0.7

2.1K 63 4
                                    

Her uyanışın bir yatışıda vardır.
Tıpkı her sabahın akşamının olduğu gibi.
Yaşamanın ölümüde var daha birsürü örnek verilebilir bu tabloya...
Geçen günele yaşadıklarımıza dair herşeyi silmiştim.
Ben kuştum zaten çabucak unuturdum,
hemen unuttum da zaten...
O yine eski haline dönmüştü bense yine hapis kalmıştım bu odada.
Gittikçe bu odanın şeklini alıyordum.
Sessiz, boş...

Kapının tıklatılması ile bedenimi kapıya döndürüp 'gir' komutunu verdim. Bunun Özgür olduğuna emindim.
Urgan kapıyı çalmadan direk girerdi.

"Nasılsın? " diye sordu, yatağıma otururken.

"Bu durumda nasıl olunursa öyleyim, Özgür."
Özgür bu işi istemeden yapıyordu.
Benim bu konuda masum olduğumu biliyordu,ama yapmaya mecbur kılınmıştı. Zira kardeşim dediğin insan mıydı önemli olan yoksa yaşadığı belli olmayan bir kız mı?

"İçmeyi ögrendinmi bakalım?" diye konuyu değiştirerek soru yöneltti.

"İçmeyi öğrenmekten çok sanırım hissizleştim.Pek sevmedim içmeyi, kehribar o şişede sadece kehribar olarak kalmalı benim için." Güldü kısaca.

"İlk içmene rağmen sadece sızdın. Tuhaf şeyler yaparsın diye düşünmüştüm." Güldüm. İçten gülüşlerimi unutalı uzun zaman olmuştu.

" Bilmem! Belki o kehribarda senin gibiydi?" Bakışlarımı bir süre üzerinde gezdirdikten sonra bana baktı. Dediğimi anladığını biliyordum.
Kehribarın beni sarhoş etmek yerine zararsızca sızdırması, özgüründe bana zarar vermeyip, yapamasada koruma çabası gibiydi.

Bakışlarımı pencereye çevirdim.

"Ne zamana kadar bu odada böyle kalmak zorundayım? "
dedim.Dışarıya bakarken.

"Ben bitti diyene kadar!" dedi o meşhur sert ses. Tam bir haftadır hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.
Eski haline geri dönmüştü.
Özgür'ü ise o günden sonra görmemiştim, nereye gönderdiyse daha yeni geliyordu.

"Hazırlan, resmi bir yere gideceğimizden resmi giyin!" diyerek odadan çıktı. Özgür'e döndü bakışlarım.

"Bugün ne diyorsa yap, gideceğiniz yerde sakın konuşma pek tekin adamlar değiller. Sana ağır laflar söyleyebilirler, Üzülme olur mu?"

Neden bana böyle davranıyorsun Özgür ?
Seninde onun gibi olman gerekti.
Yoksa olmayan abim gibi sahipleneceğim canımı yakacağını bile bile...

Kafa sallamakla yetindim.
Odadan bana sonkez bakıp çıktı.

Yavaşca dolaba ilerleyip, siyah dizimde biten bir elbise ve siyah yüksek topuklu bir ayakkabı giydim. Saçlarımı at kuyruğu yaptım. Rimel ve ten rengi ruj sürdükten sonra odadan çıktım.

Aşağıya indiğimde, Özgür ve Urgan bir şeyler konuşuyorlardı, beni görünce Urgan sustu.
Bana kaşlarını çatarak baktıktan sonra,
" hadi çıkalım." diyerek kapıya ilerledi.
Özgür yanıma gelip,
"Çok güzel olmuşsun. Sana dediklerimi unutma Nefes." diyerek kapının önünden çekildi.

Arabaya bindim ve kendimi sessizliğe mahkum ettim.

₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩

Durduğumuz lüx restorantın kapısından önde Urgan arkasında ben geçtim.
Onun elindeki tasmalı köpek gibiydim.

Ah! ben sadece kolay hafızalı bir kuş olmayı tercih ederim. Hayat anca böyle çekilebilir bir hal alıyor.

Biraz ileride kalabalık erkek topluluğu görüldü.
5-6 kişiydiler ve yaşlıydılar. Kırklarında veya belkide ellilerindeydi çoğu.

Urgan ilerleyip el sıkışırken, bir adam bana da elini uzattı.

" Merhaba küçük hanım! " diyerek elimi tutup öptü. Orayı kazımak istiyordum.

Yerimize oturmuştuk çoğu göz benim üzerimdeydi.

Elimi öpen adam gülerek bana döndü.

" Urgan işin bitince banada gönder.
Böyle güzel ve tazeleri herzaman ele geçmez." Urgan yüzünde hafif bir sırıtışla bana döndü.

"Ali bey, emin olun tazeliği kadar yataktada iyi.İşim bitince o zevkle yaşarsa sizin olsun." dedikleri ile yerimde donup kalırken bunu ondan beklemiyordum.

Sana bu yaptıklarına rağmen, kırılmam neydi?
Söylesene bir kurban, katilin elindeyken kırılabilir miydi?

Bana sürtük damgası vurmuşlardı, resmen ve onunla yattığını ima etmişti. Dolan gözlerimi saklamak için yerimden ayaklandım.
Lavaboya doğru ilerlerken Urgan kaşlarını çatsada birşey demedi.

Lavaboyu görmeme bir iki adım kala kolumdan serçe tutuldum.Bu daha demin elimi öpen Ali beydi.
Elimi çekmeye çalıştım ama izin vermedi.

"Güzelim şurada iki dakika tadına bakalım ne dersin?" dedi bana daha çok yaklaşırken.
Sinirlerimi kontrol edemeyerek boşta kalan elimle yüzüne bir tokat attım.

" Bırak beni şerefsiz." Sinirle bana bakıp, erkekler tuvaletine zorla soktu.

"Herkes dışarı, çıkamayan o çok önemli yerini unutsun." Herkes çıkarken bir ümit birinin beni kurtarması için diledim. Ama herkes korkuyla çıktı.

" Gelelim şimdi sana, O tokadın hesabını vereceksin.Sürtük! " tükürcesine söylediği sözler midemi bululandırırken, elbisenin açıkta bıraktığı omzuma yöneldi.
Dudakları ile öpüp ısırıklar bırakıyordu. Bense istemeden acıyla inliyordum. Gözlerimde yaşlar geliyordu. Boynumda aynılarını yaparken, Bir elimi kurtarıp yüzüne derin çizik bıraktım.

Öfkeyle beni boy aynası olan duvara fırlatı.
Ayna kırılıp yeri boylarken, Sırtıma giren camlarla acı ile bağırdım. Kolumdan tutup tokat attı. Dudağım kanarken, biradaha vurdu.
Burnumdan akan sıcak sıvı ile gözlerim karardı.
Yere düşerken karnıma tekme attı.
Urganın vurdugu yerlere yenisi ekleniyordu.

Biliyorum senden umut bekleyemeyecegimi , siyah adam.
Bile bile senden umut beklemiyorum.
Senden umut dileniyorum.
Bir umut beni kurtarır mısın bu pis ellerden?

Gözlerimi yavaşça kapadım.
O ise hala bana sinirle vurmaya devam ediyordu.Kapı sertçe açıldı.
Gözlerimi açıp, gelene baktım.

Urgan büyük bir öfke ile buraya bakıyordu.
Ali ise hala bana tekme atmak ile uğraşıyordu.

Urgan, aliyi üzerimden çekip,
yumruk atmaya başlarken ,
camların üzerinde uzanmam ve vurdugundan dolayı daha çok cam saplanan bedenimi, zorla kaldırdım, bedenimi. Duvar dibine sindim, büyük acılarımla.

O adamın pis dudakları dokunmuştu bana...

Ellerimdeki cama aldırmadan onun dokunduğu yerleri kazımak istercesine ovaladım.
Elimdeki camlar derin yarıklar bırakırken elimin içine daha çok girdi.
Belimdeki cam parçaları canımı acıtıyordu.
Gözlerim yavaşça kapandı, sonra ise hiçbirşey hatırlamıyorum.

Bu sefer sen değildin katilim.
bu sefer farklıydı ölüm sebebim...

Belkide beni bin defa öldürmenin istedim, içimden.
Sana sığınmak istedim, katilim olmana rağmen.
Kabul edemesemde ben sana güvenmişim.
Ya da ben değil.
İçimdeki küçük kız, içindeki küçük oğlana güvenmişti, savunmasızca.
Ama bir kez daha öğrendi, öğrendik.
Kimseye güven olmayacağını...

YALANIN ESİRLERİ (FİNAL YAPTI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin