***
Yasemin kapıyı çalmadan önce derin bir nefes aldı. Tayfun büyülü ses tonuyla ona girmesini söylediğinde tuttuğu nefesini geri bıraktı. Zaten şu şirkette geçirdiği bir haftanın her günü, bu odaya her girdiğinde aynısı oluyordu.
Yeni iş arkadaşı Ece ona bunun sebebinin Tayfun'dan hoşlanması olduğunu söylüyordu ama Yasemin bunu kesinlikle reddediyordu. Ona göre bunun sebebi patronunun yaydığı negatif enerjiydi. Zaten diğer türlüsü hiç etik değildi ve öyle bir şey yoktu işte.
Yasemin kapıda durmuş,transa girmiş gibi bunları düşünürken birden kapı açıldı ve Tayfun'la burun buruna geldiler. Tayfun kapıyı sinirle açmıştı ama karşısında Yasemin'i görünce yüzü hemen yumuşadı. Göz göze,yüz yüze kaldıkları o birkaç saniyede ikisi için de dünya dönmeyi kesmiş gibiydi. Yasemin çok kez okuduğu ve duyduğu o zamanın durması deyiminin ne anlama geldiğini o anda anlamıştı.
-Tayfun toplantıya gelmeyi düşünüyor musun?
Mine kenarda durmuş imalı bir şekilde ikisine bakıyordu. Yasemin onun bakışlarındaki şeyden o kadar korktu ki Tayfun'un arkasına saklanmak istedi. Onun yerine Tayfun Mine'ye surat asarak önüne geçti.
-Yasemin dosyaları masamdan alıp gelir misin?
-Hemen getiriyorum.
Yasemin ofise girip dosyaları alırken Mine arkasından geldi.
-Sana Tayfun'u çağırmanı söylemiştim,onu seyretmeni değil.
-Anlamadım..
-Bence anladın,sana söyleneni yap,sadece işini tamam mı?
Yasemin onu tersleyecek bir cevap verecekti ki Tayfun ona seslendi. Kapının önüne gelmiş keskin bakışlarla iki kadını inceliyordu. Yasemin neredeyse kaçarcasına onun yanına gitti. İşini kaybetmek istemiyorsa bu kadını sinirlendirmemesi gerektiğini biliyordu ama ağzının payını verememek de canını sıkmıştı. Ama yanına gittiğinde,Tayfun kendisine gülümseyince bütün sıkıntısı geçmiş gibi hissetti.
Tayfun Mine'nin halini hiç beğenmiyordu. Muhtemelen onun Yasemin'e olan ilgisini farketmişti. Toplantı odasına giderken ciddi ciddi Yasemin'i Mine'den nasıl koruyacağını düşünüyordu. Mine sıradan bir çalışan olsa işi daha kolay olurdu.
***
Uzun süredir hazırlığını yaptığı önemli bir iş için anlaşma yapacağı meslektaşı Selim Bey ve yardımcısı Alev Hanım onu güleryüzle karşıladılar. Onlarla selamlaştıktan sonra Yasemin'in içeri gelmediğini farketti. Kapının önünde durmuş şok olmuş gibi misafirlere bakıyordu.
-Yasemin, gelsene.
Yasemin içinden şansına bilmem kaçıncı kez küfrederek içeri girerken Tayfun onu anlamaya çalışıyordu. Eşyaları masaya yerleştirirken sessizce ona ne olduğunu sordu ama Yasemin bir cevap veremedi. O sırada Selim'in bakışlarını farketti ve bundan hiç hoşlanmadı.
-Yasemin,seni yeniden görmek ne güzel.
-Evet Selim Bey,ben de sizi gördüğüme sevindim. (Yaa ne demezsin.)
-Aaa,gerçekten seni bir daha görmeyiz diye umuyordum.
-Ben de .(Alev Hanım yine formunda.)
Tayfun ve Mine onlara bakıyorlardı. Mine şaşkınca,Tayfun ise sinirle.
-Selim Bey,Yasemin asistanım,onu nerden tanıyorsunuz?
-Eskiden bizimle çalışıyordu ama onu memnun edemedik sanırım,birdenbire ayrıldı.
Yasemin'in asi iç sesi kovulmak pahasına da olsa kavga çıkarıp,onlardan öcünü almak istediyse de mantıklı tarafı baskın çıktı ve Tayfun'a toplantıya hemen başlamalarını önerdi. Tayfun da aynı fikirdeydi.
Toplantıya başlandı ama işin patronlarının dikkati Yasemin'in üzerindeydi. Tayfun işi falan boşverip Selim'i yaka paça ordan atmak istese de bunun doğru olmadığını biliyordu ama Yasemin'e olan bakışları onu deli ediyordu.
Yasemin gergindi ama işine odaklanmaya çalışıyordu. Üzerindeki bakışları hissediyor ama kesinlikle karşılık vermiyordu. Nihayet gergin toplantı bitmişti. Selim giderken yine yapacağını yapmıştı.
-Gerçekten çok sevindim,artık sıkça görüşeceğiz Yasemin.
***
Tayfun onlar gidince kendi çalışanlarını da çıkardı. Yasemin suç işlemiş çocuklar gibi kenarda mahçupça ona bakıyordu. Yanına gitti,aralarında çok az mesafe vardı,gözlerini gözlerine dikti.
-O adamla aranızda ne var?
