-Ali Şamil, Ümâme Filistin annecim hadi bakalım hazırlanalım baba gelmek üzeredir...
Zeynep hastaneden çıkmak için ikizleriyle hazırlığını yaparken, Yiğit de taburculuk işlemlerini hallediyordu...
Bir yandan bebekleriyle ilgilenirken bir yandan da Arzuyu düşünüyordu...
-Şu an ne yapıyorsun acaba, neredesin, sessiz sakin çıkıp gittin yaralı hâlinle, nasılsın, ne hâldesin
Rabbim yâr ve yardımcın olsun...Miray kapıyı çalıp içeri girdiğinde onun mutsuz hâlini gören Zeynep telaşlanarak sordu.
-Hâyırdır canım neyin var?
-Canım, halasının kuzuları uykuya dalmış, gelsene şöyle sana anlatmam gerekenler var.
-Tâbi canım buyur.
-Abim ve onun arkadaşı Mehmet Ayaz bey geçen gün elleri sarılı hastaneye gelmişlerdi ya.
-Evet canım cam kesmiş.
-O tam öyle değilmiş.
-Nasıl yani? Ne olmuş ki?
-Allahım şu anda anlatırken zorlanıyorum Arzu o anları nasıl yaşadı?
-Miray canım, Yiğit, Mehmet Ayaz beyden Arzuya atladın ne oluyor. Neyi anlatmakta zorlanıyorsun?
-Arzu... Arzu te... tecav...
-SAKINNN!!! düşündüğüm şeye olmuş deme SAKINNN...
-Ne yazık ki canım...
Psikopatın tekiymiş...
Arzu bunu defalarca reddedince buda aklınca Arzuya öyle sahip olmuş... Kıza yapmadığını bırakmamış, sıkılınca da mendil gibi sokağa atmış...
Bunu bir tek kişiye dahil söylerse kat kat fazlasını yapmakla tehdit etmiş...
Arzu korkmuş ve sinmiş bir köşeye...
İzmir ona artık dar gelmiş ve gitmeye karar verdiği gün...
Devamını birlikte yaşadınız...Zeynep duyduklarıyla gözleri dolarken, kelimeler boğazından zor çıktı...
-Şu anda içimden dile getiremediğim neler geçiriyorum...
-Abimle Mehmet Ayaz bey polisle işbirliği yapmış canım, içimizden geçiripde dile getiremediğimiz o şeyleri o adama yaşatmışlar ve hâla koğuşundakiler ona yaşatıyorlarmış...
Koğuştakiler şerefsizi yarım erkek hâline getirmişler...Bu sırada kapının çalınmasıyla Yiğit ve Mehmet Ayaz odaya girdiler.
Yiğit Zeynebin gözyaşlarını görünce önünde diz çökerek gözyaşlarını sildi.
-Zeynebim... Ne oldu gülüm... Niye aktı bu inciler...
Zeynep, Yiğitin sarılı elini öpüp sordu sevdiğine...
-Buna vesile olanın yaşattıkları yüzünden...
-Zeynebim sen nerden biliyorsun?
-Onu boşver yarim o cezasını bulmuşta Arzudan bir haber var mı?
-Yok ne yazık ki gülüm...
Mehmet Ayaz havayı dağıtmak için ikizlere bakarak
-Yaa Yiğit, yenge, oğlan dayıya kız halaya çeker derler ya, şu küçük prensese bir şey dememde oğlan aynı amcası yani ben...
Bak ikimizde kara kaş kara göz...
Demi Ali Şamilim demi paşam.Miray da gülümseyerek muhabbete katılarak
-Onun için kan bağı olması gerekmiyordu.
Örneğin bakın Ümame Filistinim aynı halası aynı ben...
Demi güzelim demi prensesim...-Aşk olsun Miray hanım kan bağı olmasada can bağı var...
Mehmet Ayaz söylediği kendi kulağına erişince içinden keşke aşk olsa diyerek geçirdi.
Onların atışmasını tebessümle izleyen Yiğit ve Zeynep yanlarına gelip
-Boşuna uğraşmayın oğlumuz yarimin kopyası
Kızımızda Zeynebimin kopyası...Mehmet Ayaz ve Miray aynı anda
-Dedi anne baba... deyince odadaki üzüntülü hava bir anda uçup gitti.
(Allahın izniyle devamı bu hafta sonu sizlerle...)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ SEVDAM (TAMAMLANDI)
EspiritualEfendimiz (sav) Hadis-i şeriflerinde buyuruyor ki: "Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek, sabredenin günahlarını, Allahü teala affedip Cennetine koyar." (İbni Asakir) "Ümmetimin üstün olan kimseleri, aşk belasına maruz kalınca iffetini muhafaza...