Gidiş

30 3 0
                                    

                           ***

Tayfun bir nefes mesafesinde karşısında duran Yasemin'i kırmadan ya da kızdırmadan bu saçma problemi çözmek istiyordu. Bir problemi çözmenin en iyi yolu doğru kelimeleri seçmekten geçerdi ama hem heyecanlı hem de üzgün görünen bu güzel kıza bu kadar yakın olmak doğru şeyler düşünmekten onu alıkoyuyordu. Yine de onu bırakamıyor ya da uzaklaşamıyordu çünkü bıraktığı an bir anda kaybolacakmış gibi hissediyordu. Konuşurken gerçekten özel bir şeyini kaybetmekten duyduğu korku sesinde hissediliyordu.

-Şu an ne düşündüğünü anlayabiliyorum Yasemin ve bunu daha önce anlayamamış olduğum için ne kadar üzgün olduğumu bilemezsin. Ama lütfen bana bir şans ver. Şans ver ki en azından ben kendimi açıklayayım.

-Olmaz.

-Neden olmaz?

-Yapamam.

-Neden, yani neyi yapamazsın?

-Biliyorum anlamsız gelecek ama ben sıradan bir hayatı olan,sıradan bir kızım ve bakmam gereken bir kardeşim var ama sizinleyken bu değişiyor gibi hissediyorum,sorumluluğum yokmuş gibi. Ben bunu istemiyorum, buna ayıracak vaktim yok.

-Evet haklısın gerçekten de anlamsız geliyor. Sence bir vampir ya da kurtadama benziyor muyum? Ya da hayatını sabote edebilecek herhangi başka doğaüstü bir şeye?

Yasemin gözlerini yakan yaşları Tayfun'un karşısında dökmemek için elinden geleni yapıyordu ama adamın sözleri ona hiç yardımcı olmuyordu. Bir tarafı hemen şimdi ona teslim olmak ve geride kalan her şeyi boşvermek istiyordu. Diğer tarafıysa bu adamın yanlış tercih olduğunu.

Aslında Yasemin için hiçbir erkek, hiçbir zaman doğru tercih değildi. Babası sağolsun erkeklerle ilgili emin olabildiği tek şey göründükleri gibi olmadıkları ve çok çabuk değişebildikleriydi. "Güven ona" diyordu içinden zayıf bir ses. "Ondan sana ne zarar gelebilir ki?" Başka güçlü acımasız bir ses onu bastırdı. "Babana da güvenmiştin. Onun da sana zarar verebileceğine inanmamıştın,ama o her şeyi mahvetti. Tayfun neden yapmasın?"

Yasemin içindeki o sesi, kendisini insanlara, Tayfun'a güvenmekten alıkoyduğu için söküp atmak, yok etmek istiyordu. Ama bunun yerine yapabildiği tek şey Tayfun'u kendisinden uzaklaştırmak oldu.

-Çok özür dilerim ama sen bana fazlasın. Lütfen benden uzak dur.

Tayfun'un havada kararsızca duran elleri, Yasemin'in hiçbir anlam veremediği son sözleriyle çaresizce iki yana düştü. Birkaç adım geri çekildi, bir süre Yasemin'e, hayatına ansızın girip, güzel şeyler olabileceğine onu inandıran ve şimdi yine ansızın gitmek isteyen kıza baktı bir süre. Sonra ona arkasını dönüp pencerenin kenarına gitti. Dışarıda güzel bir deniz manzarası vardı ama Tayfun güzel olan herhangi bir şeyi görebilecek durumda olduğunu düşünmüyordu. Kapı yavaşça açılıp kapandı. Yasemin gitmişti.

                           ***

Yasemin yatağına uzanmış, tavanı seyrediyordu. Gözlerinden şakaklarına doğru akan yaşlar kuruyan yerleri tekrar ıslattı. Gözünde yaş, içinde kin,öfke,korku ve acı vardı. Kin içinde güvene dair bir şeyler bırakmayan babasına, sahte öfkesi kendisini bıraktığı için annesine,korku Ali'nin geleceğine ve acı Tayfun'a aitti. Tüm bunları gözyaşları olarak dışarı akıtırken Ali içeri girdi.

-Selam, iyi misin?

