Gözlerimi ve düşüncelerimi Yağız'dan çektikten sonra Yiğit'e döndüm. Seni seviyorum mu demişti o? Gerizekalı. Başka bir zamanda olsa egom tavan yapabilirdi ama şu anda Yağız karşımda, kızlar yanımda olunca pek hoşlanmamıştım. Aslında mesele, artık onun umrumda olmamasıydı.
"Saçmalıyorsun. Sen kendinden başka hiç kimseyi sevmezsin." dedim. Belkide 'ben de seni seviyorum' diyip boynuna atlamalıydım. Yağız'ın buna vereceği tepkiyi merak ediyordum. Neden mi? Bilmiyorum, sadece merak işte.
"Kendimden başka sevdiğim bir şey var. O da sensin, Zeynep. " dedi. Bu sefer ne çıkarı vardı da bu kadar büyük sallıyordu? Yiğit bende çoktan bitmişti. Bunu şu an daha iyi anlıyordum. Söylediği şeyler beni kesinlikle etkilemiyordu. Söylediği şeye sadece güldüm. Komikti. Fazla komikti.
"Git buradan. Bir dahada gelme. Kesinlikle, gelme. Hayatımın hiçbir anından geçme, Yiğit. Sarhoşsun, bu yüzden uzun cümlelerden anlamayabilirsin. O yüzden sana kısaca söyleyeceğim. Defol!"
"Yapma. " dedi, bitkin bir halde. Gerçekten mi yorgundu yoksa numara mı yapıyordu, anlayamadım. Tekrar bir şeyler söyleyecekti ki Yağız onu tuttu ve asansöre doğru yürümeye başladı.
"Ne yapıyorsun?" dedim, şaşkınca.
"O sarhoş. Şimdi senin dediğin 'defol' u anlayamamıştır. Yardımcı oluyorum. " diyip göz kırptı. Kızlar gülmeye başladılar. Bense ne yapacağımı şaşırdım. Yağız, Yiğit'i asansöre bindirdi ve asansörün kapısını kapattı. Ben ona şok olmuş bir şekilde bakıyordum. Kızlar hemen içeri geçtiler. Çok uyanıklardır!
"Sevgilin sanıyordum?" dedi, tek kaşını kaldırarak. Ona cevap vermek zorunda mıydım? Hayır.
"Eskiden sevgilimdi. Şimdi değil." Tamam, yalandı. Evet, sonuna kadar evet!
"Hım. Sana çok aşık galiba? Ayrılığı yedirememiş. " Beni terk eden Yiğit'ti oysaki. Tabii bunu Yağız'ın bilmesine gerek yoktu.
"Bilmiyorum." dedim, sadece. Aslında biliyordum. O bana aşık değildi. Beni terk etmişti. Bu yaptıklarının altında kesinlikle bir şey vardı.
"Neyse, teşekkürler. İyi akşamlar. " dedim. Artık gitsin istiyordum. Gerçekten.
"Bir şey yapmadım. İyi geceler. " dedi. Gülümsedim. Ve kapıyı kapattım.
"Neyse, teşekkürler. İyi akşamlar." dedi, Cansu beni taklit ederek. Sürtük olduğunu biliyor muydunuz?
"Siktir git. " dedim. Ellerini ağzına kapattı.
"Çok ayıp. Yağız kibar 'kızlardan' hoşlanır." dedi. Kızları bilerek bastırmıştı.
"Bana ne?" dedim.
"Hıı, tabii sanane." dedi.
"Kesin. Yiğit kafayı yemiş, kapılara dayanmaya başlamış, siz Yağız diyorsunuz. Derdi ne bu çocuğun?" dedi, Sıla bana bakarak.
"Bilmiyorum. Yine canımı yakmak için oynuyordur. " dedim, umursamaz bir şekilde.
"O kadar basit değil. " dedi, Sıla.
"Nasıl yani?" dedi, Cansu.
"Yiğit oyun oynamıyor bence. " Kahkaha attım.
"Beni gerçekten sevdiğini düşünmüyorsun değil mi?" dedim. Ciddi bir şekilde bana baktı.
"Düşünüyorsun." dedim, inanamaz bir şekilde. O psikopat çocuğun beni sevmesini istemiyordum. Yiğit benim için iticilik kokan bir salaktan başka bir şey değildi. Nefret etmeme değmeyecek kadar basit olduğunu düşünüyordum. Ve basit biri tarafından sevilmek, en son isteyeceğim şey olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bütün Kızlar Toplandık!
Teen FictionBir o kadar basitti ki denklemleri… İki o kadar güçsüzdü ki eklemleri… Üç kontrol etmek bebek işi… Yormadan? Sormadan? Yormadan? Sormadan?!