18.Bölüm-Geçmiş

1.7K 146 42
                                    

-16 Kasım 1991-

Harry, Zayn'in verdiği kemik bıçağı sıkıca kavramıştı. Önden Zayn, hemen arkasından o terkedilmiş köşkün dar koridorlarında ilerliyorlardı. Gri gözlü adamı ve kadını bulmaları gerekiyordu. Oda oda köşkü dolaşırken Harry bir yandan da ela gözlü çocuğu süzüyordu -gözlere çok fazla takılırdı-. O kimdi?. Buraya neden gelmişti? Harry'yi neden kurtarmıştı?

Lanet olası köşk. Her yer nemliydi ve rutubet kokuyordu. Dışarıda resmen fırtına kopuyordu. Köşkün yıpranmış ahşap pencereleri rüzgar çarptıkça takırdıyordu. Ahşap tavandaki boşluklardan hava girdikçe koridoru uğultular kaplıyordu.

Zayn elindeki yayı gergin tutarak kapalı bir kapıyı tekmeledi. Kapı gürültüyle açıldıktan sonra içeri girdi ve Harry'ye odanın dışında beklemesini söyledi. Harry, Zayn'in buraya daha önceden geldiği izlemine kapılmıştı. Geçtikleri her yeri ezbere biliyormuş gibiydi. Harry gerilmişti, içeride ne olduğun fazlasıyla merak ediyordu ama dediğini yaparak dışarıda kaldı. Kapının eşiğine  omuzlarını ve başını dayadı. Kafasında dışarıdakinden daha deli fırtınalar kopuyordu.

Birkaç dakika geçtikten sonra Zayn hala odadan çıkmayınca tedirgin olmaya başladı. Neden hala çıkmamıştı ki, başına bir şey mi geldi? Çok saçma.. Merakına yenik düşüp odaya daldı. Zayn pencerenin çaprazındaki komodinin önünde duruyordu. Kıpırdamıyordu bile. Sanki donup kalmıştı.Yanına gitti ve çekinerek elini omzuna koydu. Zayn yüzünü ona dönünce elinde tuttuğu fotoğrafları fark etti. Gözleri ela gözlerle buluştu. Kıpkırmızı olmuşlardı. Yoksa ağlamış mıydı?

''Burası, ailemin köşküydü. Çocukluğum burada geçti benim.'' Harry izleminde haklı çıkmıştı. Ancak o zaman odanın her tarafına göz gezdirebilme fırsatı buldu. Mobilyaların hepsi eski ve yıpranmıştı. Pencerenin sağ tarafında tek kişilik küçük bir yatak vardı. Pencerenin karşısındaki duvarda küşük araba modelleri ve ürkütücü zenci bebek bibloları vardı -Harry biblolara hiçbir anlam veremedi ama neden orda durduklarını da sormadı-. Odanın sade ama gizemli bir hali vardı. Ve burası kesinlikle Zayn'in odası olmalıydı.

''Çok üzgünüm.'' Bu köşke ve Zayn'in ailesine ne olduğunu bilmiyordu ama hayırlı bir şeyler olmadığı kesindi. Zayn elinde tuttuğu fotoğrafları komodinin üzerindeki, üstü toz tutmuş ahşap bir kutuya özenle dizdi ve eğilerek kutuyu komodinin içine yerleştirdi. Komodinin kapağını geri kapattığında menteşelerden çıkan gıcırtı bütün odada yankılandı. Ve Harry bir kez daha gerildiğini hissetti.

''Gel gidelim adamım. Burada daha fazla durmaya dayanamam." Harry başıyla onu onayladı. Kapıdan çıkarken bir kez daha elini çekinerek Zayn'in omzuna yerleştirdi ve destek verircesine parmaklarıyla omzunu hafifçe sıktı.

Tam koridora vardıklarında duydukları tiz çığlık ve hemen ardından düşen şiddetli yıldırmla oldukları yerde donup kaldılar. Harry çığlığın kime ait olduğunu biliyordu. O anda bunu inkar etmeye çalışmıştı ama biliyordu işte.

Zayn çığlı duyar duymaz kapısını arkasından kapattığı odasına geri döndü ve pencereye yöneldi. Harry de hemen arkasından odaya daldı.

Pencerenin önüne vardığında gördüğü şey karşısında adeta küçük dilini yutmuştu..

Ordaydı. Gün ışığı kadar parlak saçları fırtına yüzünden darmadağındı ve yüzünün yarısını kapatıyorlardı. Dudağı ve sağ kaşının üzeri patlamıştı. Titremesine engel olamadı. O Christy Annaloe* Walter'dı. Aşık olduğu kadındı. Ve her an hayatına son verilebilirdi.

Kahramanım Bir Vampir || h.s. ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin