Yasemin ısrarla çalan telefona dışarı çıkıp cevap verdi.
-Selim Bey, bir sorun mu var? Arkadaşlar haber verecekti ben..
Selim berbat bir sesle onun sözünü kesti.
-Yasemin çok kötü bir şey oldu, hemen hastahaneye gelmen lazım.
-Sakin olun lütfen ne oldu?
-Alev, kaza yapmış ve kurtarılamamış.
***
Tayfun da içeride açmıştı telefonu. Mine arıyordu.
-Tayfun, neredesin?
-Yasemin'in kardeşi kaza geçirdi Mine. Onun yanındayım. Sen nasılsın?
-Yeni uyandım. Ama çok kötüyüm lütfen yanıma gel.
***
Tayfun dışarı çıkınca telefonu yeni kapatan Yasemin'i gördü.
-Yasemin, kimmiş?
Yasemin şimdilik bir şey söylemek istememişti.
-Ece. Ali' yi sordu da. Seni arayan kimmiş?
Tayfun tam durumu düzelmişken Mine'den bahsedip canını sıkmak istemediğimden o da gerçeği söyledi.
-Annem. Şehir dışında olduğundan gelemedi ya, geçmiş olsun diyor.
-Anladım, sağolsun. Aslında sana teşekkür etmem lazım. Sen olmasaydın..
-Konuşma böyle. Biliyorsun ben senin mutlu olduğun kadar mutluyum, üzgün olduğun kadar üzgünüm.
-Sen yanımdayken hüznüm uzun sürmüyor zaten. Mutlu olabilirsin.
Tayfun onun yüzünü okşadı. Tam ona doğru eğilmişken bir hemşire araya girip onlara baktı.
-İlaç saati.
Tayfun ve Yasemin ona yol verdiler, içeri girince de birbirlerine bakıp gülmeye başladılar.
***
Tayfun ve Yasemin Ali'yi, ziyarete gelen Ece'ye emanet edip çıktılar. Kazayı kimin yaptığı belli olmuştu. Sadece Yasemin arabayı Alev'in sürdüğünü düşünüyordu.
Tayfun Mine boynuna sarılır sarılmaz hata yaptığını farketti ama kadın ikna etmeyi biliyordu.
-Tayfun, Alev ölmüş inanabiliyor musun? Onu ben öldürdüm, benim suçum.
-Tamam, sakin ol. Alev kim?
-Hatırlamıyor musun? Ben birinin ölümüne sebep oldum ya. Bununla nasıl yaşayacağım?
Tayfun biraz düşününce kim olduğunu hatırladı ama Mine'nin onunla ne işi olduğunu anlayamıyordu. Mine'ye bağırıp kızarak Ali'nin hayatını nasıl tehlikeye attığını söylemek isterdi ama kadın daha fazla sarsılamaz gibi görünüyordu. Onun yerine elini tutup sakinleşmeye çalışmasına yardımcı oldu. Mine'nin uyuduğunu farkedince odasından çıktı.
***
Yasemin hızlı adımlarla Selim'in söylediği yere gelince onu perişan bir halde otururken buldu.
-Selim Bey iyi misiniz?
-Hayır, Yasemin ne yapacağımı şaşırdım. O kadar ani oldu ki. Ailesi bile burada değilmiş. Dün gece aradık. Bir saat sonra falan burada olurlar.
-Nasıl olmuş peki?
-Tam bilmiyorum. Yanındaki kadın yapmış kazayı. Başka bir arabaya çarpmışlar. Diğerleri kurtulmuş ama Alev kurtarılamamış.
-Çok üzgünüm Selim Bey.
-Biliyorum mükemmel biri değildi ama ölmeyi haketmiyordu. Bana değer veriyordu ama ben onun kıymetini bilemedim.
Selim resmen ağlamaya başlayınca Yasemin onun elini tuttu. Selim birden dönüp ona sarılınca Yasemin geri çekilemedi.
Tayfun, Mine'nin odasından çıkınca Ali'nin odasına giderken Yasemin ve Selim'in sarıldığını görünce olduğu yerde kalakaldı.
