20.Bölüm- Boston Terrier

2.3K 162 72
                                    

Lanet olsun. Lanet olsun. Lanet olsun... Bunu sormayı nasıl unutabildim. Bu gün oraya gitme nedenlerimden birini -Chloe'yi görmek haricinde- nasıl unuttum?

Neden orada vakit geçirdiğim onca zaman aklıma gelmedi de eve varınca bir anda aklımda belirdi? Agh.. umarım Jessica'yı bulmak için fazla geç kalmamışımdır.

Chloe'nin evine elimden geldiğince hızlı varmaya çalıştım. Bu yüzden anayolda giderken hız limitini aştığım için ceza bile yemiştim ancak şu anda bu umrumda değil.

Jessica'nın hala Thompsonlarda olduğunu umarak evlerinin bulunduğu sokağın köşesini döndüm. Arabamın bu sokakta görünmesini istemediğim için -karışık nedenlerden dolayı- bir arka sokağa bırakmıştım.

Chloe'nin evinin iki blok gerisindeki bir evin hizasına vardığımda sokak boyunca dümdüz ilerleyen taksiyi fark ettim. Lanet olsun geç kalmıştım! Arabanın arka koltuğunda oturan Jessica'yı buradan görebiliyordum. Sakin olmalı ve ona nasıl ulaşabileceğimi düşünmeliydim. Bir yanım yarına kadar beklemem gerektiğini söylüyordu. Nasıl olsa yarın yine buraya gelecekti. Ancak aklımdaki cevaplanmamış sorular beni yiyip bitiriyordu. Yarına kadar bekleyemezdim. Bu yüzden arabama atlayıp taksinin peşine düşmemi söyleyen diğer yanımı dinlemeyi seçtim.

Arabamı almak için koşarak geldiğim yöne geri, sokağın köşesini döndüğüm anda birisine çarptım. Zayn'e!

"Harry?" Ona çarptığım için kırışan hırkasını ve dağılan saçlarını düzeltti. -aslında o kadar dağılmamışlardı bile.- Klasik Zayn davranışları, hiç değişmemiş. "Burada ne arıyorsun?"

"Bir nevi burada yaşıyorum. Sen ne arıyorsun?"

"Jess'i almaya geldim. Dün akşam konuşmuştuk hatırladın mı? Burada olacağımı söylemiştim." Gülümsememe engel olamadım. İçten içe onu bir daha uzun bi süre göremeyeceğimi düşünmüştüm. Gülümsememe karşılık verdi.

"Zayn, dostum Jessica burada değil!" Gülümseyişlerimiz uzun sürmemişti.

"Na-nasıl burada değil?"

"Onu birkaç dakika önce taksiyle uzaklaşırken görmüştüm. Siktir, tamamen aklımdan çıkmış."

"Ama nasıl olur Harry? Onu ben almaya gelecektim!" Gergince saçlarını karıştırdı-pardon, daha doğrusu düzeltti-.

"Bilmiyorum Zayn! Ben onun eve gittiğini düşünmüştüm."

"Ters giden bi'şeyler olmalı. Adamım, eve gittiğini hiç sanmıyorum."

"Şu andan itibaren, bende..." Işık hızıyla Zayn'in bileğini kavradım ve onu arabama doğru yönlendirdim.

"Hey! Nereye gidiyoruz?.. Oo, mantıklı."

Arabama ulaştığımızda sürücü kapısını açtım ve bindikten sonra onun yanıma yerleşmeşip emniyet kemerini takmasını izledim.

"Çok zaman kaybettik acele etmeliyiz!" Kaldırım kenarındaki ağaçların arasından az uz görünen günün son ışıklarına baktım ve ardından kontaktaki anahtarı çevirerek arabayı çalıştırdım.

*****

Taksinin gittiği sokaktan ana caddeye çıktıktan sonra  taksinin izini sürmeye devam ettik. Nasıl olduğunu bana sormayın, hepsi Zayn'in marifeti. O bir avcı vampir ve iz sürmekte onun üstüne kimse yok. Bir arabanın içinde olup bu şehirde binlerce benzeri olan lanet bir taksiyi arasak bile.

Zamanında edindiğim tecrübelere dayanarak Zayn'e bu bir şeyin izini sürme olayını sormadım. Geçmiş zamanda sormuşluğum var. Ancak Zayn'n bile bunun mantıklı bir açıklamasını yapamıyor. Tek bildiğimiz bunun  

Kahramanım Bir Vampir || h.s. ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin