'Tekrar yemek isterim' yatakta iki saattir tavana bakarak uzanıyordum. Ve beynimin için sadece üç kelime yankılanıyordu. Tekrar mı yemek istiyordu? Yani bu beni evine davet et ve salata, yemek filan mı yap demekti? Ve neden bu fikir beni heyecanlandırıyordu? İçimde uzun zamandır saklanan Alev yeniden ortaya çıkmıştı, kesin. O aptalca rüyanın ve bu aptalca tavana bakmamın başka bir açıklaması olamazdı. Titre ve kendine gel, Zeynep dedim kendime. 'O kadınlar tuvaletinde kadınları sömüren bir sapık'. Ya seni de pis fantezilerine alet etmeye çalışıyorsa? Bu fikir sinirlerimi germişti. Yatakta yüzüstü döndüm ve kafamı yastığa gömdüm. Huzursuz ve saçma rüyalarla dolu bir şekilde uyudum.
Alarmlardan nefret ediyorum. Yaşamaktan iki kez nefret ediyorum. Çalışmaktan üç kez nefret ediyorum. Ama Sıla'ya olan nefretim paha biçilemez.
"Kalksana ya Cansu uyanıp kahvaltı bile yaptı."
"Bana ne Cansu malından? Defol, Sıla. "
"Hadi ama kalk. Size çok güzel bir kahvaltı hazırladım. "
"Kahvaltın al ve defol, Sıla. Rahat bırak beni."
"Acıkmadın mı ya? Aç değil misin? Hadi. "
"Açım ama sadece uykuya. He birazda sessizliğe. "
"Annen beni aradı. "
"Ne?" Hemen yatakta doğruldum. Bir telefonum yoktu benim. Bunu yine unutmuştum.
"Annen diyorum. Beni aradı. Ve bir saniye nefes almadan tüm sinirini bana akıttı. Ne kadar zor bir durumdan geçtiğimin farkındasındır umarım?" Elbette farkındaydım. Annem kudurmuştu, kesin. Hemen arayıp onun kızı olduğumu belli etmeliydim.
"Farkındayım. Telefonunu verir misin?" Sıla hiç cevap vermeye gerek duymadan eşofmanının cebinden telefonunu çıkarıp bana verdi.
"Biz mutfaktayız. Konuşman biterse ki hiç sanmıyorum gelip bir şeyler atıştırırsın. "
"Tamam." Sıla odadan çıktıktan sonra hemen ezbere bildiğim numarayı çevirip derin bir nefes aldım. Bu nefese çok ihtiyacım olacaktı. İki kere çaldıktan sonra annemin sesi duyuldu.
"Efendim, Sılacığım."
"Benim anne."
"Zeynep? Ne işler çeviriyorsun sen? Telefonun neden yok? Sıla söyledi. Neden parçaladın? Ne kadar merak ettik seni. Çocukluk yapma. Bir arayıp haber verebilirdin. "
"Beni merak ettin öyle mi? Neden anne? Yoksa Yiğit işlerin yolunda gitmediğini mi söyledi?"
"Zeynep, bak..."
"Bakmak istemiyorum anne. İyiliğimi düşünmeni de istemiyorum. Ne kadar kırılacağımı göremedin mi anne? Yiğit'i zorla beni ilgilenmesi için yollarken gururumun ne kadar parçalacağını düşünemedin mi? Yiğit senin zorunla beni arayıp sorduğunda aptal gibi sevineceğimi düşünemedin mi? Yiğit'e nasıl rezil olacağımı düşünemedin mi, anne? İyiliğimi boşver. En azından gerçeklerle yüzleşmiş oldum. Yiğit benim için tamamen bitti. O'nu bitiren sensin. " Annemin kızıydım, işte. Bir solukta konuşmuştum, onun gibi.
"Ben hata yaptım, biliyorum. Çok özür dilerim. Böyle olacağını düşünmemiştim. Lütfen kızma bana. Anneyim ben. Seni düşündüğüm için yapmıştım, sonuçlarını düşünemedim. " Ne olursa olsun ahmak bir adam için anneme sırtımı dönmeyecektim. Annem kesinlikle kötülüğümü istemezdi. Sadece gerçekten sonucunu düşünememişti. İşte bu kadardı. Hemen affetmiştim bile. Acizdim belkide. Yalnızlıktan korkan aciz bir kız.
"Tamam anne. Boşver. Bir daha bu konu açılırsa o zaman affetmem seni."
"Söz veriyorum. Asla böyle bir şey olmayacak. Nasılsın? Her şey yolunda mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bütün Kızlar Toplandık!
Teen FictionBir o kadar basitti ki denklemleri… İki o kadar güçsüzdü ki eklemleri… Üç kontrol etmek bebek işi… Yormadan? Sormadan? Yormadan? Sormadan?!