-Ben, ah, evet iyiyim, iyi olmaya çalışıyorum.

-Ağlama seansıyla mı?

-Ali, gerçekten..

-Az önce Tayfun abiyle konuştum. İşten ayrıldığını söyledi. Sesi çok kötü geliyordu.

-Evet, burada da yapamadım. Ama merak etme harçlığından kesmem.

-Komik olmaya çalışma. Üzgünsen bunu dürüstçe gösterebilirsin.

-Gerçekten mi?

-Abla annem öldüğünden beri benimle uğraşıyorsun. Babam sana her ne yaşattıysa bunu hala atlatamadın ama benim için yok saymaya çalışıyorsun. Hep benim dertlerim;benim okulum, benim yaramazlıklarım, benim isteklerim. Ergenlikten çıkmış olabilirsin ama bu dertlerini azaltmaz, somutlaştırır. O yüzden lütfen kendine biraz izin ver.

-Bir dakika, sen her kimsen kardeşimin içinden çık.

-Benim abla kim olacak?

-O zaman, söyle bakalım bunu hangi psikoloji konferansından arakladın?

-Komik olmak konusunda ne dedim ben sana?

Yasemin ona biraz daha gülümsemeye çalıştı ama bir süre sonra bu ağır geldi ve Ali'nin kolları arasında gözyaşlarına boğuldu. Bunu yapmamalıydı, Ali'nin karşısında güçlü durmalıydı ama güçlü hissetmiyordu. Sadece bugünün değil yılların acısını çıkarırcasına ağlıyordu. Ali ise kendinden beklenmeyecek şekilde gayet olgun duruyordu. Bir baba şefkatiyle kızın saçlarını okşayıp her şeyin düzeleceğini söylüyordu. Yasemin'in genç ama yorgun yüreği hayatta güvendiği tek erkek olan bu çocuğun söylediklerine inanmak için çırpınıyordu.

                           ***

Tayfun barmenin önüne koyduğu yeni kadehi alıp başına dikerken yanına yaklaşan sexy kızı farketti. Uyuşuk hareketlerle dönüp, gözlerini kısarak ona baktı. Gerçekten harika bir parçaydı ve istekli bir şekilde Tayfun'a gülümsüyordu. Ama bir şey eksikti, çok büyük bir şey, bu yüzden onu istemiyordu. O sırada bir başka çekici kadın geldi. Mine küçümser ve tehditkâr bakışlarını kıza dikti.

-Boşuna uğraşma. Buradan sana iş çıkmaz tatlım, hadi.

Kız bariz bir sinirle onlara baktıktan sonra dönüp gitti. Tayfun bir giden kıza, bir de Mine'ye anlamsız gözlerle bakıyordu. En son gözleri Mine'de takılı kaldı. Kadın kibirle onu süzüyordu. Sanki onun sözüne gelmiş birini seyrediyor gibiydi. Birden bakışları Tayfun'u çok rahatsız etmiş gibi yüzünü buruşturdu. Tabii buna gece boyunca aldığı sınırsız alkol da sebep olmuş olabilirdi. Mine hala niye sırıtıyordu ki?

-Ne o sarhoşluğundan faydalanıp, fotoğraflarını çekip, küçük şımarık kıza yollayacağım diye mi korkuyorsun?

-Ne yalan söyleyeyim sen de o potansiyeli görüyorum.

Tayfun yapmacık bir gülümsemeyle saatlerdir çakılıp kaldığı tabureden sendeleyerek kalktı. Kendisini tutmaya çalışan Mine'nin kulağına eğilip alayla fısıldadı.

-Boşuna uğraşma tatlım, sana da buradan iş çıkmaz.

                           ***

Sarhoş adam yaptığından memnun bir şekilde mekanın çıkışına doğru yalpalayarak yürürken Mine yine arkasından bakıyordu. Bu kadının inatçı takıntısından sonra tehlikeli bir şey varsa o da bakışlarıydı. Sabırlı ve şeytani bakıyordu. Yeteri kadar ve doğru şekilde beklerse amacına ulaşacağından çok emindi. Karşı tarafta, dans pistinin kenarındaki kadına sırasının geldiğini haber verir gibi başını salladı.

ANSIZINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin