***
Alev şirketin kadınlar tuvaletinde son on dakikadır prova yapıyordu ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın o kendine ait olmayan, aptal cümleleri inandırıcı bir şekilde söyleyemiyordu.
Mine denilen o kadına sadece Selim için katlanıyordu ama hala şüpheleri vardı. Örneğin birazdan hayatının aşkını kendi elleriyle o sahtekar kıza yollamak daha önceden imkansızken şu an bunu yapmak zorundaydı.
Planı tekrar gözden geçirdi, önce Mine Hanım'ın işi halledilecekti; ona göre Tayfun Bey'i Yasemin'den uzaklaştırmanın en iyi yolu Selim'in Yasemine olan hislerini kullanmaktan geçiyordu. Bir süreliğine yakınlaşmalarına izin verirse, hatta istemeden de olsa yardım ederse Selim'in gözünde kendisiyle ilgili iyi bir kadın imajı yaratabilirdi.
Zaten Selim bir süre sonra ondan sıkılacaktı ve farklı bir şeyler arayacaktı. Alev işte o noktada tekrar sahneye çıkmayı düşünüyordu. Yasemin de onlara bulaşmadığı sürece istediği yere gidebilirdi.
Planın sonunu düşününce can sıkıcı baş kısımlarına katlanmak daha kolaydı. Bu yüzden son bir provadan sonra sahte bir gülümsemeyle Selim'in odasına gitti.
Adam Yasemin gittiğinden beri olduğu gibi düşünceli bir tavırla masasında oturmuş, elindeki şalı seyrediyordu. Bu şalı Yasemin giderken unutmuş, almak için de dönmemişti. Selim de şalı elinden düşürmediğinden Alev kızın şalı bilerek bıraktığına emindi.
Bu görüntü ve düşüncelerin kendisini öfkelendirmesine izin vermek yerine üzgün bir tavra büründü.
-Selim iyi misin?
-Sence?
-Bence yanlış yapıyorsun?
-Ne yanlışı?
-Eğer onu istiyorsan onunla konuşmalısın, şalıyla değil.
-Sen ne diyorsun ya? Kendinde olduğuna emin misin?
-Ben sadece senin mutlu olmanı istiyorum. Bunun için o kızla olman gerekse bile, önemli olan mutluluğun.
-Teşekkür ederim ama yapabileceğim bir şey yok.
-Tabii ki de var. Yasemin işten ayrılmış. Patronlarla ne derdi var bilmiyorum ama senin için tam sırası. Ona git ve sana mutluluğunla ilgili söylediklerimi tekrar et. İlk olarak işe dönmesi için ikna et daha sonra onu etkileme işine tekrar başlarsın. Tek ihtiyacın olan sabır. (En çok da benim sabra ihtiyacım olacak).
-İşe yarar mı dersin?
-Karşında şirketinin beyni ve insan sarrafı bir kadın duruyor, lütfen.
-Haklısın, hala böyle bir şey yaptığına inanamıyorum ama teşekkür ederim.
Selim birden melankolik halinden sıyrılıp ayağa fırladı. Alev'i kucaklayıp yanaklarından öptü ve aceleyle dışarı çıktı. Alev uzun süredir beklediği sarılış ve öpücüğü o kız yüzünden elde ettiğinden mutlu olamadı. Hatta o kadar sinirlendi ki önündeki masanın üzerinde duran dosyaları hışımla yere fırlattı.
Tam o sırada Selim tekrar içeri girdi. Manzarayı görünce kaşlarını kaldırarak Alev'e baktı.
-İncelemek için alacaktım, elimden düşürdüm. Bu aralar çok sakarım da.
Selim hemen eski haline geri döndü, aceleyle çıkarken unuttuğu ceketini alıp tekrar çıktı. Alev'in gerçekten bolca sabra ihtiyacı olacaktı...
***
Tayfun çalışanlarının daha önce görmediği bir öfkeyle toplantıyı tamamladı. Çalışanlar kaçarcasına toplantı odasını boşaltırken Mine ukala bakışlarla onu süzüyordu.