"Bu kez ne yaptın?"Sehun Kai'nin karşısına otururken söylendi.Yüzündeki endişe her yerden fark edilebilirdi.Kai onun aksine rahattı.Bacaklarını sıranın üzerine uzatıp elini başının arkasına yasladı ve gülümsedi.
"Çatıda sigara içerken yakalandım"
"Ne yaptın?"Sehun yerinden zıpladı."Bunu nasıl yaparsın yakalanacağını biliyordun?."
"Sehun-ah!.Seni boğuyormuşum gibi bağırmayı kes"Kai kaşlarını çattı.Sehun derin bir nefes alıp yutkundu.
"Bir özür mektubu yaz okuldan atılabilirsin.Hemen,yazmalısın"çantasını kurcalayıp kalem ve temiz bir kağıt çıkardı.Kai gözlerini devirdi ve onu kollarından yakaladı.
"Beni bu okuldan atamaz.Babamın kim olduğunu biliyor"
"Baban şuan kıçımı kurşun yağmuruna tutuyor olsa bile umrumda değil Jongin,işte yaz"kağıdı esmere doğru çevirdi.
"Bana Jongin demekten vazgeç."Kai homurdandı ve kalemi Sehun'un elinden kaptı.
"Üzgünüm."Kai kağıda bir şeyler yazmaya başlayınca merakla başını ona uzattı.Birkaç saniye sonra Kai kalemi masaya koydu ve eserine gülümseyerek baktı.
"Bir bakayım"Sehun kağıdı alıp okumaya başladı.
-Beni yakalaman hiçbir şeyi değiştirmiyor sana asla o kelimeyi söylemeyeceğim, seni kıç deliği-
"Sen bir kaçıksın Kai.İşe yaramazsın.Sürekli başını belaya sokuyorsun ve seni ben kurtarıyorum"kağıdı elinde buruştururken yaşlı insanlar gibi konuşuyordu.
"İçimden geçenleri yazdım,bunun neresi yanlış?"
"Uhh...senin yerine ben yazacağım"Sehun yeni bir kağıt çıkardı ve Kai'nin yazamayacağı kadar anlamlı bir özür diledi.
"Bunu benim yazdığıma inanmasını mı bekliyorsun?.El yazımı okuyamadığını biliyorsun değil mi ?."
"Eğer tek bir kelime daha söylersen koca poponla küçücük beynini yer değiştirmek zorunda kalacağım."kocaman açılmış gözler Kai'nin susmasına neden olmuştu.Saniyeler sonra kapı açıldı ve kısa boylu bir adam içeriye girdi.Sehun hemen ayağa kalkıp eğildi ama Kai sandalyesinde yayılmakla meşguldü.
"Sehun dışarıda bekleyebilirsin"
"Peki efendim"Sehun kapıdan çıkmadan önce dudaklarını oynatarak Kai'ye nazik olmasını söylemişti.
"Evet,Kai okulda yaptığın zorbalıklar öğretmenlerin ve öğrencilerin canını sıkmaya başladı.Sürekli başına bela açıyorsun.Notların tüm sıralamanın en altında buna ne diyorsun?"
"Dersler sıkıcı.Bence tüm derslere Bayan Chan girebilir,onun dersinde hiç sıkılmıyorum."
"Neden sıkılmıyorsun?"
"Çünkü o dolgun kalçasına bakıp hayal kurarken ders
çabucak geçiyor"Kai sırıttı ve arkasına yaslandı.Müdür şaşkınlıkla ona bakıyordu.Gerçekten bir öğrenci öğretmeni hakkında böyle konuşmuş muydu?.
"Sana hak ettiğin gibi bir ceza vereceğim"
"Beni okuldan mı atacaksın?"Kai saçlarını eliyle düzletirken cebindeki buruşmuş ambalajdan sakızını çıkardı ve çiğnemeye başladı.
"Çıkar şunu"
"Hayır"
"ÇIKAR ŞUNU!"müdür sertçe masaya vurunca Kai onun avucuna sakızı tükürdü.
"Seni serseri" müdür elini peçeteyle silerken kendine hakim olmaya çalıştı.Babasının mafya ile bağlantılı olması yüzünden Kai'ye dokunamıyordu.Sadece o değil Kai'yi tanıyan herkes ondan korkardı.
"Bugün okul çıkışında Seul Hastanesi'ne gidiyorsun."
"Neden?.Gayet sağlıklı görünüyorum"Kai kollarını uzatıp dudağını büzüp sevimli görünmeye çalıştı.
"Sağlıklı olup olmaman umurumda değil Kim Jongin.Hastanede gönüllü olarak çalışacaksın."
"Şaka mı yapıyorsun?.Kimsenin kokuşmuş şeylerini temizleyemem ben"
"Babanla konuşmamı ister misin?.Hangisini tercih ediyorsun?.Baban mı hastane mi?."
Kai bir süreliğine sustu.Babası onun sigara içtiğini öğrenirse tekrar dövebilirdi.Ama bir yerde çalışmak ona göre de değildi özellikle bu işten para almayacaksa.Eliyle ensesini ovdu.
"Hastanede çalışacağım"dedi mırıldanarak.Müdür sandalyesini iterek ayağa kalktı.
"Şimdi eşyalarını al ve hastaneye git.Seni Do Kyungsoo adında biri karşılayacak.Nazik ol ve ne derlerse yap.Her gün onları arayacağım eğer gitmemezlik yaparsan babanla yüzleşmek zorunda kalırsın."
Kai çantasını alıp hızlıca odadan çıktı.
"Ne oldu?.Ne konuştunuz?.Okuldan atılmıyorsun değil mi?."Sehun koşup onun yanına yetiştiğinde soru yağmuruna başlamıştı.
"Hiçbir şey Sehun.Şimdi kapa çeneni"Sehun ona bağıran bedenden biraz uzaklaştı.Kızgın olduğunda bağırmasına alışıktı ve biraz sakinleşmesi için zaman verdi.Kai okulun kapısına kadar durmadan söylendi.Küfür ve aşağılayıcı kelimeler ağzından dökülüyordu.
"Otobüs durağına gelmiyor musun?"Sehun'un sesiyle kendine geldi Kai.Okul kapısından sağa dönüp hastaneye doğru gidiyordu.
"Bugün yalnız git Sehun akşama seni ararım"ona göz kırpıp yürümeye devam etti.
"Merhaba Sen Jongin olmalısın"
"Kai"diye düzeltti.Karşısında küçük,büyük gözlü ve kalp şeklinde dudakları olan adamı süzdü.
"Pekala Kai,yemekhanede çalışman sesin için daha uygun olur.Akşam yemeğini de hastalarla birlikte yersin ve evine dönersin"
"Boş versene"Kai gözlerini devirdi.Karşısındaki büyük gözler daha çok açıldı.
"Ne dedin seni duyamadım?"Kyungsoo ona doğru yaklaştı.
"Yani..buna gerek yok.Yemek kısmına"
*Buruşuklarla birlikte mi yiyeceğimi sanıyor?.Ona yenilecek en güzel şeyi göstermeliyim *
"Neden gülüyorsun?"Kai gülüşünü yarıda kesti.İç sesiyle konuşurken neden gülüyordu ki?.
"Arkadaşlarımda gönüllü olarak çalışmak isterdi,birden aklıma bu geldi."Kyungsoo başını salladı ve onu yemekhaneye götürdü.Oradaki yemek işleriyle ilgilenen insanlarla tanıştırdı ve bir tabağa ne kadar pirinç koyması gerektiğini söyledi.
"1 saat sonra hazır bir şekilde yerinde ol,şimdi boşsun.İstersen biraz gezebilirsin."
Kai başını sallamakla yetindi.Kyungsoo ona doğru eğilip kısa adımlarla yanından ayrıldı.Kai,onun küçük kalçalarını izlerken alt dudağını ısırdı.
*Onu becerme-*
"Hey ne yaptığını sanıyorsun?"biri ona çarptığında dengesini kaybetti ve duvar çarptı.
"Dur!.Biri onu durdursun"mavi önlüklü 2 adam sarışın bir çocuğun arkasından koşuyordu.Sarışın çocuk merdivenlere yöneldi ve tüm gücüyle koşmaya devam etti.
"Ne duruyorsun onu yakalamamıza yardım et.Kendine zarar verebilir"Uzun boylu adam sinirden kızarmış gözleriyle Kai'ye baktı.Kai diğer önlüklü adamları takip ederken buldu kendini.Merdivenleri çıkarken sırt çantası beline vuruyordu.Koşmaya devam ettiğinde diğer adamların artık yanında olmadığını fark etti.Hepsi bir önceki koridordan sağa dönmüşlerdi ama Kai düz gitmeye devam etti.Önüne çıkan merdivenleri soluk soluğa çıktı ve bir kapıya vardı.Kapı açıktı ve rüzgarla sallanıyordu.Kai kapıdan içeriye girince sert rüzgar yüzünü okşadı.Gözlerini kısıp gördüğü şeyle tekrar büyüttü.Biri küçük duvarın üzerine çıkmıştı.
"Dur!"Kai aniden bağırdı.Karşısındaki beden korkuyla kasıldı.Elleri küçük yumruklar haline dönüştü."Sakın bunu yapma".Kai ona yavaşça yaklaştı.
"Bana doğru dön"küçük beden yavaşça ona döndü.Gözyaşlarıyla ıslanmış pembe yanaklar,titreyen dudaklar ve daha önce hiç görmediği güzellikteki gözler.Kai duraksadı.Bir erkek nasıl bu kadar güzel olabilirdi?.
*Neden konuşamıyorum?.Kalbim neden bu kadar hızlı atıyor?.O gerçek mi?.O gerçek olamayacak kadar güzel. *
"Şimdi sana yaklaşacağım"Kai bir adım attığında karşısındaki ona sırtını döndü ve ayaklarını duvarın bitişine biraz daha yaklaştırdı.
"Hayır!Hayır!Hayır!Sana zarar vermeyeceğim.Bana bak"sarı saçlar rüzgardan uçuşuyordu.Kai onun kokusunu ciğerlerine doldurduğunda uçuyormuş gibi hissetti.
"Adın ne?.Benim adım Kai"karşısındaki zayıf beden kıpırdamıyordu."Lütfen bana bak"
*Lütfen mi?. Bu kelimeyi ona mı söyledim?*
Zayıf beden ona doğru döndü.Ağlaması şiddetlenmişti.Kai bir adım daha attığında sarışın başını iki yana salladı.
"Gelmemi istemiyor musun?"Kai derin bir nefes verdi."Sana zarar vermeyeceğim.Hava çok soğuk ve orada durmaya devam edersen hasta olacaksın.Şimdi buraya gel"Kai üzerindeki ceketi çıkardı.Sarışın geriye baktı ve Kai öne atıldı.
"Bunu sakın yapma.Atlama.Buraya gel ve seni ısıtmama izin ver"
Sarışın gözleri aniden açıldı.Elini havaya kaldırdı.Sanki bir şeye dokunmak istiyordu.
"Bunu istiyorsun değil mi?"Kai sesin geldiği yöne baktı.Daha önce gördüğü önlüklü adamlar tam arkasında duruyordu.Uzun olan elinde eski bir fotoğrafı tutuyordu.
"Onu geri almak istiyorsan buraya gel Luhan"
*Luhan?.Adı Luhan mı?*
Sarışın duvarın üzerinden atladı ve ağlamayı
sürdürerek adama doğru koştu.Fotoğrafı alacakken biri onu yakaladı ve koluna iğneyi batırdı.Luhan kaçmaya çalışsa bile başarılı olamamıştı.Saniyeler sonra yere yığıldı.