26.BÖLÜM

3K 112 207
                                    

     Keyifli Okumalar


''Aşkım benim canım kremalı bisküvi çekiyo.''

''Şu dolapda olması gerekiyordu. Bekle veriyim''

Sinsi planım tıkır tıkır işliyordu. Ömer bisküvilerileri çıkarırken banyoya gidip diş macununu aldım. Kısa süre onra banyodan çıktım koltuğa oturudum.

''Aşkım sen duş al bence.''

''Neden?''

''Belki canım isterse bende gelirim. Olmaz mı?''

''E ben giriyim o zaman.''

''Gir gir.''

Ömer girdikden sonra bisküvilerin içindeki kremayı sıyırıp diş macunu sıktım. Yazık olucaktı dağ gibi adama ama napalım kader kısmet. 

Kısa süre sonra Ömer çıktı. Arkasına yerleşip gözlerini kapattım.  Bisküvilere doğru yürüttüm. 

''Noluyo Defne?''

''Ağzını açsana.''

Ay açıyo bide kuzum. Ağzına bisküviyi yerleştirdim. Tadı almasıyla banyoya koşması aynı anda gerçekleşti.

Zehirledin adamı Defne aferin kızım sana.

''Aşkııımmm!!!!'' diye arkasından koştum. Gittiğimde ağzını çalkalıyordu. Engel olamayıp gülmeye başladım. 

''Defne napıyosun? Çocuk musun?''

''Birazcık eğlenmek istedim.'' dedim baş parmağımı işaret parmağımımın ucuna yerleştirip.

''Eğlendin mi bari?''

''Ohoo! Hem nasıl.'' 

''Bak sen. E birazda ben eğleniyim ama dimi?''

''Ben hiç öyle düşünmemiştim.''

''Düşünelim , düşün.'' Üzerime doğru yürümeye başladı. Ben geri gittkçe üstüme geliyordu.

''Ö-ömer napıyosun? Gelmesene.'' diyebildim zorlukla. 

Sırtım buz gibi duvarla buluşmasıyla bedenimin Ömerle buluşması aynı anda oldu. 

''Demek diş macunu ha?''

''Senden acımasız şeyler çıkıcak gibi geliyo. Korkmalı mıyım?''

''Beah! İşte birazcık korksan yeter.''

''Napcan ki?''

Dudaklarıma bakıp yaklaşmasıyla öpüceğini anlamıştım. Ta ki dudağımı yavaşa ısırana kadar.

''AH! Napıyosun öküz? Hamileyim ben.''

''Dur bakıyım yanlış mı anlamışım? Hamilesin diye dudağını ısıramam öyle mi?''

''Öyle.''

''Peki bende başka yerlerini ısırırım. (Fesatlaşmayın pliş)

''Hayır canım sen beni ısıramassın.''

''Isırırım.''

''Isıramazsın.''

''Isı-'' Dudağına bıraktığım minik öpücükle sustu. 

''Isırmak yerine öpmeyi tercih etmez misin?''

''Bi düşüniyim?'' Yavaşça koluna vurdum. 

''Neyi düşüncen ya?! Pislik! Çekil şurdan! Defol ya!''

Tam ittirdim kaçıyodum. Belimden yakalayıp eski konumuma getirdi. Dudağıma öpücük kondurup önümden çekildi. Adam cool işte napçan. 

Arkasından bende gittim. 


[...]

(Yazardan)

Günler haftaları , haftalar ayları kovaladı. Minik İplikçi'miz 8 aylık oldu. Evlenmişlerdi. Çok mutlulardı. Ta ki İrem'in şirkete gelişine kadar. Yeni asistandı sadece. Ama etkilemişti işte Ömeri. Defne'nin kıskançlık krizleri boşuna değildi yani.Ömer yalanlasa da etkilenmişti kızdan. Ama öyle bi etkilenme değildi bu. Defnesi tabiki farklıydı.

