Bölüm 12

672 24 5
                                    

"Değiştin." dedi, Cansu. Sert bir giriş olmuştu bana kalırsa. 'Neler oluyor sana'yla başlayabilirdik.

"Aslına bakarsanız benim için değişen tek şey konumum. Ben değişmedim. Sadece siz öyle düşünüyorsunuz. "

"Bizimle konuşmuyorsun. Önceden olsa her şeyi anlatırdın. Yiğit geldiğinde mesela. Bir şeyler olduğu çok belliydi. Ama sen anlatmamayı seçtin." dedi, Sıla.

"Sormadınız ki." dedim.

"Bak işte, gördün mü? Değişmişsin. Eskiden biz sormadan sen anlatırdın. Şimdi sormamızı bekliyorsun." dedi, Cansu. Haklıydı. Sadece kafamı önüne eğdim, suçlu çocuklar gibi.

"Yiğit'le aranızda ne geçti? Neden gelmiş buraya?" dedi, Sıla. Sanki yıllardır bana bu sorunun sorulmasını bekliyormuşum gibi hızlıca anlatmaya başladım. Arkadaşlarımın beni dinlemesine ihtiyacım vardı.

"Beni aradığında seni özledim demişti." Bu söylediğimle kızların gözleri büyüdü.

"Bende ona 'ben de' dedim. Neden böyle bir salaklık yaptın diye sormayın, bilmiyorum. İlgi görmek istediğim şımarık bir dönemdeydim sadece. Ve o da buraya geldi işte. Geleceğini biliyordum, söylemişti. Ama bu kadar erken gelebileceğini düşünmemiştim. Onu görünce şaşırdım. Ve itiraf ediyorum, mutlu da olmuştum. Ama yanılmışım. Bir anda parlayan ilgisi yalanmış. Siz gittikten sonra beni öptü. Çok sinir bozucuydu, biteceği anı bekledim. İşte o zaman anladım ki ben artık Yiğit'i sevmiyorum. Yiğit, bitirmeyi bırak dahada ileri gitmek isteyince geri çekildim. O da istediğini alamayınca bir bir döküldü. Annem çok zorlamış onu. Ben burada başka birilerine takılmayayım diyeymiş. Yiğit'i sevmediğimi anladım ama can yakıcı işte. Annemin ısrarıyla burada olması gurur kırıcı. Canım yandı. Ama siz yoktunuz. Ben... Ben ilk kez bu kadar yalnız hissettim. " Söyleyeceklerim bitince derin bir nefes aldım. Gözümden bir damla düştmüştü yanaklarıma. Cansu hemen yanıma gelip bana sarıldı.

"Özür dilerim. Özür dilerim. Seni yalnız bıraktım." dedi.

"Zor bir dönemdeyim ben. Sizi bilmiyorum ama bu İstanbul değiştirdi beni. Böyle sinir bozucu biri olmak istemezdim ama elimde değil. Tek başıma yapamam. " Sıla da gelip diğer yanıma oturdu.

"Tek başına olduğunu unut. Tek değilsin sen. Biz varız. Hey hey biz!" dedi, kollarını bana ve Cansu'ya dolayıp. Gülümsedim. Olması gereken buydu, benim arkadaşlarım buydu. Ve asıl ben, buydum.

"O çocukla aranızda ne var?" dedi, Cansu.

"Hangi çocuk?" dedim.

"Kafedeki çocuk. Neydi adı? Heh, Ozan. "

"Hiçbir şey." dedim, ellerimi iki yana açarak.

"Yeme beni. Aranızda bir şey var. Çok samimisiniz. Ayrıca seni eve kadar bıraktığına göre..." dedi, tek kaşını kaldırarak.

"Bizi mi takip ediyorsun?"

"Saçmalama. Camdan ne zaman geleceksin diye bakıyordum. Birlikte geldiğinizi gördüm. Arkanızdan da Yağız geldi. "

"Ozan iyi bir çocuk. Sadece arkadaşım. Ama sevdim onu. Beni dinliyor ve mantıklı konuşuyor."

"Ne? Ona yaşadıklarını filan mı anlatıyorsun? Biz varken?"

"Sizinle aramız kötüydü. O da beni dinledi işte. Ona sinir olma. Gerçekten sizi hiç kötülemedi. Ve beni güldürebiliyor. Bu durumu seviyorum. "

"İyi öyle olsun bakalım. Biz senin arkadaşlarına karışmayalım. Senin gibi yapmayalım, öyle değil mi?" Sıla lafı çakmıştı bana.

"Üzgünüm. Onlarla takılmanız beni ilgilendirmezdi. Saçma davrandım. Arkadaşlarınıza saygı duyuyorum. Karışmak yok artık, söz."

Bütün Kızlar Toplandık!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin