Luhan odasındaki gürültüyle gözlerini kırpıştırarak açtı.En son Kai onu kolları arasına alıp ısıtmaya çalışmıştı.Ama şimdi güçlü kollar etrafında yoktu.
"Ah,seni uyandırdım mı?"Kyungsoo büyük gözlerle ona bakarken gülümsemeye çalıştı.Luhan başıyla onayladı ve ayağa kalktı.
"Jongin..gitti mi?"
"Evet,okula gitmesi gerek değil mi?"
Luhan üzgünce dudağını büktü.Kai okuyor ve yazabiliyordu.Ondan daha iyi konuşuyordu.Annesini kaybettiğinde babası onun okula gitmesine izin verememişti.Luhan onun yaptığı iğrençlikle öğrendiği şeyleri de unutmuştu.
Kyungsoo ilaçların bulunduğu küçük kutuyu Komidinin üzerine bıraktı.
"Kahvaltını yaptıktan sonra ilaçlarını içmeyi unutma,ben odama gidiyorum ."
Luhan kapanan kapıyla yatağına oturdu.İlaç kutusunu eline alıp akmaya hazırlanan gözyaşlarını durdurmaya çalıştı.
Bu ilaçları ne kadar içerse içsin Kai gibi 'normal' biri olamıyordu.Ona onu sevdiğini bile hissettiremiyordu.Onun için bir şey yapamıyordu.Ayağa kalktı ve pencerenin altındaki çöp kutusuna yöneldi.Kapağı açıp ilaçları içine döktü.Şimdi içmesi gereken ilaçlar ,diğer ilaçların yanında çöpteydi.
"Pekala,süsleri bana ve Kyungsoo'ya bırak.Ayrıca Kyungsoo onu oyalama görevini de aldı.Yani biraz daha rahat davranabiliriz."
Sehun çantasına kitaplarını koyarken onu dinliyormuş gibi görünen Kai'ye bakmadan konuştu.Kai hala dün akşamı düşünüyordu.Onun tadı hala ağzının içinde geziniyordu.Aslında hala değil,açlığa dayanamayıp Sehun'un cipslerinden yemişti.Gözlerinin önüne Luhan'ın boşalırken yüzünün aldığı ifade geldiğinde kasıklarında minik titreşimler yayıldı.
"Hey,beni dinliyor musun?"Sehun elini onun dalmış gözlerinin önünde salladı.Kai başını sağa sola sallayıp gülümsedi.
"Uhmm...evet.Kyungsoo pastayı alacaktı."Kai gülümsediğinde Sehun gözlerini devirdi.
"Beni ne kadar iyi dinlediğini görebiliyorum Kai.Şimdi eve git ve Luhan'ın dikkatini çekecek bir şeyler giy." Sehun onun okul ceketini eliyle temizledi.Birlikte okuldan çıkıp eve doğru yürüdüler.
"Kızlar gibi oyalanmamaya çalış,seni bekleyemeyiz."Sehun yol ayrımında kıkırdayarak konuştu.Onun cevabını beklemeden arkasını dönüp yürümeye başladı.
Kai cebindeki anahtarı çıkardığında bir şeyi fark etti.Kapı aralıklıydı.
Eliyle kapıyı ittiğinde yavaşça içeri girdi.Üst kattan gelen seslerle irkildi.Evinde biri vardı.
Çantasını kalkan gibi elleri arasında tutup merdivenin ilk basamağını çıktı.Sesler biraz daha yükselmişti.Artık odasının olduğu koridora geldiğinde duraksadı.
Kris tam karşısında duruyordu.
Elinde tuttuğu birkaç kıyafeti çantasına tıkıştırdı Kris."Eşyalarımın geri kalanı nerede?"Kris çantasını omzuna astığında başını kaldırıp Kai'ye baktı.Heykel gibi olduğu yerde duran ve dolu gözlerle ona bakan Kai'ye.
"O-Onları evine bıraktım"
"Evime mi?.Sen..orada kaldığımı nereden biliyorsun?"
Kai gözlerini ondan kaçırdı.Kris minik bir kahkaha bıraktığında Kai tekrar ona baktı.Kris aralarındaki mesafeyi yarılamıştı ve hala yaklaşmaya devam ediyordu.Kai belinde bir el hissettiğinde zorlukla yutkundu.Kris ona dokunuyordu.