"Jungkook bana çıkma teklif etti."
Ben şok
Ben migros
Ben bim
Ben...Ah.. iyice saçmaladım yine.
"Ne dedin sen?!?!?!? O-HA! Harbi mi?"
"Evet bende ne olduğunu anlayamadım birden deyiverdi işte. Bende şimdi restoranın tuvaletine kaçtım. Ne cevap vereceğimi bilemiyorum."
"Kanka? Sen manyak mısın? Hayır dalga mı geçiyorsun adam mı seciyorsun beynini mi deniyorsun?"
(Kurduğum en güzel felsefik filozofik antirik kuntirik cumlelerden oldu)
"Ya Melis. Ne diyeceğimi bilemedim yani ne yapabilirim allalla. Hem Dae ile yeni ayrıldık falan ya. Gerçi hiç gerçekten çıkmıyorduk ama."
Bak bu kız Dae diyo benimde içimdeki tır şoförü küfürbaz Necati amcayi uyandırıyor.
"Dae kim be? İnsanlar ne zamandan beri bir ilişkiye başlamadan önce köpeklerin ne düşündüğünu önemsiyor?"
Off harbi müthiş konuşuyorum yalnız. Harika bı kankayim ben canım kendim.
Kim egoist be? Sensin egoist.
"Ne diyim?"
"Git boynuna atla evet diye bağır."
"Tamam... bu of dur bı Saniye. Ne diyosun Melis sen ya?! Bende aptal gibi tamam diyorum."
Ayy 😂😂
O sıra gülmekten karnım ağrımıştı. Zavallı kızcağız öylesine telaşlıydi ki dediğim o şeye rağmen tamam demişti.
Kıyamam
"Ahahah. Saka bir yana masaya NORMAL BİR İNSANMIŞSIN GİBİ NORMAL DAVRANARAK otur ve cevabının evet olduğunu söyle. Tamam mı?"
"Eminsin demi bak? Tamam gidiyorum."
"İyi şanslar. Ve unutma. Normal davran."
"Baybay."
Telefonu kapatıp arkama yaslandim ve taburede oturduğumu unuttuğum içinde haliyle sırt üstü yere kapaklandim.
İçses: Sen harbi safsın kızım.
Evet haklısın iç ses. Ama yine kapa çeneni.
***
"Sanki bu daha iyi gibi görünüyor. Ne dersin?"
"Olmaz Sehun o. Ben davetiyemde pembeli boncuklu şeyler olmasını istemiyorum. Doğum günü mu kutluyoruz. -ki doğum günüm olsa da pembe davetiye bastırmam."
"Tamam sevgilim tamam. Elli bin tane davetiyeden hiç mi beğendiğin olmadı ama?"
"Aslında bir tane beğendim. Çok şık duruyor da.."
"Da?.."
"Onu da İrem beğenmişti. Yanından onun tarzı. -okul zamanı evlilik hayali çok kurardı da-"
"Anladiim. Tamam gel o zaman başka bı zaman ikiniz gelir karar verirsiniz çünkü üç saattir aynı şeye kafa yormaktan gına geldi tamam mı sevgilim?"
"Peki." Deyip gülümsedim.
Gerçekten de üç saattir davetiye seçmeye çalışmaya çalışıyorduk. Ve zavallı Sehun'un gözleri bakmaktan , beyni de düşünmekten bitmiş bir haldeydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE Mİ?
FanfictionO Melis; Anne ve babasının zoruyla hakkında hiç bir şey bilmediği bir ülkeye, Kore'ye üniversite okumak için gönderildi. Üniversiteden biriyle tanışıp ondan hoşlanmaya başladı. Kıza adeta tutulmuş olan oğlan, kızı ailesinden önce en yakın arkadaşlar...