Öncelikle merhaba sevgili okurcanlarım!!
Şunu belirtmek istiyorum ki okunma sayısı çok çok fazla benim için o yüzden teşekkür ediyor ve okuyan göZlerinizden öpüyorum. Fakat asıl meseleye gelecek olursak, oy sayısı oldukça düşük.
Keşke bazı okurlarım okurken bi yıldızcığa basmayı çok görmeseler bana. Çünküm biraz yazma hevesim kaçıyor emeğimin karşılığını alamayınca,
Her neyse çok konuştum yine. :) sizi 36. Bölümle bal başa bırakıyorum.,,.
....
"Ne!!!"
Annem böyle özel şeyleri birilerine nasıl söyleyebilir? Hem de erkek olan birilerine. Gerçekten inanamıyordum, boşanma arefesinde bile klasik anneliğinden kesinlikle taviz vermiyordu. Ama ben bilirim anne sana yapacağımı.
Hadi ayıcığımı söyledin de pembe çamaşır huyumu niye söylüyorsun be kadın? Sen annesin, ben erkeklere çok yaklaştığımda bacaklarını kırarım kız senin demelisin, eve geç geldiğimde bana terlik atmalısın. Ne bu rahatlık?
"Utanma Meliskuşum. Senin duydukların sadece bir kısmı daha neler neler var." dedi ChanYeol beni daha fazla kızdırmaya çalışarak.
"Yah! ChanYeol! Sen ölmek mi istiyorsun?"
"Bak şimdi kimi arayacağım."
Dedi ve cebinden telefonunu çıkardı. Birini aradı ve sesi hoparlörle verdi.
"Alo? ChanYeol sen misin oğlum?"
Bu ses anneme aitti. Bak bide oğlum diyor. Bu ne samimiyet?
"Benim Haleciğim. Nasılsın?"
Haleciğim? Asıl sen nasılsın ChanYeol? Biraz kafadan üşütmüş olabilir misin?
"Ay. İyiyim canım. Melis ile ilgili bir sorun mu var?"
"Hayır hayır. Hiçbir sorun yok. Öylesine aradım, Melis ile şarkı söyleyecektik biz de birazdan."
Dedi yapmacık bir şekilde.
"Heh iyi oğlum iyi. Size onu etkilemenin yollarını söylemiş miydim?"
"Evet Haleciğim, defalarca. Neyse kapattım ben bayy."
(telefon kapanır)
"Al işte. Biz sana ne dedik?"dedi Suho.
kocaman bir çığlık attım.
"İşte bak seni gruba almamızın sebebi buydu. Çok güçlü bir sese sahipsin" dedi Chen.
"Şimdi bunu düşünmenin zamanı değil. Hepiniz annemi engelleyin. Sadece birkaç haftalığına lütfen."
"Peki. Bu daha iyi hissetmeni sağlayacak mı?" dedi Xumin.
"Kesinlikle."
3 saat sonra
"Ayy. Nolur beni biriniz kaldırsın. Valla tüm vücudum uyuştuu!"
Diye bağırdım, hastanede ölümü bekleyen yaşlı nineler gibi. Çünkü tam üç saattir dans provası yapıyorduk ve sadece çiş molası verdik. En zor görev benimdi. Onlar alışık dans etmeye, ya ben? Yazık değil mi bana?
"Abartma istersen Melis." dedi Lay.
"Hey gitmeyin kızın üstüne." dedi Suho.
"Bence de. O alışık değil sonuçta." dedi Baek.
Herkes konuşurken Sehun yavaşça yanıma gelip belimden tuttuğu gibi beni omzuna attı.
"Yah! Ne yapıyorsun? Belin ağrıyacak." dedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/91204843-288-k898369.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE Mİ?
FanfictionO Melis; Anne ve babasının zoruyla hakkında hiç bir şey bilmediği bir ülkeye, Kore'ye üniversite okumak için gönderildi. Üniversiteden biriyle tanışıp ondan hoşlanmaya başladı. Kıza adeta tutulmuş olan oğlan, kızı ailesinden önce en yakın arkadaşlar...