 Ama İrem. Biri karısı. Birisi... Sahi İrem Ömerin nesiydi. Sevgilisi , manitası , karısını aldattığı 2.kadın. Hiçbiri. Sadece bi beğeniydi. Ama Defne öyle düşünmüyordu. Haklıydı da. Şuan dünyanın en korkunç konuşmanın içinde gibi hissediyordu. Adam kıyamadığı karısını aldatmıştı. Ama bilmeden. Gerçekten bilmeden di de. 

Çok sarhoştu. Defne anneannesini görmeye gitmişti. Ama evde olmadıkları için geri dönmüştü. Ama gördüğü manzara. Korkunçtu. Hemde çok korkunç.

Kocası aldatıyordu. Hemde gözlerinin önünde. Nasıl yapardı bunu karısına. Şuan başka bi kadının dudaklarına değiyordu adamın dudakları. O an nefret etti adamdan. Ama edebildiği kadar. Hem aşık olup hem nefret zordu kadın için. 

Boşanmışlardı. Hemde 2 haftada. Şuan kadın yurt dışın gidiceğini söylüyordu adama. Bunu bile hak etmiyordu ama sonuçta çocuk vardı ortada. 

''Ömer ben gidicem.''

''Ne-nereye?''

''Bunu sana söylemek zorunda değilim. Benim gidiceğimi bilmeyi bile hak etmiyorsun sen. Ama çocuk var ortada.''

''Defne gitme.''

 Adamın sesi ilk defa bu kadar çaresiz çıkmıştı. Kadının gitmesini istemiyordu. Deli gibi aşıklardı. Ama engeller açıyordu arayı. Hemde çok. 

''İyi bak kendine.''

Tam kapıdan çıkacakken bileğinden yakaladı adam. Bi anda çekti kendine ve öptü hasret kaldığı dudakları. Kadın geri çekilip bastı tokatı.

''Sana o kirli dudaklarını uzak tut benden demiştim!!Bunu bile beceremedin İPLİKÇİ!''

Sonra çıktı o evden. Düşündüğü şeyi yapıp yapmama konusunda kararsızdı. Yapıcaktı. Arkadaşıydı sonuçta. Yardım ederdi. 

İstikametini Pamir'in evi olarak belirleyip atladı taksiye kadın. Yapması gerekiyordu. Yoksa giremezdi yurt dışına. Atarlardı 3 ayda. Bekar olucaktı sonuçta. Kızım için diye geçirdi içinden Kızı için. Yapacaktı.

Taksicinin parasını verip eve doğru ilerledi kadın. Son gözyaşlarım olsun diye dua ettiği göz yaşlarını sildi. Kapıyı çaldı. Fazla beklemeden açılan kapıda görünen kişinin kollarına bıraktı kadın kendini. İhtiyacı vardı buna. Hemde fazlasıyla. Geriye çekildiğinde ona şaşkınca bakan bir çift boncuk gözle karşılaştı.

''Biraz konuşabilir miyiz?''

''Tabi gel. İçeri geç.''

Salona girdiğinde mükemmel bi şekilde dekore edilmiş bi odayla karşılaştı Defne. Hem resmi , hem serseri. Hem soğuk , hem sıcak bi odaydı.

''Otur lütfen. Ayakda kalma.''

''Çok uzatmıycam Pamir.''

''Seni dinliyorum.''

''Ben yurt dışına gidicem uzun süre. E biliyosun yurt dışında 3 aydan fazla bekar duramam ben.''

''Yani Defne?''

''Pamir , benimle evlenir misin?''


......


DAN DAN DAN! Töbe Bismillah naptım lan ben. Valla yeter dedim. Bunlar mutlu mutlu olmuyo. E zaten hikayede  Ömer'i kendime yapçam. Defnem sap kalmasın diye Pamirikoya şey ettim kcfnrejgoıer. Şaka bi yana aklıma geleni yazdım. Bundan sonra napçam bilmiyom. 

Ben düşündüm ki yazmak benim vakit geçirmemi sağlıyor. Ben boş vakitlerimde yazıyım. En azından haftada bi tane bölüm gelir. Düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim. Yani sezon yapmıycam galiba.

Hepiniz öpüldünüz. Hadi gittiimm.




Seni İstiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin