Kai hastaneye yaklaştığında arkasından gelen siyah arabayı gördü.Bir süredir onu takip ettiğini fark etmişti.Araba Kai'nin yanından geçti ve yavaşlayarak durdu.Arbanın camı açıldığında Kai dolmuş gözlerini kaçırdı.
''Nereye gidiyorsun?''
Kai cevap vermek yerine yürümeye başladı.Şuan en son konuşacağı insan oydu,onu dinlemek hatta görmek bile istemiyordu.
''Seninle konuşurken böyle çekip gidecek misin?''
Kris arkasından bağırdığında Kai olduğu yerde durdu.
Çekip gitmek?.
Kai gitmiş miydi?.
Hayır,o terk edilmişti.Aldatılmıştı.Defalarca.
''Benden daha iyi mi?.Daha mı yakışıklı?.Ya da sana daha iyi mi davranıyor?.''
''N-Ne?.Neden bahsediyorsun?''
Kai kahkaha attı ve ona döndü.
''O adi herifi benden daha çok mu seviyorsun?.Senin için bir hiçim Kris.Bunu biliyorum.Koca bir hiçliğin içinde sadece bunu biliyorum.Gitmeme izin verebilirdin,o saçma kıskanıyormuş ayaklarına ihtiyacın yoktu.Beni aldatmana gerek yoktu.Böyle bitmesine de.''
Kris başını eğdi ve derin bir nefes aldı.Ellerini cebinden çıkardı ve Kai'ye uzattı.Kai birkaç adım geriledi.
''Onunla 2 yıl önce tanıştım Kai.İlişkimiz o günden beri devam ediyor ve evet onu daha çok sevdim.Seviyorum.''
''Ben neyim Kris?.Beni kullandın.Senin için kaç kez-''
''Oyuncağımdın.''Kris sırıttı.''Seni sadece kullandım Kai asla sevmedim,son zamanlarda bana karşı olan ilgin azalınca bende gerçekten sevdiğim kişiye döndüm.''
Kai yutkundu.Peki neden onun evinde kalmaya devam etmişti?.Neden bu oyunu sürdürmüştü?.
''Baban yüzünden seni kullandım Kai.''Kris onun aklını okuyormuş gibi cevap verdi.''Babamın ölümünden senin baban suçluydu ve ben seni kirleterek intikamımı aldım.''
Kai ona vurmaya başladığında Kris güçlü kollarıyla onu tuttu ve itti.
Kai güçsüzdü.
En az Luhan'ın olduğu kadar.
Kris onu orada bıraktı ve arabasına atlayıp uzaklaştı.Kai uzaklaşan arabayı izlerken kalbi binlerce parçaya bölünüyordu.Kris için her şeyi göze almıştı.Her şeyi yapmıştı.Ama bunu haketmemişti.
Kai hastaneye girdiğinde karanlık koridorlardan başka bir şey yoktu.Bu ölü hastanede kayıp kalbini arıyordu.Onu saklamıştı ve şimdi bulması gerekiyordu.
-Ve sonsuza kadar sana dokunmaktan vazgeçtim.-
Merdivenleri çıktı ve doğu kanadına ait koridora girdi.Gözyaşları durmaksızın akıyordu.Acı onu derinlere çekerken tüm çıkış yollarını kapatıyordu.Yapabileceği hiçbir şey yoktu.
Sadece 'O'nu istiyordu.
Ona ait olanı.
Luhan'ı.
Kapıyı açtığında yatağında yatan ya da pencerenin önünde dikilen bedeni göremedi.Gözlerini sildi ve ışığı açtı.Hayır,hayır.Görmeyi istediği bu değildi.Luhan neredeydi?.
Bi adam kanlar içinde odanın ortasında yatıyordu.Etrafında cam kırıkları vardı.Kai geriledi ve odadan çıktı.Yavaş adımlarla geldiği koridorda şimdi koşuyordu.Onu bulmalıydı.Kendine bir şey yapmadan onu bulmalıydı.
Önüne gelen tüm odalara tek tek girdi.Her odada umutsuzluğa daha da yaklaşıyordu.Her şey bu kadar kötüyken onu da kaybedemezdi.Ameliyathane ve tuvalatelerde dahil her yere baktı.Çatıya çıktığında defalarca onun adını bağırdı çünkü burası onu görmeyeceği kadar karanlıktı.
-Çünkü beni bir şekilde hissettiğini biliyorum-
Ve sonra aklına Luhan'ın gizli yeri geldi.
Kai'ye göstediği gizli yeri.
Çıktığı merdivenlerden koşar adımlarla inip yeni doğanların bulunduğu kata indi.Burası tüm koridorlardan daha karanlıktı.Birkaç adım attıktan sonra hıçkırık seslerini duydu.
Hayır o ağlamamalıydı.
O hep gülmeliydi.
Kai'nin aşık olduğu gülümsemesiyle gülmeliydi.
Luhan koridordaki bedeni gördüğünde yavaşça ona döndü.
Kai saniyeler boyunca onu süzdü.Onun zayıf bedenini.Acılarla,hayal kırıklıklarıyla dolu bedenine baktı.Onu anlayamayacağını biliyordu,asla onunki kadar acı çekmemişti.Ama kalbi buna engel değil,öyle değil mi?.Onu sevebilir.Onu herkesten ve her şeyden çok sevebilirdi.
Kai onunla buraya ilk geldikleri günü hatırladı.Şimdi Luhan o günden çok farklıydı.
Gülmüyordu.
Kai onun parmakları arasındaki camı görünce titredi.Luhan gerçektende o adamı...
''Kai..''Luhan daha fazla ağlamaya başlarken ayaklarını sürükleyerek uzun olana yaklaştı.Her adımda sanki birbirlerinden uzaklaşıyorlardı.
Luhan onun önünde durdu ve elini kaldırdı.Kai kanlı cam parçasını onun parmakları arasından aldı ve yere attı.Luhan parmak ucunda yükseldi ve ince kollarını onun boynuna doladı.Yüzünü Kai'nin boynuna gömdü ve ıslak gözlerini sıkıca kapattı.
Kai titreyen ellerini onun sırtına koydu ve yavaşça beline kadar indirdi.Aralarındaki mesafe artık yoktu.Kai onun dağınık saçlarını öptü ve kokusunu içine çekti.
Onu özlemişti.
Şimdi ait olduğu yerdeydi.
Luhan'ın yanında.
-Ve hissedebildiğim sadece şu an.
Ve nefes alabildiğim tek yer senin yaşamın.-