31.BÖLÜM

2.5K 108 48
                                    

Damla'nın davranışları tamamen doğal arkadaşlar. Bazı mesajlar aldım. Küçük bi çocuk bu şekilde davranamaz gibi. Kendi yaşantımı anlatıyorum ben burda. Yaşadıklarımı döküyorum. Bende Damla gibiydim. Yapabiliyo yani insan. Küçük falan fark etmez.

Keyifli Okumalar

"Mehmet bey.. Sizde mi burdaydınız?"

''Nasılsınız?''

''Teşekkürler iyiyim. Siz?''

''Bende iyiyim. Açmayalım arayı Defne Hanım. İyi bi gün geçirmiştik."

"En yakın zaman da haberleşelim."

"Yanınızda ki beyfendi kim? Eşiniz nerde?"

"Yanımdaki beyfendi-"

"Ömer İplikçi ben. Damla'nın babasıyım." Babasıyımı bastırarak söylemişti çünkü adam baya Defne'ye yürüyordu. Gerçi çocuğunun babası olmam neyi değiştirirdi bilmiyorum ama sevdiği adam olduğum herşeyi değiştirirdi. Ayrıca beraber bi gün falan da geçiremezler. Hayırdır ya?!

"Memnun oldum Ömer Bey. Haberlerde duymuştum adınızı."

"Ben sizinkini duymamıştım Mehmet Bey. Fazla bilinen bi yeriniz yok galiba. Ama sizi tanımak isterim."

"Tabii."

Ömer Defne ve Damla üçlüsü bi masaya otururlar. Damla sürekli anne ve babasının ortasında ellerini tutuyodur. Belki el ele tutuştuklarını hissederler diye umuyodur. Damla bizden. Koyu DefÖm'cü. Severisss.

Gece hızla ilerliyordur. Defne her ne kadar rahatsız olsa da bi o kadar da mutludur. Sevdiği adam ve kızı. Yan yanalar. Mutlular yani. Ama dışarıdan bakınca sadece kızlarının psikolojisi için bir araya gelen anne baba gibiler.

"Anne. Baba. Dans etsenize. Bakın herkes dans ediyo."

"Kızım şimdi sen yanlız kalma burda."

"Yok ben kalmam yanlız. Hadi baba annemi dansa kaldır."

Ömer ayağa kalkar ve Defnenin elinden tutup piste götürür. Ortalara geldikden sonra bi anda kendine çeker Defneyi. Eskisi gibi yine tek bendenlerdir. Burunları temas halindedir. Hala deli seviyolardır. Hemde çok. Ama engeller. Şuan bu şekilde durmaları bile yanlıştı aslında. 

Ömer Defne'ye doğru iyice yaklaşır.

''Nasıl evliliğiniz? Çocuk falan?''

''Yok daha düşünmüyoruz. Ama biliyo musun? Senden beklerim.'' diyerek ayrılır sevdiğinin kollarından. Damla'yı kucağına alıp mekandan uzaklaşır. Taksiye bindiklerinde Damla soru yağmuruna başlar.

"Anne?"

"Babamı neden orda bıraktık? Üzülmemiş midir?"

"Kızım eve gitmemiz gerekti. Nolur başka soru sorma. Olur mu bitanem?"

"Tamam annecim."

Eve geldiklerinde Damla odasına çıkıp üzerini değiştirir. Defne Nihanı arar. Damla'nın onlarda kalmasını rica eder. Kısa süre Serdar gelip alır. Defne evde kalmanın kötü bi fikir olduğunu sonradan fark eder. Duvarlar üzerine gelmeye başlamıştır bile. Ağlamaya başlar. Tüm sinirini etraftaki eşyalardan çıkarıyordur. Kızına ne kadar iğrenç bi hayat yaşattığı gelir aklına. Tekrar sinirlenerek duvara tekme atmaya başlar. Eline geçen hiçbirşeye acımadan yere fırlatıyordur. Dolabı açıp eline geçen şeyleri atmaya başlar. Heryer cam kırığı olmuştur. Yerde 3ünün fotoğrafını gördükden sonra yere eğilip eline alır. Yere çöküp fotoğrafa dökülen göz yaşlarını izlemeye başlar. Kapının çalma sesiyle kendine gelir. Kapıyı açmak için ilerlediğinde ayağına cam batmasını engellemeye çalışır. Kapıyı açtığında karşısında gördüğü kişinin şokuyla kapıyı suratına kapatmak için kapıyı ittirir. Ayağıyla kapının kapanmasını engelleyen Ömer içeri girer. Evin haline mi şaşırsaydı yoksa Defne'nın bu haline mi?

