SESSİZ SEVDAM (TAMAMLANDI)

YÜZÜ YOKMUŞ DEYİN...

Allah'ın selamı rahmeti merhameti ve hidayeti sizin ve tüm sevdiklerinizin üzerine olsun...

Selâm ve Duâ ile...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yiğit...
Filinta gibi delikanlı...
Ailesini hiç üzmez...
Onlarda Yiğit'e hiç kıyamazlardı...
Ablası ve kız kardeşi ile abi kardeşlik ilişkisinden çok arkadaş gibiydiler...

20 yaşında üniversite döneminde tanıştığı bir kız arkadaşa kadar...
Ailesi onu son günlerde tanıyamaz olmuş,
Babası cami arkadaşını gün gün kaybetmiş, artık neredeyse evladının yüzünü göremez olmuştu...
Kızkardeşi hem can arkadaşını hemde ona derslerinde çok yardımcı olan abisi ile muhabbetlerini özler olmuştu...

Kendi ismini taşıdığı bir de yiğeni vardı Yiğit'in...
Hafta sonları müsait olunca ablasını ziyaret eder küçük adaşını sever...
Onun çat pat konuşup "day day" demesini eniştesi ve ablası ile hayranlıkla izler gülerlerdi...
Yeğenini son zamanlarda görmeye gelmeyince ablası Yiğit'i merak etmiş eşi ile birlikte annesinin yanına gitmişti...
Selâm hoşbeş muhabbetten sonra ablası konuya girdi...

-"Annem Yiğit nerde? Kardeşimin yüzünü kaç aydır görmüyorum. Telefonlarımı da fazla uzatmadan kapatıyor."

-"Dersleri mi bu aralar çok yoğunlaştı annem, beni bırak, ablasını bırak yeğenini görmeden duramaz. En azından sesini duymak için bizi arardı." dedi eniştesi.

Annesi ve babası birbirlerinin yüzüne bakıp üzgün bir şekilde babası konuşmaya başladı...

-"Son aylardaki durumunun bizde farkındayız yavrum. Namazlara gelmez bizimle muhabbet etmez olmuştu. Neredeyse evladımın yüzünü göremez olmuştuk. Dersleri çok yoğundur herhalde diyerek ilk günlerde bir şey demedik. Yalnız bu durum aylardır geçmeyince üniversitesine gittim ondan habersiz. Bize söylemediği veremediği dersleri veya arkadaşları ile sorunları var olarak düşündük.
Durumunu öğrenmeye, gerekirse öğretmenlerinden yardımcı olmalarını isteyecektim.
Tanıdığım öğretmenlerinden ve arkadaşlarından uzun zamandır üniversiteye gitmediğini, Arzu isimli bir hanımkızla tanıştıktan sonra arkadaş çevresini değiştirdiğini falan anlattılar."

-"Babam sen ne diyorsun. Peki bu konuyu Yiğitle konuştunuz mu?"

-"Geçen gün konuştuk kızım. Okulunu bırakmak istediğini askerlik kağıdı geldiği gibi askere gidip dönüşte Arzu ile evlenmek istediğini söyledi. Kendi istediği gibi bir hayat yaşamak istiyormuş bundan sonra."

-"İyi de annem ben damadınız olarak şahidim siz onu zorlayarak baskıyla davranmıyordunuz ki."

-"Abim ne dediğinin farkında değildi zaten enişte. Çünkü içip gelmiş."

Ablası ve eniştesi aynı anda

-"Ne" dediler ve ablası devam etti.

-"Siz ne dediğinizin farkında mısınız. Yiğitten bahsediyoruz demi. O ağzına sigara bile almazdı. İçki ne demek?"

-"Bundan sonra böyleymiş abla. Eğer bizler kabul etmez isek evi terk edeceğini söyledi."

-"Allah'ım sen aklıma mukayyet ol. Peki anne arkadaşlarını araya katıp konuşmayı deneseniz."

-"Arkadaşları ile konuştuk. Onlar Yiğit'i yanlarına çağırıp bizim adımızı vermeden eski günlerinde ki gibi konuşmak istemişler. Yiğit yanlarına gitmiş daha bir saat geçmeden onlar eskilerde kaldı deyip arkadaşlarının yanından ayrılmış."