayı düşündüm ama daha sonra vazgeçip peşine takıldım. Kafamı dağıtabilmem için bir fırsattı burası. Aslında bir kaç sene öncesine kadar bende bir motor almayı planlıyordum. Daha sonra unutuldu.
Biraz daha hızlanıp Salvadora yetiştiğimde yine bana kısa bir bakış atıp önüne döndü. Bize doğru gelen bir grubu görünce yüzümü buruşturma isteğini geri teptim. Salvador onlara içten bir gülümseme gönderdiğinde kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Kıskanmıştım. Bu gülümseme çok samimiydi çünkü.
"Salvador." dedi çocuklardan biri daha sonra el sıkıştılar. Bekle. Bu çocuk benim boynunda sigara söndürdüğüm çocuk. Gözleri beni bulduğunda gülümsemesi yüzünden silindi. Gözlerini kısıp bana baktığında gözlerimi kaçırmadım. O inatsa ben daha bir inatçıydım.
Salvador diğerleri ile konuşmasını bitirdiğinde bile birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Salvador fark ettiğinde elini belime dolayıp beni kendine çekti. Dokunduğu yerler uyuşurken ben bakışlarımı çocuktan ayırıp Salvador'a çevirmiştim. Karşısındaki çocuğa birşeyler söylüyordu ama onu duyamıyordum. Vücudum ısınmaya başlamıştı ve ben rahat değildim.
Çocukların yanından ayrıldıktan sonra ve Salvador'un eli hala belimi sararken birlikte oturaklara yürüdük. Tannrı aşkına aptal falan mı bu çocuk. Gerildiğimi fark ettiğine emindim ama inatla kolunu belimden ayırmıyordu.
Yarım saat kadar orada hiç konuşmadan oturduk. Aslında ben hiç konuşmadım. Salvador'un yanına sürekli birileri geliyordu hiç yalnız kalamamıştık ki. Hatta bir ara dört tane mini elbiseli kız gelmişti. Anlayacağınız türden kızlar ve ben onları kovmamak için kendimi zorlamıştım. Aralarından biri elini Salvador'un bacağına koyduğunda Salvador'un koluna onlar fark etmeden yumruğumu geçirmiştim. Bunun için benimle dalga geçecekti ama vakti olmadı çünkü yarışın başlamak üzere olduğu anons edildi. Salvador'un yarışa katılacağını düşünmemiştim doğrusu.
Motorların yanına geldiğimizde eliyle en kaba gibi görünen siyah motoru işaret etti. "Bu en sağlamı. Sürmek zordur ama en hızlı olanıda o." dedikten sonra yandaki panoda asılı duran anahtarlardan birni alıp salladı. "Ve o bize ait."
Motora bindikten sonra siyah kaskların birini eline alıp diğerini de bana uzattı. Anlamadığımı belli etmek istercesine yüzüne baktığımda motordan inip yanıma geldi. Ardından kaskı başıma geçirip göz kırptı.
"Yarışa katılmayacağım!" diye bağırdığımda bir an ürktü. Aniden bağırmıştım çünkü. Bana dönüp tekrar yanıma geldikten sonra elini belime koyup aramızdaki mesafeyi kapattı. Nefesi yüzüme çarpıyordu. Ve ben yine rahat değildim.
"Bugün yeterince huysuzluk yaptın. Bin şu motora." Dedikten sonra gözlerini dudaklarıma kaydırdı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan dudaklarımız çok kısa bir süreliğine birleşti. Ardından arkasını dönüp motora bindi. Haklıydı. Kafamı dağıtmam gerekirken inatla annemi düşünüyordum.
Dediğini yapıp motorun arkasına bindim. Eteğimin olması işleri zorlaştırıyordu ama idare edebilirdim. Yarışın başlayacağı yere doğru yavaşça sürdü. Bizimle birlikte yedi tane motor yan yana dizilmiş biraz ilerimizde dikilen kısa şortlu kızın elindeki bayrakları sallamasını bekliyordu.
Kız bayrakları salladığında Salvador bir anda gaza yüklendi. Çok hızlıydı. Çok fazla hızlı. Kollarımı Salvador'un beline kenetleyip başımı omzuna yasladım. Yolu görmek istemediğim için gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Burada olduğumu unutmak istiyordum. Ama yüzümü yalayıp geçen rüzgar buna izin vermiyordu. Korkuyordum.
Salvador gaza biraz daha yüklendiğinde kalp atışlarım iyice hızlanmıştı. Önümüzde sadece bir kişi vardı. Dikkatli bakınca onun şu boynunda sigara söndürdüğüm çocuk olduğunu görebiliyordum. Motorlarımız yan yana geldiğinde gözlerimiz çakıştı bir ara. Yarım ağız bir piç gülüşü gönderip gaza yüklendi.
Salvador çok hızlı bir şekilde giderken bir anda yavaşlamaya başladığında başımı kaldırıp onun omzunun üstünden yola baktım. Piç kurusu önümüzü kesmişti. Salvador yana geçmeye çalıştığında tekrar önümüze geçip geçmemizi engelledi. O sırada Salvador'un bir küfür savurduğunu duydum.
En son duyduğum da onun sesiydi. Sonrası kocaman bir karanlık...
Merhaba :P:P bölümü 4 günde yazdım :Dd bir türlü ilham gelmedi sil, yaz, sil, yaz nereye kadar :P neyse umarım sevmişsinizdir. Yorumlarınızı seviyorum :))) lütfen yorum yapmaya devam edin? :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lol ☯
General FictionLola Morgan ve onun sıkıcılığın sınırlarını zorlayan hayatına merhaba deyin.