"N-neden geldin?!"

"Sizi merak ettim."

"ETME! BİZİ MERAK FALAN ETME! MUTSUZ EDİYOSUN BENİ! ANLASANA ARTIK!"

"BEN Mİ SENİ MUTSUZ EDİYORUM?! BUNA İNANMAMI BEKLEME BENDEN DEFNE! BENİ SEVEN KADINI MUTSUZ ETMEM BEN! BİZİ BİZSİZLİK MUTSUZ EDİYO!"

"İSTEMİYORUM SENİ! SEVMİYORUM! BİTTİ! BIRAK ARTIK!"

"BU KADAR KOLAY DEĞİL!"

"BU KADAR KOLAY! BANA BAK İPLİKÇİ BEN MARDEN'İM. DEFNE MARDEN! İPLİKÇİ DEĞİL! UZAK DUR BENDEN!"

"KİMLİĞİNDE MARDEN YAZIYO OLABİLİR AMA SEN HEP BENİM DEFNEMSİN! VE ÖYLE KALICAKSIN!"

"BEN SENİN DEFNEN FALAN DEĞİLİM!"

"SEVMİYO MUSUN BENİ?! BAK BANA! GÖZLERİME BAK DEFNE! SÖYLE HADİ! SEVMİYORUM DE! HADİİ!!"

Defne'nın bileklerinden tutar. Gözlerini gözlerine sabitler. Konuşmasını bekler.

"Se-sevmiyorum..Bitti."

Serbest bırakır bileklerini Defne'nin.

"Ben kazanıcam seni geriye. Söz veriyorum."

"Ömer bırak artık. Bittik biz. Başkalarıyla evlendik. Tarihteki yerimizi aldık."

"Sen dememiş miydin? Hiçbirşey umrumda değil. Ben sadece seni istiyorum diye. Şimdi ben diyorum. Sadece seni istiyorum."

"Sen?"

"Evet ordaydım. Biliyodum. Ama ben miydim bilmiyodum. Ama benmişim. Defne sen beni tam tamına 10 yıldan beri tanıyosun. Biz beraber 10 yıl geçirdik. Acısıyla. Tatlısıyla. 10 yıl. Ve geçirmeyede devam edicez."

"Hayır Ömer. Bu sefer öyle olmayacak. Eskiye dönüyoruz. Görüşmeyelim."

"Senin istediğini yıllardır yaptık Defne. Sencede çok zaman kaybetmedik mi?"

"Ömer git."

"Seni geri kazanıcam Defne."

Diyerek uzaklaşır evden. Yine paramparça olmuşlardır. İkiside. Neden hep üzülüyorlardır ki. Hayat bi kere de onlars gülse. Mutlu olsalar olmaz mı? Ama onların hikayesi böyleydi.

...

Yazmayı özlemişim ya. Kısa oldu farkındayım ama ben daha tam olarak kendime gelemedim. Malum kötü şeyler yaşadım.

Bu arada yukarıda da bahsettim ama arkadaşlar ben çok büyük bi mucize yaşadım. Bu hikayede yaşanan olaylar tamamen gerçek. Bizzat ben yaşadım. Tabiki gittikleri yerler veya o romantik sahneler bağırmalar çağırmalar değildir ama benim annemle babamda ayrıldı. Babam aldatmış annemi. Gerçi annem öyle sanmış. Sonra uzun süre hiç görüşmemişler. Ayrılmışlar. Evlenmiş ikiside. Ben haftaiçi annemde haftasonu babamda kalıyodum. Kadının adı İrem çünkü babamın karısının daha doğrusu eski karısının adı İremdi. Babamla annemı bir araya getirmek için çok uğraştım bende. Küçük olabilirdim ama salak değildim sonuçta. Sürekli yanlız kalmaları için fırsatlar yarattım. Ne biliyim bahane bulup bir araya getirdim. Sonra tekrar evlendiler. Annem beni alıp Hollanda'ya kaçmayı bile düşünmüş. O yaşadıkları olayları şimdi gülerek anlatıyorlar. Bu yüzden ben mucizelere inanıyorum. Benim annemle babam 3 yıl önce tekrar evlendiler. Şimdi kardeşimi bekliyoruz. 4 aylık. Sizde inanın mucizelere. Ve hiç vazgeçmeyin.

Seni İstiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin