***
Tayfun arabayı durdurup Ali'nin kapısını açınca Ali sırıtmaya başladı.
-Hayır, şikayet ettiğimden değil de alıştırıyorsunuz bu ilgiye. İyileşince çok özleyeceğim.
Diğer taraftan çıkan Yasemin Tayfun'a gözlerini devirdi. Sonra Ali'ye döndü.
- Bir iyileş sen bakarız. Hem bu kadarına bile şükret.
Üçü eve girince Yasemin Ali'ye odasına kadar eşlik ederken Tayfun mutfağa gitti. Bir süre sonra Yasemin de geldi. O malzemeleri kontrol ederken Tayfun'u seyretti. Tayfun başını kaldırıp ona baktı.
Birbirlerine gergince gülümserken Tayfun buna bir son vermeye karar verdi. Hastahanede olanlardan beri böyleydiler.
-Yasemin, bu işi uzatmasak. Ben seni, sen de beni üzmek istemedik o kadar. Mine ile ilgili yapacağım pek bir şey yok bilerek yapmadığını söylüyor. Zaten hapse girebilir. Selim'i de sorun etmek istemiyorum, sanırım o da kötü.
Yasemin derin bir nefes aldı.
-Ben de artık bizden başka bir şeyi dert etmek istemiyorum.
-Aslında benim son bir derdim daha var ama korkuyorum. Yine kaçmandan ve bana güvenmemenden.
-O adamı soracaksın.
-Sadece anlamaya çalışıyorum, bir acın var belli. Ben ona ortak olmak, yok edemesem de, azaltmak istiyorum.
Yasemin'in gözleri doldu. Bunu ona nasıl anlatabilirdi ki? İçinde ki hislerle savaşırken Ali mutfağa girip onu kurtardı.
-Oo Tayfun abi, bakıyorum da yemekler senden. Yemek yaptığını bilmiyordum.
-Üniversiteli olunca her haltı öğreniyorsun işte. Ama seni bekletmeyelim iyisen gel şimdiden öğren.
-Süper, ablam beni hiç sokmuyor mutfağa.
-Bugün de biz ablanı sokmayalım o zaman. Yasemin sen sofrayı kurar mısın canım?
Konunun dağılmasından memnun olan Yasemin sofrayı kurmaya başladı. Mutfağa gidip gelirken Tayfun ve Ali'nin nasıl eğlendiklerini görüyor ve bu ona müthiş huzur veriyordu. Yıllar sonra yeniden gerçek bir ailenin nasıl olduğunu hissediyordu. Bunu sağlayan bu iki erkeği kaybetmemek de kararlıydı.
Acı hep vardı ve olacaktı ama bunun ailesini üzmesine izin vermeyecekti.
***
Ali'nin maskaralıkları ve ablasıyla yeniden başlayan atışmaları sayesinde bol kahkahalı, harika bir aile yemeği olmuştu. Bir film ve Ali'nin kendi aşçılığıyla övündüğü tatlı bir sohbetten sonra Ali ilaçlar yüzünden erkenden yattı. Tayfun ve Yasemin yeni başlayan bir filmin karşısında sarmaş dolaş oturuyorlardı ama ikisi de filmden bir şey anlamıyordu.
Sonunda Yasemin başını Tayfun'un omzundan kaldırdı. Yaşadığı ve hissettiklerinden sonra sevdiği adamdan bir şey saklamak istemiyordu ama sonucundan ölesiye korkuyordu.
Tayfun gergin yüzünü rahatlatmak ister gibi yavaşça okşadı. Hiçbir şey sormadı. Ona hemen kırılıverecek bir cama dokunur gibi dokunuyordu. Aynı hassaslıkla onu öpüp beklemeye başladı. Anlatacağını gözlerinde görmüştü.
Yasemin gözlerini kapatıp ağlamamak için dua etti. Yine de ağlayacağını biliyordu.
-Sen hep korktuğunu söyledin ama asıl senin gitmen benim korkum olduğu için anlatamadım. Ama saklamaya da hakkım yok.
Ben 16 yaşındaydım. O zamana kadar da mükemmel olmamasına rağmen annem ve küçük Ali sayesinde çekilir bir hayatım vardı. O adam başta kötü değildi. Onu severdim, her kız çocuğu gibi babam kahramanımdı işte.
Sonra işleri bozulunca o da bozuldu. Her şeyden nefret eden ve bizi de kendinden nefret ettiren alkoliğin teki oldu. Dedim ya annemle dayanmaya çalışıyorduk ama onu son gördüğüm gece..
Yasemin gözyaşlarına yenildi. Tayfun durmasını söyledi ama Yasemin devam etti.
-Yanında biriyle geldi. Daha görür görmez nefret etmiştim ondan. Bütün gece içtiler sofrayı toplamaya içeri gidince o sızmıştı. Arkadaşı bana baktı, iğrenç bir şekilde sırıttı. Ondan sonrası çok hızlı oldu...
Odamda ağlarken annemin kilitli kapımı çaresizce zorladığını, Ali'nin bana acır gibi ağlayışlarını ve baba olacak o adamın hiçbir şey yapmadığını hatırlıyorum. Uyanınca pişman ve perişan görünüyordu ama bir işe yaramadı tabi. Annem onu öldürmeye bile çalıştı.
Onu terkettik. İlk birkaç hafta kendimde değildim ama olan anneme oldu. Onun bana yaptıklarına dayanamadı, kanser oldu. Birkaç sene sonra da öldü. O ölünce Ali ve benim için mücadele edecek bir tek ben kaldım. Okulum bitene kadar akrabaların yanında kaldık. Sonra işleri yoluna koydum, Ali ve kendime bir hayat kurdum. Kalbim dışında her şey iyi durumdaydı. Bedenimdeki bu kir yüzünden kalbime de kimseyi yaklaştıramadım. Sen ise.. Sen çok inatçıydın ve ben sana karşı koyacak kadar güçlü değildim.
İşte meşhur gizemli hikayem. Şimdi gitmek istersen sana hiçbir şey söylemem. Bugün vedamız olur. Tek istediğim senin de bir şey söylememen, bunu duymaya dayanamam.
Yasemin ağlaya ağlaya konuşmayı bitirdi. Tayfun transa girmiş gibi ona bakıyordu. İçindeki öfke, nefret ve acı fırtınasını dindirmeye çalışarak titreyen elleriyle Yasemin'e sarıldı. Ona yaşananları unutturmak, acılarını silmek ister gibi sarıldı.
Ama acı orada duruyordu. Tayfun kurumuş gözyaşlarıyla uykuya dalan Yasemin'i odasına taşıyıp tuvalete gitti. Aynadaki perişan adama baktı. Adam 16 yaşındaki Yasemin'e ve 28 yaşındaki kendisine ağlıyordu...