Son

34 2 0
                                    

   Yasemin koltukta uyuya kalan kardeşinin yeniden uzayan saçlarını okşarken Tayfun elinde bir battaniyeyle yanlarına geldi. Yasemin ona gülümsedi.

- Bayılana kadar yemiş.

   Tayfun Ali'nin üstünü örtüp Yasemin'e elini uzattı.

- Bu koltuk rahattır uyandırmaya gerek yok.

   Yasemin onun elini tutup ayağa kalktı. Bu gece birlikte uyuyacaklardı. Kendisi istemişti. Elele odasına girdiklerinde Yasemin gülmeye başladı.

- Odanın ofisinden tek farkı içinde yatak olması farkında mısın?

- Bazen bana da soğuk geliyor ama sen buradayken daha sıcak gibi değil mi?

   Yasemin gülümseyip yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Sonra Tayfun'un kendisine verdiği pijamaları giymek için banyoya gitti. Bunları annesinden almıştı ve annesinin formda bir kadın olması sayesinde içinde rahat etmişti.

   Yasemin üstünü değiştirip yanına geldiğinde Tayfun çoktan yatmıştı ve yattığı yerden kendisine gülümsüyordu. Yanına uzanıp omzuna yaslandı.

- Tayfun,

- Söyle bal gözlüm.

- Senden bir şey istiyorum.  Ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.

- Ne istersen söyleyebilirsin biliyorsun.

   Yasemin yapamayacağını anlayınca göstermeye karar verdi. Gerginlikle dudağına uzandı. Tayfun bir süre tutkuyla karşılık verip ne istediğini anlayınca geri çekildi.

- Yasemin, düğünümüz çok yakında biliyorsun.

- Olsun, benim düğüne saklayacak bir şeyim yok ki.

- Yasemin..

- Hayır, sen sorun yapmıyorsan ben hiç yapmam. Sadece düğün gününde gerilmek istemiyorum.

   Tayfun Yasemin'in bunları konuşurken kıpkırmızı olan yanaklarını okşadı. Hiçbir şey söylemeden onu öpmeye başladı. Yasemin ilk andaki gerginliğini atıp ona karşılık vermeye başlayınca Tayfun onun istediğine ve kendi arzularına karşı koyamadı. Her şeye rağmen onun korkusunu hissediyor ve buna göre aşırı bir narinlikle ona dokunuyordu.

   Yasemin onun kendisine karşı ne kadar sabırlı ve nazik olduğunu görebiliyordu ve buna minnettardı. Tüm korkularıyla birlikte hayatlarının en özel gecesiydi.

                           ***

   O geceden sonra düğüne kadar bir kaç kez daha birlikte oldular ve Yasemin zamanla bundan korku dışında bir şey hissetmeyi daha öğrenmişti; tutku.

   Düğün günü her şey ama her şey mükemmeldi. Tayfun damatlığıyla Yasemin'i almaya gelince Yasemin ona bayılmıştı ama Tayfun'un kendisini beyazlar içinde görünce hissettikleri kesinlikle daha fazlaydı.

   Ve düğünün yapıldığı otelin bahçesine vardıklarında onları gören herkez de onlara hayran kalmıştı. İkisi için de her şey hızlandırılmış bir film gibiydi. Ancak ilk danslarına kalktıklarında her şey normale dönmüştü.

   Yasemin başını Tayfun'un omzundan kaldırınca arkalarında Melek Hanım'la dans eden Ali'yi ve Selim'le dans eden Ece'yi gördü. Ece de Ali de ona göz kırpmıştı.

   Yasemin daha fazla üzülemeyeceğini düşündüğü bir noktadan daha fazla mutlu olamayacağı bir noktaya nasıl geldiğini bilmiyordu ama bunu sorgulamayacaktı da. Bugün sadece mutlu olacaktı.

    

                            ***

   Mine mutlulukla dans eden çifti acıyla seyrediyordu. Onca zaman hayalini kurduğu ve bunun için kendini paraladığı o şeyi şımarık, küçük bir kız çocuğu yaşıyordu. Kalbinin kanadığını ve öldüğünü hissediyordu ama yalnız ölmemeye kararlıydı.

   Müzik durup herkes onların mutluluğunu alkışlarken elindeki tabancayı yavaş yavaş kaldırdı. Hedefini biliyordu. O küçük kız bugün mutlu olamayacaktı. Kendisine bunu yapan adam ise ömür boyu..

 

                            ***

   Keskin silah sesi alkışları çığlıklara dönüştürürken Yasemin Tayfun'un kollarından kayıp yere düştü. Ne yapacağını şaşıran Tayfun bir eline bulaşan kana bir de yerde yatan çiçeği burnunda karısına baktı. Kendinden habersiz yere çöken dizleri olayları anlamaya başlamasına neden oldu.

   Başını kaldırınca kendisine nefretle bakan bir çift göze bomboş gözlerle baktı. Sonra tekrar Yasemin'e döndü. Sesler ve görüntüler yok olmuştu. Sadece kanlar içinde Yasemin'i görüyor ve kendi ağlayışını duyuyordu. Bugün düğün günleri olmalıydı, ölüm değil. 

                           ***

   Yasemin acıyı hissetmeden önce etrafına bakmıştı. Şaşkın erkeklere, korkmuş kadınlara, yüzünde ilk defa umutsuzluk gördüğü Ali'ye, kocası, sevdiği adam Tayfun'a.. 

   Daha fazla üzgün olamayacağını düşündüğü noktadan, daha fazla mutlu olamayacağı noktaya geçmişti. Ve şimdi o noktada her şey kararıyordu.

   Daha fazla ne olabilirdi ki? Hayat ansızın başlıyor, ansızın aşık ediyor, ansızın acı çektiriyor, ansızın mutlu ediyor, ve ansızın bitiyordu. Ansızın...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ANSIZINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin