Veee Pamir TUNA...
Sen bu çivisi çıkmış dünyada, duvara astığım en güzel fotoğrafsın...
Ayaz odamdan çıktıktan sonra kendimi yatağımda oturur bir şekilde bulmuştum.
"Akşam için çok açık giyinme birde kavga işleriyle uğraştırma beni zaten her şeyi halledeceğim ben. " dedikleri tekrar kulaklarım da yankılanınca istemsizce dudaklarımın yukarı kıvrıldığını fark ettim. Sahiplenmesi hoşuma gidiyordu. Bazen bunu çok fazla abartsa da. Yatağımdan kalkarak kendimi odamın içinde bulunan banyoma attım. Ilık bir duşun ardından dolabımın karşısına geçip rahat bir şeyler geçirmiştim üzerime. Saçlarımı kurumaları için tarayıp doğal bırakmıştım. Aynada kendime bakarken kapının aniden açılmasıyla arkamı döndüm.
"Ya Hera giyecek hiçbir şeyim yok. Bulamıyorum üzerime uygun bir şey." İnanamayan gözlerle kapının önündeki kuzenime bakmaya başladım. Bakışlarımı fark edince kendini yatağıma bıraktı. "Hem nereye gideceğimizi de bilmiyoruz." Aklımı kurcalayan konuyu Alya da sesli olarak söyleyince bende adımlarımı yatağıma yöneltip kendimi onun yanına attım. "Planları ne dersin?"
"Bilmiyorum ki. İşin için de Ayaz olduğu için güvenemiyorum da." sessizce kıkırdadığım da oda gülmüştü. "Ne yani yalan mı?" "Tabi ki yalan Ayaz şimdiye kadar söz verdiği hangi konuyu yapamadı?" Birden yataktan doğrulunca bende bakışlarımı ona odaklamıştım. Sırtını dikleştirerek konuşmaya başladı.
"Ayaz'ı fazla mı koruyorsun sen?" Tek kaşımı kaldırıp konuşmaya başladım.
"Sadece gerçekleri söylüyorum. Hem çocuk bizi eğlendirmek için uğraşıyor."
"Pamir de uğraşıyor." Suratımda muzip bir gülümseme oluşunca ters ters bakmaya başlamıştı. Yataktan doğrulduktan sonra hızla iki elimi de yanağına koyup sıkmaya başlamıştım.
"Benim kuzenim biricik aşkına lafta söyletmezmiş." Ellerimden kurtulmaya çalışarak kendini geri çekti. "Bunun aşkla ilgisi yok bir kere. Sadece gerçekleri söylüyorum." Kafamı sallarken ben de yedim bakışlarımı atmakla meşguldüm. Sinirli bakışlarını atıp tekrar kendini yanıma bıraktı.
"Heraa. Sana bir şey söylemem lazım." Kafamı ondan tarafa çevirip konuşmasını bekledim. Sanki benimle göz göze gelmek istemezmiş gibi bakışlarını tavana dikmişti.
"Şey... Heraa."
"Kızım söylesene hadi, noldu?"
"Geçen gün şey oldu?" Elimi kafasına geçirdim. "Gerilim müziği de ister misin?"
"Ya tamam vurmasana." Devam et dercesine tek kaşımı kaldırdım.
"Geçen gün merdivenlerden inerken ayağım kaydı. Kendimi bir anda merdivenlerden aşağı kayarken buldum." Bir anda konuşmasını kesince meraklanıp doğruldum. Bakışlarım onun üzerindeyken bu sefer konuşan bendim.
"Düştün mü? Bir şeyin var mı?"
"Hayır. Hayır. İşte ben tam son basamağa geldim. Yere yapışmayı beklerken birden kendimi havada buldum. Gözlerimi açtığımda karşımda Pamir vardı. Elleri belimdeydi." Gözlerimi sonuna kadar açıp Alya'ya bakmaya başladım. Kız ölmek üzereyken kendini bir anda aşkının kollarında bulmuştu. "Eee sonra? " İçimdeki merakı bastıramayıp büyük bir heyecanla sormuştum. Gözlerini bir anda kaçırınca bu sefer ağzımda aralanmıştı. "Öpüştünüz mü lan?" Bu sefer gözleri açılan oydu. Kolumu sıkıp çemkirdi. "Hayır gerizekalı. Ne öpüşmesi?"
"O zaman suç işlemiş çocuklar gibi neden bakışlarını kaçırıyorsun?" Derin bir of çekip tekrar konuştu.
"İşte ben olayın şokuyla gözlerimi kocaman açıp ona bakmaya başladım." Eliyle beni gösterdi. "Biraz önce senin yaptığın gibi." Gözlerimi devirdim. Beni takmayıp tekrar konuşmasına devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri
ChickLitMutlu olmak sahi o kadar kolay mıydı? Peki ya mutluluğu çoktan kaybetmiş genç bir kız daha ne kadar hayata tutunabilirdi?