Selam, öncelikle bir haftadır bilgisayar ve internetsizim. Yeni bölüm yazamadığım için sizden özür dilerim. Bir de önceki bölümümde yayımladığım şarkı var, o bölümde şarkıya pek takılmayın :) Şarkının müziğinü beğendiğim için o bölümde kullandım. (Daha doğrusu o bölüme pek uymadığını fark ettim :D) Bu arada 6. Bölümün başlıklarını değiştirdim. ''Kreşte İlk Gün'' başlığını bu bölüme verdim. Bu bölüme daha iyi uydu sanki ^,^ -Multimedyada Harry ve arabası :D-
**Harry Styles**
Gelmiştim. Chloe'ye söz verdiğim gibi. Kreşe onu görmeye gelmiştim. Sonuçta ben verdiğim sözleri tutarım! Ayrıca da onu görmek istemiştim. Bu normal bi şey mi? Yani... hiç de akla ve mantığa uymayan saçma sapan bir geçmişi olan bir vampirin, dört yıl öncesine kadar gün içinde onlarca insanın canından olan bir vampirin, gecelerini farklı farklı insanlarla geçiren bir vampirin, benim... Hayatımın bu kadar değişmesi normal bi şey mi? Peki ya 4 yaşında bir kıza bu kadar bağlanması, onu görmediği her saniye özlemesi...
İki yıl önce bi tanıdığıma bu soruyu sorduğumda bana ''Çünkü..''demişti. '' Chloe seni insan yapıyor.'' Doğru söylemişti. İşte bu yüzden bu gün onu görmeye gelmiştim. Onunlayken normal bir insan gibi hissediyorum. Susuzluğumu en aza indirebiliyorum. Çünkü ona zarar vermek istemiyorum ve ona zarar vermekten korkuyorum.
Binanın girişinde sarı çocuk Chloe'ye beni gösterdiğinde ve Chloe'le göz göze geldiğimizde, bana el salladığında -ki ailesi onu, sonra da beni farkedebilirdi. Çünkü o sırada normal bir insan gibi herkes beni görebiliyordu.- değerli hissettim. Tam anlamıyla değerli. Onun adına da mutluydum. Çünkü kendine anında arkadaş bulmuştu. Niall Horan, palyaçolardan korkan ve bu yaşında arkadaşlık ve kardeşliğe çok fazla değer veren küçük İrlandalı... İnsanların zihinlerini okumak fazla kolay.
''Hey Styles, atıştırmalığını sıkı giydirdin mi? Unutma kıştayız, küçüğün damarlarındaki kanın donmasını istemeyiz!''
''Cehenneme kadar yolun var Ashton!'' Bu sesi her yerde tanırım. Lanet herif elleri ceplerinde yanımda belirdi.
''Orası kesin zaten Styles!'' Elini cebinden çıkarttı. Çenesini kaşııdı ve tekrar cebine soktu. ''Bence, aynı şey senin için de geçerli. Küçük Atıştırmalık'tan öncesini ikimiz de iyi biliyoruz sanırım.!''
Sadece gözlerimi kapatıp sakin olmaya çalıştım. Şu anda elimi kalbine geçirip hayatını elinden almayı o kadar isterdim ki...Bahçedeki çocuklar yavaş yavaş azalmaya ve çoğu anne-baba arabalarına binip uzaklaşmaya başlamışlardı. Sarah ve Andrew yanlarında Küçük İrlandalı'nın anne ve babası olduğunu tahmin ettiğim kişilerle.. evet onun annesi ve babasıyla, arabamın yanından geçtiler.
''...Ahh,bilemiyorum Andrew. Sence oraya kolay ayak uydurabilir mi? Biliyorsun daha çok küçük.''
''Sevgilim merak etme, küçük ama aklı başında bir kız o hem üzgünüm ama tek başıma hepimize yetemiyorum, çalışmamız gerek.''
''Evet biliyorum hayatım, biliyorum..-''
'' Vay anasını, Bu 70 model Ford Capri mi?. Bu arabalardan sınırlı sayıda üretildiğini biliyor muydun ?! Sahibiyle tanışmak isterdim doğrusu.'' Tanrım gururum okşandı... Hey Andrew, arabanın sahibi benim. Selam!
''Oh, afedersiniz sizi görmemiştim. Kusura bakmayın arabanızı gerçekten çok beğendim de.'' Beni görünce gerçekten mahcup olmuştu. Ve Tanrım! Ben az önce sesli düşünmemiştim değil mi? Sadece 'sorun yok' veya ' teşekkür ederim' dercesine gülümsedim. Nasıl anlarsa artık. Zaten benim bir şey dememe gerek kalmadan Sarah onu çekiştirmye başlamıştı. Komikve garip bir andı. Ah kızınızın 'Gerçek Hayali Arkadaşı' olduğumu, üstelikte kana susamış bir vampir (?) olduğumu bir bilseniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahramanım Bir Vampir || h.s. ||
FanfictionHarry Styles, berbat bir geçmişe sahip... Ve o sıradan vampirlerin aksine hayatı yaşamayı seçti. Hayatını mahfettiği (!) küçük bir çocukla büyümeyi seçti. Onun ilk adımlarını gördü, ilk sözcüğünü duydu :''Harry!''... Harry o kadar bencildi ki, bu...